بسم الله الرحمن الرحيم
Müslümanlardan, Özbekistan'daki Güvenlik Güçlerine Bir Nida
Allahu [Subhânehu ve Teâlâ], şöyle buyurmaktadır:
يَا أَيُّهَا ٱلَّذِينَ آمَنُوۤاْ إِنْ تُطِيعُواْ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ يَرُدُّوكُمْ عَلَىٰ أَعْقَابِكُمْ فَتَنْقَلِبُواْ خَاسِرِينَ "Ey iman edenler! Eğer kafirlere itaat ederseniz, sizleri gerisin geriye (eski dininize) döndürürler de hüsrana uğrayanlardan olursunuz." [Âli İmrân 149 ]
Dolayısıyla geçmiş ve modern tarihe bakan bir kimse, sanki Allahu Teâlâ'nın bu ayette bu asrımızı ve ülkemizi nitelendirdiğini açıkça görür... Nitekim bizim mücrim rejimin yapısını aşağıdakiler temsil etmektedirler:
1- Özbekistan'daki küfrün başını temsil eden ve Özbekistan'daki Müslümanlara yapılan baskı, zulüm ve katliamda ana rol oynayan Devlet Başkanı İslam Kerimov.
Özbekistan Cumhurbaşkanı
İslam Abdoganevich Kerimov
30 Ocak 1938 yılında Semerkand'da doğdu
2- Kafir rejimin araçları, Kerimov'un tâbileri ve cürümlerde onun ortakları olan mücrim liderler. Şimdi aşağıda onlardan bazılarını zikredeceğiz:
Özbekistan Başbakanı
Mirzayev Şevket Miramnoviç
24 Temmuz 1957 yılında
Digizasko İlinin Zamin bölgesinde doğmuştur
Eski Başbakan
Azimov Rüstem Sadikoviç
20 Eylül 1958 yılında
Taşkent ilinde doğmuştur
Eski İçişleri Bakanı
Almatov Zakir Almatoviç
1949 doğumlu
Özbekistan Ulusal Güvenlik Teşkilatı Başkanı
Anatov Rüstem Rasuloviç
1944 yılında Şirabad Savrah bölgesinde doğdu
Özbekistan Savcısı
Kadirov Raşîd Hamidoviç
1952 doğumlu
Ey Özbekistan Rejiminin Güvenlik Güçlerinde Çalışan Müslümanlar!
İlk olarak şunu çok iyi biliniz ki bizler sizleri, yukarıda adı geçen tagut Kerimov ve onun sadık yardımcıları ile aynı safa koymuyoruz. Çünkü bizler biliyoruz ki bazılarınız bu alanı iş arayışı içendeyken seçerken bazılarınız da bu alana ailenizin ve çocuklarınızın yiyecek ve içecek ihtiyaçlarını karşılamak için girdiniz. Bundan dolayı sizlere, ısrarlı ve sadık bir şekilde tagut Kerimov'a yardım eden o mücrimlere baktığımız şekilde bakmadığımız gibi sizleri onların saflarına da koymuyoruz. Zira onlar, Allah'a, dinine ve Resulüne savaş açtıkları gibi Müslümanlara da savaş açan hain ajanlardır. Dolayısıyla Allah'ın, Meleklerin, Müslümanların ve tüm insanların laneti onların üzerine olsun.
Ey Özbekistan Rejiminin Güvenlik Güçlerinde Çalışan Müslümanlar!
Sizler, dünya siyasetinin İslam ülkelerine nüfuz etme boyutunu ve bunun da Müslümanların hayatını ve akıbetlerini mahvettiğini çok iyi bildiğiniz gibi sömürgeci kafir Batı'nın, İslam Ümmetinin üzerine kendi çıkarlarına hizmet etmesi ve İslam ülkelerindeki projelerini uygulaması için satranç taşları gibi nereye istese oraya hareket ettirdiği tagut araçlarını diktiğini de çok iyi biliyorsunuz. Dolayısıyla onlar, Batı'nın ülkemizdeki çıkarlarını elde etmek için tayin ettiği kimseler olduğu gibi Müslümanların servetlerini ve mukadderatlarını ele geçirdiği, Müslümanlara kendisiyle zulmettiği, işkence ettiği ve gece gündüz maişetlerini ve rızıklarını daralttığı elleridir.
Ancak Ümmet, yöneticilerine karşı korku bariyerini kırıp üzerinden zillet ve aşağılanma elbisesini kaldırıp atınca tagut katillere karşı ayaklanmıştır. Zaten sizler, bu zelil ve aşağılık tagutların sonlarına bizzat şahit oldunuz ve bizzat gözlerinizle gördünüz. İşte Tunus Devlet Başkanı (Zeynel Abidin Bin Ali) firar edip kaçıp gitti, Libya'nın yöneticisi (Muammer Kaddafi) iğrenç bir şekilde öldürüldü, Yemen Devlet Başkanı (Ali Abdullah Salih) bir yolun kenarına atıldı ve Mısır Devlet Başkanı (Hüsnü Mübarek) cezaevinin parmaklıkları arkasında yatıyor. Halbuki onlardan her biri kendilerinin ülkenin ve insanların kralı olduklarını ve iktidarda ebedi olarak kalacaklarını sanıyorlardı ama tarihin çöplüklerine atılıverdiler. Halkının karşısında tir tir titrediği ve devrilmesi ve rejiminin enkazının üzerine Hilafet'in kurulmasını talep ederek kendisine karşı ayaklandıkları Şam tagutu (Beşar Esed'in) akıbeti de onların akıbetlerinden pekte iyi olmayacaktır. Aynı şekilde onların tâbilerinin nasıl çözüldüğüne ve akıbetlerinin de nasıl olduğuna bizzat şahit oldunuz ve bizzat gözlerinizle gördünüz.
Ey Özbekistan Rejiminin Güvenlik Güçlerinde Çalışan Müslümanlar!
Bizler, tâbilerin akıbeti hakkında konuşmak istediğimizde sizler, rejime sadık olan Dışişleri eski Bakanı Zakir Almatov'un, Kerimov'u hoşnut etmek için 1999 yılında Taşkent'teki 16 Şubat bombalamalarından sorumlu olduğunu, Müslümanlara geniş ölçüde baskı uyguladığını, bununla da yetinmediğini, dahası Müslümanları daha fazla ezmek istediğini ve Andican katliamını gerçekleştirdiğini hatırlayacaksınızdır. Evet, umulur de sizler, Kerimov'un onu nasıl bir çırpıda kaldırıp attığını ve şimdi ıssız bir bölgede tek başına yaşadığını da hatırlıyorsunuzdur.
Peki sizler, Şazlok "71/64 UA" Cezaevi Müdürü Kolombiyatavo'nun, efendisi Kerimov'a hizmet etmek için her şeyi yapmasına rağmen hayatının nasıl sona erdiğini hatırlamıyor musunuz? Zira onun döneminde, Müslüman mahkumlara, özellikle de Hizb-ut Tahrir şebâbına insanlık dışı işkenceler edildiğini, onun döneminde tutukluların cansız cesetler gibi dışarı çıktıklarını, üzerlerinde nasıl da işkence izlerinin görüldüğünü ve onlardan bir çoğunun, Rablerine şehitler olarak kavuşmak için zalimlerin zulmünü O'na şikayet edip yanarak öldüklerini hatırlamıyor musunuz?
Sanırız Kerimov'un, kendisini Müslümanların lideri olarak tasvir eden Özbekistan eski müftüsü Abdurraşîd Bahramov'un görevine son verdiği şekli de hatırlıyorsunuzdur. Zira o, Müslümanları Kerimov ile tâbilerinin zulmünden korumak yerine onların boyunlarında asılı bir kılıç olmuştur. Ayrıca efendisi Kerimov'u hoşnut etmek için rejimin Müslümanları öldürmesine, hapsetmesine ve işkence etmesine izin veren fetvalar yayınlamasından dolayı ona aşağılanma ve alçaklık ulaşmıştır.
İşte bunlar, Müslümanların amaçlarına son verecekleri sırada tagutların tâbileriyle birlikte yapmış oldukları bazı örneklerdir ki ortada daha onlarca, hatta yüzlerce örnekler vardır!
