Salı, 03 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Ey Zalim Yöneticiler! Başımıza Vura Vura Burnumuzun Direğini Sızlattınız

بسم الله الرحمن الرحيم

Ey Zalim Yöneticiler! Başımıza Vura Vura Burnumuzun Direğini Sızlattınız

Haber:

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkesinin Myanmar’dan Bangladeş’e kaçan Müslüman mültecilere yardım etmeye hazır olduğunu açıkladı. Nitekim Kazakistan'ın başkenti Astana'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 1. Bilim ve Teknoloji Zirvesi sırasında, Rohingyalı Müslümanlar şuan çok büyük zorluklar ve krizlerle karşı karşıyadır diyerek bu işin üstesinden gelebilmek için safları birleştirme ve işbirliği çağrısında bulundu. Türkiye Cumhurbaşkanı şunu ekledi: “Myanmar’daki Müslüman kardeşlerimiz, çok sert muameleyle karşılaşmış olup ülkelerini terketmeye zorlandılar. Bu adil olmayan muameleyi önlemek için tüm gücümüzü kullanmalıyız. Bu insani dramı önlemek için Myanmar ve Bangladeş hükumetleri ile çalışmak istiyoruz.” Konuşmasında Bangladeş’teki mültecilere yardım etmenin gerekliliğine vurgu yapan Erdoğan şöyle dedi: “Bu konudaki yardım etme isteğimizi Bangladeş otoritelerine ilettik.”  [Kaynak: Novosti] 

Yorum:

Senin mazlumlara yardım eden ve onların üzerinden zulmü kaldıran şerefli ve büyük bir tarihe sahip güçlü bir devlet başkanı olduğunu neredeyse unutuyoruz ey Erdoğan! Zira bu devletin, yeryüzünün doğusundan ve batısından kendisine sığınan tüm çaresizlere kucak açan bir devlet olduğu zihinlerimizden silindi. Yine şuan bu devletin, Yahudi varlığını Filistin topraklarında bir devlet olarak tanıyan ülkelerin ilki olduğu gibi dahası aynı şekilde Marmara gemisinde evlatlarını katlettikten sonra bu gâsıp varlık ile anlaşmaya oturan bir devlet olduğunu da neredeyse unutuyoruz. Ayrıca Erdoğan’ın, Beyaz Saray’daki efendilerinin memnuniyetini kazanmak için büyük küçük her yolu kullandığını da neredeyse unutuyoruz. Zira uzak yakın herkesi aldattığı, Şam topraklarındaki kardeşlerini terk ettiği, kapıları onların yüzüne kapattığı, Halep ve diğer yerlerde onlara komplo kurduğu, dahası sonu hüsran olsun diye on beş küsur yıldır yönettiği halkının evlatlarından başlayıp Suriye ve Irak’taki en yakın akrabalarına kadar sayfasını tüm Müslümanlara yönelik yalan ve iftiralarla doldurmak için tüm gücüyle çalıştığı da zihinlerimizden silindi. Nitekim onun, hüsrana ve hayal kırıklığına uğrattığı halde hesapsız bir şekilde sonsuza dek şifa veren bir su olduğu şeklinde tasvir edilen bir serabın arkasında nefes nefese kaldığını görüyorsunuz. Oysa bu sadece bir göz yanılmasından ibarettir.

