حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Avustralya
Medya Bürosu
No: AVLu2013BAu20132013u2013MBu2013TRu20130014 |
H. 30 Muharrem 1435 M. Çarşamba, 04 Aralık 2013 |
Basın Açıklaması Hükümetin Suriye'ye Gitmek İsteyen Müslümanlara Karşı Hamlesi İkiyüzlülüktür
İki Sydneyli Müslüman, Esed rejimine karşı savaşmak için Suriye'ye gitme niyetleri iddiasıyla bu sabah AFP tarafından tutuklandı. Bu tutuklama, hükümet yetkilileri tarafından Esed'in kanlı zulmüne maruz kalan mazlumlara yardım etmek için Suriye'ye gitmek isteyen Müslümanlara karşı yapılan geniş çaplı hamle bağlamında değerlendirilmelidir.
Hizb-ut Tahrir / Avustralya bu bağlamda şunları vurguluyor:
Başsavcı George Brandis'in bu tutuklamaları Avustralya'nın ulusal güvenliğine bağlaması saçmalık, sorumsuzluk ve korku tüccarlığıdır. Böylece hükümet, haksızlığı haklı göstermek ve mazluma desteği suç saymak için ikiyüzlü bir politika takip ediyor. Bu hamle ile Esed'e karşı mücadeleye katılmanın bir suç olduğu gösteriliyor. Neden suç sayılıyor? Daha önce tartışıldı mı? Gerekçeler ortaya kondu mu? Bu meselenin tartışılması dini otoriteler tarafından hep engellendi mi? Hükümetin gizlediği gerçekler, açığa çıkacak diye mi böyle yapılıyor? Kişisel fedakârlık ile mazluma yardım etmek, ne zamandan beri gayri ahlaki davranış oldu? Niçin suç sayıldı? Neden ezilen halkları destekleme bahanesiyle Avustralya birliklerinin deniz ötesi çatışmalara katılmalarına evet deniliyor da Müslümanlara hayır deniliyor? Niçin Avustralya askerlerinin yurtdışındaki operasyonları, ayakta alkışlanan bir fedakârlık kabul ediliyor da mazlumu desteklemek için Müslümanların fedakârlığı suç ve cezalandırılacak sorunlu bir davranış olarak görülüyor?
AFP Komiser Yardımcısı Peter Drennan, bu sabah yüksek ahlaki moralle tutuklamaları kendince haklı göstermek için bahane üretmeye kalktı. "Şiddetin hiç bir gerekçesi olamaz.", "Hangi gerekçeyle olursa olsun şiddetle yoluyla insanların öldürülmesi, asla haklı görülemez ya da övülemez." diyerek Müslümanların Suriye'deki durumları hakkında konuşmalar yaptı. Son on yıl içinde bu amaç için Avustralyalı askerler Müslüman dünyasına konuşlandırıldığı zaman Sayın Drennan nerede idi?
Bir yandan Hükümet Esed'e muhalif güçlere desteği suç sayarken, diğer yandan kendisi dışişleri bakanlığı aracılığıyla laik muhalefet unsurları destekleyen çeşitli siyasi manevralar yapıyor. Gerçek şu ki bu konuyla ilgili devlet politikası, şiddet veya ulusal güvenlik meselesi değildir. Hükümet, Suriye için politik alternatifi meşrulaştırmak ve sorunlu gördüğü İslami hareketleri de suç sayarak yasadışı kabul edilmesi için uğraşıyor. Hem Esed'e alternatif olacak ajanın laik olması için çalışıyor ve teşvik ediyor hem de Suriye'de İslami bir hükümet potansiyeline karşı mücadele ediyor.
Suriye'ye gitmek Müslümanları radikalleştirir ve geri döndüklerinde de bir güvenlik tehdidi oluştururlar düşüncesi, saçmalıktır. Müslümanlar insanlık dışıdır, çağdaş değildir, kendilerini kontrol edemezler ve dolayısıyla uygar beyaz adam tarafından müdahale gerekir gibi tüm bu bildik gerekçeler, oryantalist İslamofobi öyküsüne dayanır. Neden radikalleşme ve ulusal güvenlik konusundaki aynı endişeler, yabancı müttefiklerin orduları içinde mücadele eden ve eğitim gören diğer Avustralya vatandaşları ile ilgili olarak gündeme gelmedi? Ya da gerçekten Avustralya birlikleri yurtdışında işgallere katılmak için mi gidiyor?
Biz Müslüman topluluklara, hükümet yetkililerinin ucuz gözdağı taktiklerinden korkmamak gerektiğini öneriyoruz. Bu politikaların amacı gözdağı vermek ve susturmaktır. Bu yüzden bizim tepkimiz, Suriye'de ezilen halkı desteklemenin neresi suç diye sorgulayıcı ve eleştirel yönde olmalıdır. Suriye, zalim Esed rejimi ve uluslararası toplum tarafından kuşatma altındadır. Uluslararası toplum, laik güçler lehine İslami direnişin ateşini söndürmek ve yok etmek istiyor. Bu bağlamda bizim sessiz kalmamız, Suriye Müslümanlarına karşı ihanet olur.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Avustralya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+61) 438 000 465 www.hizb-australia.org |
E-Mail: media@hizb-australia.org |