Yahudilerin Filistin'de işlediği vahşet ve barbarlık için ilk kez özür dilenmiyor. Hiç şüphesiz bununla kurban rolüne bürünerek Yahudi varlığının Filistin'e yönelik yapacağı operasyonlara gelebilecek eleştiriler bertaraf edilmek isteniyor. Filistin'deki Yahudiler, halkını sürgün ettikleri İslami bir toprağı işgal etmişlerdir. Ve hiç tereddüt etmeden halkın, öğrencilerin ve ibadet edenlerin başlarına evlerini, okullarını ve camilerini yıkıyorlar.

Filistin'de Yahudi barbarlığının kurbanlarına yönelik endişe taşıyanları, kınayanları ve Yahudi işgaline karşı çıkanları Yahudi karşıtlığı gibi göstererek suç isnat etmenin yollarını aramak, ikiyüzlülüğün zirvesidir. Hizb ut Tahrir'e yöneltilen eleştiriler, aslında ilkesel olarak Yahudilerin Filistin işgaline karşı çıkan tüm Müslümanlara yöneltilmiş eleştirilerdir.

Söz konusu açıklamalar, Gazze halkına karşı yürütülen en son saldırı sırasında yapılmış açıklamalardır. Hatırlanacağı üzere bu saldırılar sırasında gelişigüzel evler, okullar, hastaneler, camiler yerle bir edilmiş, bu operasyon sürecinde erkek, kadın ve çocuk demeden binlerce masum insan katledilmiştir. O zaman yapılan açıklamalar, mutlaka bu saldırı bağlamında değerlendirilmelidir. Ve bu bağlamda Yahudilere işaret etmek, kesinlikle Yahudi işgaline işaret olarak algılanmalıdır. Yahudilerin kendileri bile gururla bir Yahudi devleti olarak Yahudi varlığına işaret ediyorlar. Dolayısıyla diğerleri de aynı sözcük ve niteliği kullandıklarında yalancıktan ağlayıp sızlamak samimiyetsizlik ve sahtekârlıktır.

En darda oldukları dönemlerde tüm bu Yahudilerin tarihsel olarak Müslümanlara sığındıkları çok iyi bilinmektedir. Yahudiler, sadece İslam'ın altında büyüyüp geliştiler. Ve gerçekten de sadece İslam'ın altında altın çağlarını yaşadılar. Müslümanları antisemitizm olarak betimleyerek tarihi yeniden yazma girişimi, sadece samimiyetsizlik değil, aynı zamanda da bir suçtur!

Şimdi böyle bir eleştirinin, Müslüman toplulukların nefret ettiği ve daha sonra Gazze Şeridi'ndeki Yahudi vahşetine verdiği partizan destekten dolayı Halkla İlişkiler Komisyonu'ndan rezil bir şekilde kovulan Vic Alhadeff'den gelmesi tam bir ironidir. Öyle görünüyor ki, Hizb-ut Tahrir'in sözlerini mecrasından saptırarak şimdi de utanmadan Müslüman topluluklardan intikam almanın yollarını arıyor.

İlkeli insanlar olarak Müslümanlar, yaşadıkları ve trajik olaylar oluştuğu sürece Filistin'deki Yahudi zulmüne ışık tutacaklar ve bunu halka anlatmaktan asla tereddüt etmeyeceklerdir.