İşte şimdi bu kötü niyetli düzenbaz başkan, daha dün Beyaz Saray’daki efendilerinin düşündüğü gibi Şam devrimi için son seçeneğin devrimi durduracak ve onu tasfiye edecek olan Astana olduğunu açıklamasının ardından, evet Şam ve halkına dönük bu ihanet dolu açıklamalarının ardından bugün de o, daha önce âdeti olduğu üzere içi boş açıklamalarda bulunuyor. Zira sanki onları hissediyor, onların işleriyle ilgileniyor ve onların çektikleri acıyı çekiyormuş gibi Myanmar’daki Müslüman kardeşlerimiz nezaketi ve merhameti hak ediyorlar diyor! Ayrıca o, Myanmar’daki kardeşlerimize uygulanan soykırımı “zorluklar” olarak nitelendiriyor. Hiçbir kimse için bir mazeret kalmadığı ve oradakilere uygulanan iğrenç cürümlere tanık olduğumuz halde onların katledilmesini, tasfiye edilmesini ve onlara soykırım yapılmasını nasıl bu şekilde nitelendirebilirsin ey başkan?! Eşiniz orada neler olduğunu ne şekilde aktardı?! Sonra nasıl olur da birlikten ve safların birleşmesinden bahsedebilirsin ey düzenbaz başkan?! Sen hangi birlikten ve hangi saflardan bahsediyorsun? Yoksa hiçbir anlamı olmayan içi boş sözlerinden mi? Bu ağır sözlerden dolayı senin gibilerin başlarına neler geldiğini bilmiyor musun?! Sonra sen, onların sert ve acı bir şekilde muamele gördüklerini söylüyorsun. Peki o halde bu açıklamanın ardından sen ne yaptın? Yoksa sen Myanmar’ın, pişmanlık duyduğun ve sevgi talep ettiğin için seni bağışlayan Rusya olduğunu mu sanıyorsun?! Ya da sen, küfrün başı ve nüfuz ülkesi Amerikan yöneticilerinin, onların duygularının incinmesini ve eziyet görmelerini  istemediklerini ve ardından da uluslararası dengenin bozulacağını mı sanıyorsun?!

Ey ölüm sarhoşluğunda debelenip duran Erdoğan! Myanmar’ın Türkiye’nin Irak, Şam ve Katar’a göndermiş olduğu ordu turlarından başka bir tura ihtiyacı yoktur. Zira bu devletçiğin, sadece birkaç saatliğine ümmetini ve dinini kıskanan sadık kahramanların öncülük ettiği, dahası ordular kendilerine ulaşıp karşılaşmadan korkudan arkalarını dönüp kaçacakları Müslüman askerlere ihtiyacı vardır. Çünkü onlara Şeytan’ın vesveselerinin unutturduğu şeyleri duyurmalı ve bizim onlardan onların da bizden olduğu oradaki Müslüman kardeşlerimize merhamet edilmelidir. Biz ise senden beriyiz.

Şunu çok iyi bil ey başkan! En yakın olanlar onları terk etmiş olsa da şüphesiz Allah onları yalnız bırakmayacaktır. Zira onların, her şeyi gören ve işiten Rableri vardır. Ve o Allah, onlara yardım edecektir. Senin gibiler ise asla izzete, onura ve şerefe nail olamayacaklardır. Zira sen ve senin gibilerin, ajanlık ve ihanet elbisesini giymiş olup başımıza vura vura burnumuzun direğini sızlattığınız ajanlığınızın pis kokusunu giderecek hiçbir şeyi kalmamıştır. Biz ise bu ve benzeri olayların, Rabbani bir Halife’nin gelmesi için Allahu Teâla’nın bizleri hazırladığına inanıyoruz. Nitekim o Halife, dinin kurtuluşu ve ona yardım etme, ümmeti ve izzetini yüceltme şerefine nail olacaktır. Yine o, insanlığı sizin parçalanmışlığınızdan ve zehrinizden kurtarma şerefine de nail olacaktır. Siz uzak görseniz de biz bunu çok yakın görüyoruz. Şüphesiz Allah vaadini gerçekleştireceği gibi sizin enkazınızın üzerine bizim ellerimizle kurulacak olan Nübüvvet Minhacı Üzere Raşidi Hilafet sayesinde bizleri yeryüzünün varisleri kılacaktır. Bekleyin, şüphesiz biz de beklemekteyiz!

Dr. Mahir Salih - Amerika

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Radyosu İçin Yazdı

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER