Cuma, 19 Ramazan 1445 | 2024/03/29
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Onur ve İzzet, Allah'ın İndirdikleriyle Hükmetmektedir

Yerel arena, birkaç aydan beridir zorlu siyasî kriz hakkında eşi benzeri görülmemiş geniş halk hareketliliğine tanık olmaktadır. Nitekim siyasî vakıayı incelediğimizde, sorunun iki ana sebepte odaklandığını görürüz: Demokrasi ve kafirlerin nüfuzu. Demokrasiye gelince; o, hatalı bir fikirdir. Çünkü dini hayattan ayırmaya dayanmakta olup insan için de elverişli değildir. Çünkü demokrasi, vakıaya uygun olmadığı gibi insanlar arasındaki ilişkileri düzenlemekten de acizdir. Çünkü ondaki doğru olan ölçü, çoğunluk olup buda hatalı bir ölçüdür. Tüm bunlardan da önce demokrasi, batıl bir sistemdir. Çünkü o, İslam akidesi ile çelişmektedir.

Kafirlerin nüfuzuna gelince; Kuveyt'in yöneticileri, Kuveyt (Hilafet Devleti'nin) olduğu Osmanlı Devleti'nden ayrılmasından günümüze kadar kafirleri kendileri için bir siper olarak almaktadırlar. Buda kafirler için Müslümanlar aleyhine bir yol vermektedir. Dolayısıyla kafir, ülkeyi kendi çıkarlarına hizmet etmesi için kullanmakta, hayali anlaşmalarla mallarımızı gasbetmekte, haksız ittifaklarla petrollerimizi yağmalamakta, kültürleriyle akıllarımızı zehirlemekte, hadaratıyla hayatımızı ifsat etmekte ve nüfuzuyla velayetimizi satın almaktadır. Bununda ötesinde irademizi gasbetmekte ve kendisini adım adım ve karış karış takip eder hale gelmemiz için bizleri saptırmaktadır.

Nitekim bir kişi şöyle söylese: Şu anki iç siyasî krizle kafirin nüfuzunun ne gibi bir ilişkisi vardır? Buna cevap şöyledir: Kafirin nüfuzu sayesinde, kısır bile olsa bizim üzerimize demokrasiyi dayatmakta, verimli bile olsa sistem olarak İslam'ı almamızı engellemekte ve bir hayat nizamı ve kuvvetin, izzetin, gücün ve onurun esası olması sıfatıyla İslam'ı bizden gizlemek için bizleri fasit kültürüyle işgal etmektedir.

Bu krizden çıkmanın köklü çözümü ise demokrasi ve kafir nüfuzun olduğu nedenlerine çözüm getirmekle olacaktır.

Demokrasiye gelince; onun kaldırılıp atılması ve ona alternatif yönetim nizamı olarak Allah'ın kitabı, Resulünün sünneti ve bu ikisinin irşat ettiklerinin alınması gerekmektedir. Zira İslam, insan fıtratına uygun bir akideye dayanmakta olup aklı ikna etmekte, kalbi mutmain kılmakta ve insanın vakıasıyla örtüşmektedir. Çünkü İslam, kainatın, insanın ve hayatın yaratıcısından gelmiştir. Nitekim Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:

أَلاَ يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ "Hiç yaratan bilmez mi? O, Latif'tir, Habir'dir" [el-Mulk 14]

Dolayısıyla insanlar arasındaki ilişkileri düzenlemeye muktedir olan odur. Çünkü o, insanların bütün sorunlarına dönük çözümleri kapsamaktadır. Zira Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:

وَنَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ تِبْيَانًا لِكُلِّ شَيْءٍ "Bu kitabı da sana, her şey için bir açıklama olarak inzal ettik." [en-Nahl 89]

Dolayısıyla hak olan ölçü, delil olup çoğunluk değildir.

قُلْ أَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ "De ki: Allah'a itaat edin, Resule itaat edin." [Nur 54]

Dolayısıyla o, yani İslam verimlidir. Çünkü insanlar ona iman etmekte ve onun üzerinde birleşmektedirler.

لَوْ أَنفَقْتَ مَا فِي الأَرْضِ جَمِيعاً مَّا أَلَّفَتْ بَيْنَ قُلُوبِهِمْ وَلَكِنَّ اللّهَ أَلَّفَ بَيْنَهُمْ َ "Sen yeryüzünde bulunan her şeyi verseydin, yine onların kalplerini birleştiremezdin, Ancak Allah onların aralarını birleştirmiştir. " [Enfal 63]

İslam'ın tatbik konumuna gelmesinin imkansız ve bir kurgu olmadığı bilinmektedir. Çünkü Allah bunu emretmiş olup Subhânehu ise gücümüzün yetmediği ve taşımaya gücümüzün yetmeyeceği bir şeyi bizlere emretmez. Nitekim Hizb-ut Tahrir, yönetim nizamı, devlet cihazları, ekonomik nizam, içtimai nizam, öğretim siyaseti, harici siyaset ve diğerleriyle ile ilgili Hilafet Devleti'ne dönük 191 maddelik bir anayasa taslağı istinbat etmiştir.... Bu ise yayınlanmış olup birçok insanlar tarafından da bilinmektedir. Dolayısıyla şayet insanlar, aralarında hükmetmesi için Allah'a ve Resulüne davet edilirlerse, iman eden bir mümin Allahuteala'nın şu kavlinden dolayı buna asla ihtilaf etmeyecektir:

إِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِنِينَ إِذَا دُعُوا إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ أَن يَقُولُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا "Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve resulüne davet edildikleri zaman, müminlerin sözü ancak "İşittik ve itaat ettik" demeleridir. " [en-Nûr 51]

Kafirin nüfuzundan kurtulmak için pratik adımlara gelince; herhangi bir yabancı ile yapılmış olan bütün anlaşmaları ortadan kaldırmak, bütün yabancıların askerî varlığını ortadan kaldırmanın yanı sıra bütün yabancıların her türlü askerî imtiyazlarını ortadan kaldırmak ve Amerika, İngiltere, Fransa ve Rusya'nın olduğu sömürgeci devletlerle olan diplomatik ilişkileri kesmekle olacaktır.

Kafirin nüfuzundan kurtulmak imkansız olan bir mesele değildir. Çünkü Allahu [Subhânehu ve Te'âla], kafirler için müminler aleyhine bir yol (egemenlik) kılmayı haram kıldığında bunu bize emretmiş ve emanımızın Müslümanların emanı olmasını vacip kılmıştır. Nitekim Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:

وَلَن يَجْعَلَ اللّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلاً "Muhakkak ki Allah, kafirler için müminler aleyhine asla bir yol (egemenlik) kılmayacaktır!" [en-Nîsa 141]

Dolayısıyla kafirleri dost edinmeyi haram kılmasının yanı sıra müminleri dost edinmeyi vacip kılmıştır. Nitekim Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا لاَ تَتَّخِذُوا الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَ "Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kafirleri dost edinmeyin." [En-Nisâ 144]

Dolayısıyla Allahu Subhânehu, gücümüzün yetmediği ve taşımaya gücümüzün yetmeyeceği bir şeyi bizlere emretmez.

 

Halkımıza da deriz ki;

Bizim şeri vacibimiz, şayet üzerimize bir münkeri uygular, haklarımızdan bir hakkı sindirir ve haklarımızdan bir hakka tecavüz ederse yöneticiyi muhasebe etmek, onu inkar etmek ve onu ciddi bir şekilde hak üzere sınırlandırmaktır. Nitekim Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:

وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ "Aranızda hayra (İslam'a) davet eden, marufu emredip münkerden nehyeden bir ümmet (siyasi bir hizb) bulunsun." [Âl-i İmrân 104]

Ve Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], şöyle buyurmaktadır:

والذي نفسي بيده لتأمرن بالمعروف ولتنهون عن المنكر أو ليوشكن الله أن يبعث عليكم عقاباً منه ثم تدعونه فلا يستجاب لكم "Nefsim elinde olan yemin olsun ki; ya marufu emreder ve münkerden sakındırırsınız yada Allah, katından size bir ceza gönderir. Sonra O'na dua edersiniz ama (artık) icabet edilmez." [Tirmizi ve Ahmed Müsnedi'nde tahriç etti]

Nitekim ortak şeri naslar, kati olarak yöneticiyi muhasebe etmenin vacip olduğuna delalet etmektedir. Ancak naslar, anlaşmazlığın Allah'a ve Resulüne, yani demokrasiye, çoğunluğa, dış bağlantılara ve çıkarcı hesaplara değil de şeri delil olan Kur'an ve sünnete götürmenin vacip olduğuna da delalet etmektedir. Nitekim Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:

فَإِن تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللّهِ وَالرَّسُولِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ "Eğer herhangi bir hususta çekişirseniz, -Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız- onu Allah'a ve resule götürün." [en-Nisâ 59]

O halde Allah'tan ittika ediniz ve demokrasi, laiklik ve sivil devlet serabının arkasında nefes tüketmeyiniz. Ayrıca zayıfın güçlüye takip ettiği küfre tabii olmayınız. Zira sizler, akideniz, dininiz ve imanınızla insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. Çok iyi biliniz ki kafirler, sizin açık düşmanınız olduğu gibi onlar içlerinden sizlere öfkelenmekteler, zaten inkar edivermenizi istemekteler ve onların dinlerine tabii olmadıkça da asla sizden razı olmayacaklardır.

Sivil devleti, demokratik mekanizmayı ve beşeri anayasanın etkinleşmesini talep etmek yerine...; şeri vacibimiz, İslam akidesini düşüncenin temeli ve İslamî kültürü de düşüncenin ve amalin aracı alarak Allah'ın ve Resulünün emrine uyup amel etmek ve Raşidi Hilafet Devleti'nin gölgesinde Allah'ın kitabının ve Resulünün sünnetinin tatbik edilmesini talep etmektir.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Kuveyt Vilâyeti


H. 24 Zilhicce 1433
M.  Cumartesi, 10 Kasım 2012

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER