Dünyanın altıncı büyük ordusu ve Müslüman nükleer güce sahip Pakistan Silahlı Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Bajwa, 23 Ağustos 2017’de ABD Büyükelçisi ile bir araya geldi. Kritik görüşme Pakistan’ın büyük acı ve kayıplarını hor gören ABD Başkanı Donald Trump’ın tehditkâr konuşmasından iki gün sonraya rastlamaktadır. Bajwa, on altı yıl önce sözde terörle mücadele adı altında Müslümanlara karşı Haçlı Seferi ilan eden Amerika’nın bu Haçlı Seferi’nden ivedilikle geri çekildiğini duyurmalı, meydan okurcasına ABD Büyükelçisini, CIA, FBI ve paramiliter güçleri ülkeden sınırdışı etmelidir. Söz konusu güçler, silahlı kuvvetlerimizi aşiret bölgelerinde ABD savaşına çekmek için ülke genelinde patlama ve suikast kampanyası başlatmıştır. Böyle yapacağı yerde Bajwa, ISPR aracılılığıyla yaptığı açıklamada, “Biz ABD’den herhangi bir maddi ve mali yardımdan ziyade güven, anlayış ve katkı itirafı bekliyoruz.”dedi.

Ey Pakistan Müslümanları, özellikle de silahlı kuvvetler!

Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti hepinize soruyor, Bajwa kimden güven, anlayış, itiraf ve onur bekliyor? Bajwa’nın hâlâ müttefik olarak gördüğü ABD tam olarak kim? Güvenilmez bir sömürge ülkesi değil midir? Dünyanın en büyük ve en iyi finanse edilen terör örgütü CIA’ya evsahipliği yapmıyor mu? Dolayısıyla Güney Amerika’dan Güney Doğu Asya’ya kadar dünya çapında dış politik hedeflerine erişim için sahte bayrak operasyonları, patlamalar ve cinayetlerden ABD sorumludur. Onursuz ve haysiyetsiz kapitalist ülke ABD, kaynak zengini ulusları doğal kaynaklar ve endüstriyel yeteneklerinden mahrum etmek için IMF ve Dünya Bankası gibi finansal kuruluşları seferber etmiştir. Öbür yandan onları faiz ve boğucu vergi gibi ödenmesi zor borç batağına boğmuştur. Yeryüzünün liderliğine yakışmayan küstah ve laik devlet ABD’nin “ilk önce Amerika” sonra dünya dediği apaçık ortadadır. ABD, açgözlü kapitalistlerin çıkarlarını güvence altına almanın peşinde koşuyor. Kadın, çocuk ve yaşlıları yok etmek için kitlelerin üzerine kitle imha silahları yağdırıyor. Korkak ve onursuz askerlerini onurlarını, kutsallarını, mallarını ve yaşamlarını ihlal etmek üzere diğer halkların üstüne salıyor.

Böyle azılı bir düşmandan nasıl güven ve onur bekleyebiliriz? Allah Subhânehu ve Teâlâ bizi şöyle uyardı:

الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِنْدَهُمْ الْعِزَّةَ فَإِنَّ الْعِزَّةَ لِلَّهِ جَمِيعًا.بَشِّرْ الْمُنَافِقِينَ بِأَنَّ لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا  “Onlar, müminleri bırakıp kafirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Hâlbuki bütün izzet ve şeref Allah’a aittir.” ^{[Nisa 139]}

Nasıl ey Müslümanlar! On binlerce hatta daha fazlamızı kaos ateşinde cayır cayır yakan, binlerce subay ve askerimizi ABD Haçlı Seferi için yakıt olarak kullanan Amerikan Haçlılarından onur beklemek ahmaklıktır. Bu yüzden nankör ve acımasız efendileri önünde kendisini saygısız bir köle olarak takdim eden Bajwa gibi yöneticilere daha ne kadar tahammül edeceğiz?

Ey Pakistan Müslümanları, özellikle de silahlı kuvvetler!

Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti hepinize soruyor, bu omurgasız duruşu ile acaba Bajwa kimi temsil ediyor? Tam olarak biz kimiz? Bajwa, düşmanlarımız ile ittifaka girerek onlar karşısında bizi küçümsemek istiyor. Biz, onurlu bir silahlı kuvvetler ve asil insanlarız. Allah ve Rasûlü’ne derin sevgi besleyen limanlarız. Biz, cesur bir silahlı kuvvetler ve dinamik insanlarız. Gurur ve meydan okuyucu mirasın yasal varisleriyiz. Silahlı kuvvetlerimiz İslami bir mirastır. Bu mirası biz Raşidi Hilafetten devraldık. Bu miras sayesinde Hint yarımadasında hâkimiyet kurduk. İngiliz Raj direnişine meydan okuduk. Ağustos 1947 yılında İslam adına bir devlet kurmak için büyük fedakârlıklar yaptık. Şimdi de Amerikan Raj zulmü karşısında derin huzursuzluk yaşıyoruz. Biz, güçlü bir silahlı kuvvetler, becerikli ve kaynak zengini insanlarız. Allah’ın kelimesini yüceltmek için şehit vermekten asla çekinmeyiz.

Ve biz, saygın güçlü silahlı kuvvetler ve değerli insanlarız. Sağlam ve güvenli bir kalkınmanın her türlü araçlarına sahibiz. Nübüvvet metodu üzere Hilafet için başlangıç noktası olabiliriz. Hilafet, İslam’a göre hükmedecek, tüm ümmeti yeniden birleştirecek, ezilen dünyanın özlemini çekip hasretle beklediği liderlik olacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

كُنتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَلَوْ آمَنَ أَهْلُ الْكِتَابِ لَكَانَ خَيْرًا لَّهُم مِّنْهُمُ الْمُؤْمِنُونَ وَأَكْثَرُهُمُ الْفَاسِقُونَ“Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz. Kitap ehli de inansalardı elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler de var. Ama pek çoğu fasık kimselerdir.”^{[Ali İmran 110]} Bu nedenle Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurmak üzere harekete geçmek için daha ne kadar bekleyeceğiz? Pasif gözlemcilik yapmak, sadece düşmana zaman kazandırır. Samimi ve bilinçli mümin ise Allah’a hizmet etmek için mücadele eder. Zaman güvenilir dostudur, zamanla yarışır.

Ey Pakistan silahlı kuvvetleri!

Yetmiş yıldır sömürgeciler ile kurulan ittifak, ihanet, aşağılanma ve güvensizliğin teminatı olduğunu doğrulamıştır. Son on altı yıldır Haçlılar ile kurulan ittifak, emeklilik sonrası yaşamlarındaki lüksü güvence altına almak için güvenlik ve kanımız üzerinden ticaret yapan komutanlar başınıza getirmiştir. Bu ittifak Amerikalıların kendi başlarına asla gerçekleştiremeyeceği bir işgalin güvenliğini sağlamak için istihbarat, hava üsleri ve hava koridorlarımızı seferber eden Müşerref’i başınıza getirmiştir. Yine bu ittifak, kabile bölgelerinde korkak Haçlılara zaman kazandırmak için güç ve kuvvetinizi mobilize eden Keyâni ve Rahil’i başınıza getirmiştir. Oysaki korkak Haçlılar, kendi başlarına bırakılsaydı, uzun zaman önce İngiliz emperyalistleri ve Sovyet Rusları gibi imparatorlukları kendilerine mezar olurdu. Şimdi de bu ittifak, sahtekârlar ile ittifak kurmak ve eşiğimizdeki yorgun ABD askeri varlığına siyasi meşruiyet kazandırmak için uğraşan Bajwa’yı getirmiştir. Bunun için ABD, Afgan Talibanı’nı görüşmeler labirentine itiyor.

Böyle ucuz ve açgözlü liderler, kalbi Allah sevdası için atan mümin silahlı kuvvetlere asıl komutanlık edebilir? Nasıl buna tolere edilebilir?

يَوْمَ لا يَنْفَعُ مَالٌ وَلا بَنُونَ إِلاَّ مَنْ أَتَى اللَّهَ بِقَلْبٍ سَلِيمٍ“O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar! “Allah’a arınmış bir kalp ile gelen başka.”^{[Şuara 88-89]} Ümmet aslanları olan sizler, omurgasız hain liderler tarafından zincire vurulmanızı daha ne zamana kabul edeceksiniz? Hadi Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için hemen Hizb-ut Tahrir’e nusret verin ki asil ümmetin destek ve duasını kazanasınız. Yanıt verecek misiniz?