بسم الله الرحمن الرحيم
Aynul Hilve, Haram Ayda! Haram Kan!
Ey Aynul Hilve halkı! Ey dindar Müslüman gençlik! Çağrımız sizedir, size sesleniyoruz. Nefislerinizdeki dininize, cesaretinize, Aynul Hilve topraklarında akıtılan Müslümanların kanı ve kanınıza olan düşkünlüğünüze sesleniyoruz. Allah için bizi dinleyiniz. Kulak kabartmadan önce kalbinizi açmanız için yalvarıyoruz.
Arkanızdan ateş açanlara, yaralayıp öldürenlere, cahiliye Arapların bile tazim gösterdiği Allah'ın haram ayı Recep'te masum bir canı terörize edenlere sesleniyoruz. Bunu nasıl yapabilirsiniz? Sizler Müslümansınız. Buhari ve Müslim, Veda haccı konuşmasında Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduklarını rivayet etti:
إن الزمان قد استدار كهيئته يوم خلق الله السماوات والأرض، السنة اثنا عشر شهرًا منها أربعة حرم، ثلاثة متواليات: ذو القعدة، وذو الحجة، والمحرم، ورجب مُضر الذي بين جمادى وشعبان "Zaman, döne döne Allah'ın arz ve semavatı yarattığı gündeki düzenini tekrar buldu. Sene on iki aydır. Bunlardan dördü haram aydır. Haram aylar da üç tanesi peş peşe gelir: Zilka'de, Zilhicce, Muharrem. Bir de Cumadi ve Şaban ayları arasında yer alan Mudarlılar`ın Receb'i."
Size burada Haram aylarda savaşmanın caiz olmadığını anlatacak değiliz. Aksine size şunu hatırlatırız, Allah'ın öyle günleri vardır ki o günlerde asinin masiyeti bile çok büyük sayılır. O halde insanları, çocukları ve ihtiyaç sahiplerini terörize eden ve katledenin durumu nasıl olur? Dilerseniz size Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şu sözünü hatırlatalım:
سِبَابُ المُسْلِم فُسُوقٌ وَقِتالُهُ كُفْرٌ "Müslümana sövmek fısk, öldürmek ise küfürdür." Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Müslümanlar arasındaki savaşı küfür olarak nitelemesi, Allah Subhânehu ve Teâlâ katında günahın ve suçun büyüklüğüne işaret etmektedir.
Hatta Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Müslümanı korkutmanın veya gözdağı vermenin haram olduğunu vurguladı. Herhangi bir şekilde Müslümana korku vermeyi yasakladı. Bir keresinde Sahabe bir yolculukta onunla beraber yürüyordu. Sonra mola verdiler, derken içlerinden bir adam uyuya kaldı. Bazıları o adamın yanındaki ipi aldılar ve uyuyan kardeşlerinin vücudunun üzerinde ipi gezdirdiler. O da korkarak uyandı. Bunun üzerine Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem
لا يحل لمسلم أن يُروع مسلمًا "Müslümanın Müslümanı korkutması helal değildir." buyurdu. Uyuyan kardeşinin üzerinde ip gezdirenin durumu bu ise, ateş açan ve bombalar atanların durumu nasıl olur?
Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Müslim'in rivayet ettiğine göre silah ile işaret etmeyi bile yasakladı:
من أشار إلى أخيه بحديدة فإن الملائكة تلعنه، حتى وإن كان أخاه لأبيه وأمه "Her kim kardeşine -isterse ana baba bir kardeşi de olsa- demirle işaret ederse, onu bırakıncaya kadar melekler o kimseye lanet ederler." Bu, işareti ölüme yol açabilecek bıçak ve diğer keskin aletler gibi zararlı bir alet ile işaret etmek ile ilgili bir uyarıdır. Şaka yoluyla bile olsa işaret etmek haramdır. Silahını Müslümanın yüzüne doğrultan, hatta ciddi ciddi öldürmek için ateş açanların durumu nasıl olur siz düşünün? en-Nesâi'nin rivayet ettiğine göre Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
إذا أشار المسلم على أخيه المسلم بالسلاح فهما على جرف جهنم، فإذا قتله خرّا جميعاً فيها "Bir Müslüman, Müslüman kardeşine silah ile işaret ederse, ikisi de cehennemin kenarındadır. Eğer onu öldürürse, ikisi de cehenneme atılır." Ayrıca Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem Müslümanlara eziyet veren ve zarara yol açabilecek sebeplerden uzak durmayı ve sakınmayı emretti. Buhari ve Müslim, Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet etti:
إذا مر أحدكم في مجلس أو سوق وبيده نبل فليأخذ بنصالها، ثم ليأخذ بنصالها، أن يصيب أحداً من المسلمين منها بشىء "Sizden biriniz, elinde oklar ile meclis veya pazara uğrarsa, oklarının ucundan tutsun. Sonra oklarını tutsun ki o oklar Müslümanlardan birine değmesin."
Kanları helal görerek ateş açanların, hatta evlerinde oturan Müslümanları korkutanların, silahı, bombası ve kurşunları ile Müslümanların pazarlarında, hatta kalplerinde dolaşanların durumu nasıl olur?
Tarihi dönemeçler ile dolu bu ayda, bu fiilleri işlemek yerine Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in İsra ve Miraç etkinliğini ansınlar. Yukarıda bahsettiğimiz Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in sünnet ve hadislerine yönelsinler, onları ihya etsinler. Selahaddin'in bu ayda Kudüs'e girişini ansınlar. O zaman eylemleri, doğru yöne ve doğru hedefe yönelmiş olur. Bu ayda Müslümanların devletinin ve Hilafetin yıkılışını, İslam'ın yönetim sistemine olan saldırıyı hatırlasınlar. Silahlarını masum insanlara doğrultacakları yerde doğru yöne doğrultsunlar. İslam'ın yönetimi altında sömürgeci kâfir Batıya doğrultsunlar. Bunun yerine onlar birbirlerine silah çekiyorlar. Müslümanların korkutulması, kanlarının akıtılması, bu günlerin kutsallığı umurlarında değil. Bu ne zamana kadar sürecek?
Biz, kalplerinizdeki dine hitap etmeye devam edeceğiz. Allah'ın huzuruna çıkacaksınız, onun için aklınızı başınıza alın. Zaman geçmeden ve pişman olmadan doğru yola geri dönün. Silahlarınızdan masum kanlar damlarken Allah'a kavuşacaksınız. Aileleriniz "La İlahe İllallah" derken, o zaman siz ne yapacaksınız? Zerre ağırlığınca dahi bir şeyi zayi etmeyen Allah Subhânehu ve Teâlâ huzurunda nasıl hesap vereceksiniz?
Aynul Hilve halkına da deriz ki: Zalimin elinden tutun. Böyle bir ameli reddettiğinizi ifade edin. Lübnan ve bölgesel hesaplar ile Aynul Hilve'de çatışan tarafların projeleri için piyon olmayın. Aksi takdirde Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in şu uyarısına maruz kalırsınız:
إذَا رَأَيْتَ أُمَّتِي تَهَابُ الظَّالِمَ أَنْ تَقُولَ لَهُ أَنْتَ ظَالِمٌ فَقَدْ تُوُدِّعَ مِنْهُمْ "Ümmetimin zalime "Sen zalimsin" demekten korktuğunu görürsen onlardan ayrılabilirsin." [Ahmed] Bugün ve dün siz ve sizin hayırlı çocuklarınızın cinayet ve savaşa karşı çıkışı, bu ifadenin sadece bir parçasıdır. Sizin bu karşı çıkışınız, zulüm ve zalimi durdurma hırs ve hevesinde olan samimi çocuklarınızın dayanak ve desteğidir. Hatta bundan dolayı zalim ve efendileri, zulüm ve zorbalıklarına başlamadan önce bin bir hesap yaparlar. Gerçek niyetleri Allah bilir. Doğru yola ulaştıran O'dur.
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Lübnan Vilâyeti
H. 17 Raceb 1435
M. Cuma, 16 May 2014