Bu vahşî rejim ile onun lideri Kerimov'un doğası işte budur. Hatta sizden kurtulmak istediğinde veya şartlar onu, gözünü dahi kırpmadan kendisine hizmet eden kişilerle birlikte işlemiş olduğu cürümler yüzünden kurban giden şehitlerden kurtulmaya zorladığında sizlerin elleriyle tüm aşağılık eylemleri uygulamaktadır. Nitekim Kerimov bunu sadece bir kez yapmamış, birçok kez yapmıştır. O halde onlar, kıyamet günü sizden uzaklaşmadan önce şuan dünya hayatında siz onlardan uzaklaşın:
إِذْ تَبَرَّأَ ٱلَّذِينَ ٱتُّبِعُواْ مِنَ ٱلَّذِينَ ٱتَّبَعُواْ وَرَأَوُاْ ٱلْعَذَابَ وَتَقَطَّعَتْ بِهِمُ ٱلأَسْبَابُ وَقَالَ ٱلَّذِينَ ٱتَّبَعُواْ لَوْ أَنَّ لَنَا كَرَّةً فَنَتَبَرَّأَ مِنْهُمْ كَمَا تَبَرَّءُواْ مِنَّا كَذٰلِكَ يُرِيهِمُ ٱللَّهُ أَعْمَالَهُمْ حَسَرَاتٍ عَلَيْهِمْ وَمَا هُم بِخَارِجِينَ مِنَ ٱلنَّارِ "İşte o zaman (görecekler ki) kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar ve (o anda her iki taraf da) azabı görmüş, nihayet aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır. (Kötülere) uyanlar şöyle derler: Ah, keşke bir daha dünyaya geri gitmemiz mümkün olsaydı da şimdi onların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık! Böylece Allah onlara, işlerini, pişmanlık ve üzüntü kaynağı olarak gösterir ve onlar artık ateşten de çıkamazlar." [Bakara 166 167]
Ayrıca Nebimiz Muhammed [SallAllahu Aleyhi ve Sellem], şöyle buyuruştur:
لا طاعة لمخلوق في معصية الخالق "Allah'a isyanda, kula itaat yoktur."
Ey Özbekistan Rejiminin Güvenlik Güçlerinde Çalışan Müslümanlar!
Nebi [SallAlahu Aleyhi ve Sellem], Mekke'yi fethettiğinde şöyle demiştir: Kâbe'ye giren güvendedir, evinde kalan güvendedir ve Ebi Sufyan'ın evine giren güvendedir. Ancak o, Müslümanlara işkence eden birkaç kişiyi istisna kılmış ve Kâbe'nin örtüsüne sarılsalar bile onların öldürülmelerini emretmiştir. Sonra bazı Müslümanlar, onlardan bazılarının affedilmesi temennisiyle Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in yanına geldiklerinde, onlardan bazılarını affetmiş ve diğer kalanlarını da öldürmüştür.
Bundan dolayı Hizb-ut Tahrir / Özbekistan, ağır kayıplara, baskıya ve işkenceye rağmen Allah'ın rıdvanına nail olmak ve şerî hükümleri, ister siyaset ister ekonomi ister öğretim ister İçtiami Nizam isterse de benzerleri olsun hayatın tüm alanlarında tatbik ve uygulama konumuna koyacak ve sadece Allah'ın emirleriyle hükmedip takip edecek olan Hilafet Devleti'ni kurmak için faaliyetlerini kat be kat artırmıştır.
Bundan dolayı bizler sizleri, Allah'ın izniyle çok yakında kurulacak olan Hilafet Devleti'nin kendilerini affetmeyeceği kimseler arasında olmanız hususunda uyarıyor ve Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışmaya ve İslamî hayatı yeniden başlatmaya dönük çabalarına yardım etmeye davet ediyoruz ey muhlis Müslümanlar!
Evet, Hizb-ut Tahrir sizleri, hesap gününde Allah'ın rahmetinden bir nasibiniz olsun diye Allah'ı razı etmek ve Allah'ın kelimesini yüceltmek için tüm gücünüzü kullanmaya davet ediyor. Ama yok eğer sizler, bu hayatta Kerimov'u hoşnut etmek istiyorsanız, sadece Allah'ın öfkesine nail olacağınızı çok iyi bilin. Çünkü kıyamet gününde hepimiz, amellerimizden, gücümüzden, zamanımızdan ve isteklerimizden dolayı Allah'ın önünde hesaba çekileceğiz!
Binaenaleyh kıyamet gününde, Allahu Teâlâ'nın rahmetini umarak Allahu [Subhânehu ve Teâlâ] ile mutmain bir şekilde karşılaşmak için hazırlanmamız gerekiyor. Bundan dolayı da alemlerin Rabbi Allah'ın rızasına nail olmak için tüm gücümüzle çalışmamız gerekiyor.
Dikkat edin! Bugün, hesabın olmayıp amalin olduğu bir gündür. Yarın ise amelin olmayıp hesabın olduğu bir gün olacaktır.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِن تَنصُرُوا اللَّهَ يَنصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ "Ey iman edenler! Eğer siz Allah'a (O'nun dinine) yardım eder, zafere ulaştırırsanız, Allah da size yardım eder, zafer verir ve ayaklarınızı (dini üzere) sabit kılar." [Muhammed 7]
Ey Allah'ım, biz tebliğ ettik Sen şahit ol...
Ey Allah'ım, biz tebliğ ettik Sen şahit ol...
Ey Allah'ım, biz tebliğ ettik Sen şahit ol...
Ve's Selamu Aleykum ve Rahmetullahi Veberakatuh
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Özbekistan
H. 22 Cumâde’l Ûlâ 1434
M. Perşembe, 04 Nisan 2013