Cumartesi, 21 Muharrem 1446 | 2024/07/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Avustralya
Medya Bürosu

No: AVLu2013BAu20132014u2013MBu2013TRu201302 H. 26 Şa'bân 1435
M. Salı, 24 Haziran 2014

Basın Açıklaması Irak Çatışması "Terörle Savaş" Gerekçesiyle İslamofobi Korkularını Tırmandırıyor

Ana akım medya ve politikacılar, sansasyonel İslamofobi yorumlarıyla söylemlerinin tonunu iyice yükselterek, Irak'taki son olaylar nedeniyle korku tüccarlığı ve çığırtkanlığı yapıyorlar. Bu kez "Irak ve Şam İslam Devleti" [IŞİD] birincil nesnedir. Onun üzerinden Müslümanlara, İslam'a, cihat ve Hilafet gibi İslami ideallere saldırılarak şeytanlaştırılıyor.

Bu bağlamda Hizb-ut Tahrir / Avustralya aşağıdaki noktaları vurgular:

1- Bu vaka, Müslüman topraklara yönelik müdahaleyi haklı gösterebilecek bir dayanak oluşturmak için alışılagelmiş sömürgeci taktiklerin bir parçasıdır. ABD tarafından iktidara getirilen ve desteklenen Maliki rejiminin sistematik olarak uyguladığı baskıcı zulme karşı ayaklanma, politik gerekçe oluşturmak ve gerekirse askeri müdahale için "Teröristlerin" istilası olarak lanse edildi. Ki bu sayede Batılı güçlerin çıkarları korunsun ve daha ilerilere taşınsın.

2- IŞİD, Hollywood yapımı fantastik film stilinde dünyaya gelmiş bir şeytan olarak betimleniyor. Görünüşe bakılırsa daha önce bu öcü rolü üstlenen El Kaide'den bu rolü devralmış gibi gözüküyor. Bu anlatı, El-Kaide'nin aynısıdır. Daha önce onun hakkında insanlık ve ahlaktan nasibini almamış deniyordu. Şimdi ise görünüşe göre ahlak pusulası, başka bir "aşırı" grubu gösteriyor.

3- IŞİD, Irak rejimine karşı ayaklanan gruplardan oluşan bir koalisyon içindeki bir aktördür. Buna rağmen "teröristlerin işgali" fikrini ön plana çıkarmak için samimiyetsizce asıl aktör değilse de baskın aktör olarak tasvir edildi. Aynı zamanda mezhepsel ve etnik bölünmelere vurgu yapıldı ve körüklendi. Batılı liderler, Irak'ta karşılaştıkları sorunlar nedeniyle kendi dış politikalarını aklamaya çalışıyorlar. Onun için oryantalist fantezi şeklinde sunulan İslam'ın içindeki uzlaşmaz mezhep gerginliğini körüklüyorlar. Zorbalar veya uygar Batı tarafından askeri müdahale ile uysallaştırmak için Sünniler, Şiiler ve Kürtler, sonsuza kadar birbirlerinin boğazlarını kesenler olarak gösteriliyor.

4- Politize olan "Terörizm" algısı, burada da belirgindir. "Terörizm" ideolojik veya siyasi amaçlar için şiddet kullanımı ise, dünya, Batılı devletlerden daha büyük teröristler görmedi. On yıl süren işgaller ve savaşlar yoluyla tüm milletleri kıyıma sürükleyen onlar değil mi? Aynı Batı, şimdi insanlığın hayırsever kurtarıcısı olarak sunuluyorken baskıcı koşullara tepki gösteren güçsüz grupların eylemleri şişiriliyor. Aynı zamanda zorba ile mücadele etmek ve mazlumların yardımına koşmak üzere yurtdışına giden Batıdaki Müslümanlar, "aşırılar" ve "teröristler" olarak niteleniyor. Onlara göre bir Müslüman iyi bile olsa kötüdür ve Batı devleti baskıcı bile olsa adaletli ve iyidir!

5- IŞİD gibi gruplar tarafından yapılan saldırıları yayınlama yöntemi ile sansasyonel haberler yapılıyor. En küçük ayrıntısından bile bahsediliyor. Buna karşılık ABD, yargısız infaz yöntemi ile Yemen'de Enver el Evlaki ve onun 16 yaşındaki oğlu gibi kendi vatandaşları üzerine bomba yağdırarak onları param parça ederken, ya da Pakistan'da uyuyan veya oynayan çocukları İHA'lar ile bombalarken, bize hiç bir açıklayıcı ayrıntı verilmiyor. Bombalanan bu insanlar, aynı eğilimde olan canavarlaştırılmış insanlar olarak lanse ediliyor. Yine yıllardır Maliki tarafından Sünni Irak içinde işlenen katliamlar, işkenceler ve tecavüzler hakkında herhangi bir velvelenin koparıldığına rastlamıyoruz. Tüm bunlar, Batının sorununun şiddet değil "Batı çıkarları" olduğunu gösteriyor. Ki Batı çıkarları söylemi, zayıf ulusların sömürülmesi yoluyla elde edinilen siyasi ve ekonomik çıkarlar için örtülü bir koddur.

6- Biz, Müslüman topluluğa ve daha geniş ölçüde topluma, isteri ve yalanlara inanmamalarını tavsiye ediyoruz. Ne kadar tekrarlanırsa tekrarlansın yalan her zaman yalandır. Biz, bunu daha önce Irak, Afganistan ve her yerde gördük. Biz, bu yalanlara gerçekler ile yanıt vermeliyiz: Gerçek asıl sorun, sorunun temeli, Batılı şiddettir. Batı tarafından uygulanan şiddet, birçok birey ya da grubun işlediği şiddetin kat kat ötesindedir. İşte bu, aslında insanları tepki vermeye zorlayan asıl etkendir.

7- Başbakan Tony Abbott, İslam'ı ve Müslümanları kötülemeye öncülük etmektedir. Dün bir yandan savaşmak için yurtdışına giden Müslümanlara saldırarak tehdit ederken, aynı zamanda da laik diktatör el-Sisi rejimini tebrik ediyordu. Biz, bir kez daha ABD dış politikası uğruna Avustralya askerlerini kurban etmek isteyen Başbakana, Müslüman dünyasına müdahalede Avustralya'nın hiçbir çıkarının olmayacağını hatırlatmak isteriz. Biz, ona daha önce Avustralya'nın Irak'a gitmesiyle hata ettiğini ve bunu bir kez daha tekrarlarsa, hükümetinin ve tek başına böyle bir hareketi destekleyenlerin doğacak sonuçlardan sorumlu olacaklarını hatırlatırız.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Avustralya
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: (+61) 438 000 465
www.hizb-australia.org
E-Mail: media@hizb-australia.org

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER