Allah’a hamd olsun. Salat ve selam Allah Rasûlü’nün üzerine olsun.

Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّ الَّذِينَ يُحَادُّونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ أُولَئِكَ فِي الْأَذَلِّينَ كَتَبَ اللَّهُ لَأَغْلِبَنَّ أَنَا وَرُسُلِي إِنَّ اللَّهَ قَوِيٌّ عَزِيزٌ“Allah’a ve Rasûlü’ne düşman olanlar var ya, işte onlar en aşağı kimselerin arasındadırlar. Allah, “Şüphesiz ben ve Rasullerim galip geleceğiz” diye yazmıştır. Şüphe yok ki, Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.” ^{[Mücadele 20-21]}

Ey Müslümanlar!

Yöneticiler ve güvenlik güçlerinin kaos, anarşi ve kanunsuzluğuna son verme zamanı gelmedi mi? Yoksa onlar, insanların onuru olmayan köleler olduğunu mu sanıyorlar?

Onların ümmeti Muhammed içinde dinleri ile izzetli, zillet ve hakareti kabul etmeyen adam gibi adamların olduğunu fark etmelerinin zamanı gelmedi mi?

Onlar, İslam’a davet eden Hizb-ut Tahrir gençlerinin, yeryüzünde Allah’ın dinini hâkim kılmak için kendilerini bu yola adadıklarını bilmiyorlar mı?

Güvenlik güçlerinin yöneticileri ve personelinin, işgalci karşısında zillet sergilemek ve insanlara karşı küstahlık taslamalarının dünya ve ahirette hüsran miras bırakacağını fark etmelerinin zamanı gelmedi mi?

Onların hakkı görmelerinin ve İslam’ın Allah’ın dini olduğunu ve asla mağlup olmayacağını fark etmelerinin zamanı gelmedi mi? Din ve ümmetlerinin safında yer almalarının zamanı gelmedi mi?

 Ey insanlar!

Bundan yaklaşık bir ay önce Filistin yönetiminin Beytüllahim önleyici güvenlik güçlerinin şefi Hicazi el-Caberi, Hizb-ut Tahrir’li bir gencin kimlik ve arabasına el koymuştur. Nedeni, suç işlemiş olması değil, aksine el-Caberi’nin İslam’a ve davetçilere olan nefretidir. Sorunu çözmek için bazı ileri gelen yaşlılar devreye girmiş olmasına rağmen yönetim arabayı geri vermedi. Özellikle de gencin arabasında hac farizasını eda etmek için gerekli evrak ve anne babasının pasaportları vardı.

Oyalama ve öteleme taktiklerinin ardından yönetim, hac ibadeti için pasaportları Evkaf Bakanlığına teslim etti. Bu girişimiyle yönetim, kendini kamuoyu önünde temize çıkarmak istedi. Yönetim, geçen senede aynısını yapmış, Muhannet adlı gence seyahat yasağı koyarak hac farizasını yerine getirmekten alıkoymuştu.

Hâlbuki yetkililer ve Beytüllahim valisi, büyükler ve kendilerine konu ile ilgili bir mektup veren gencin babası aracılığıyla olaydan haberdar idiler. Savcılık gence karşı veya tutuklanmasına yönelik hakkında bir davanın olmadığını bildirdiği halde hâlâ şu ana kadar yönetim gencin kimlik ve arabasını iade etmiş değildir. Dahası güvenlik güçlerinin, Dura, el-Halil, Cenin, Kalkilya ve diğer bölgelerde gençlere ve diğer insanlara yönelik darp ve işkenceleri, onların İslam’a ve kutsal Filistin halkına karşı beslediği düşmanlığı göstermektedir.

Güvenlik birimlerinin, çocuklarınıza yönelik saldırıları, keyfi tutuklamaları, darp etmeleri, size şantaj yapmak ve çocuklarınıza baskı uygulamak amacıyla özel mülkiyetlerine el koymaları, büyük bir suçtur ve bunun hesabın sorulmalıdır. Bu suçları örtbas eden valiler de onların suç ortaklarıdır.

Ey Müslümanlar!

Bugün biz, siyasi olarak kendisini tehdit altında hisseden güvenlik güçlerinin Filistin halkı ve Hizb-ut Tahrir gençlerine karşı keyfi uygulamalar ve Firavunvari eylemlerini protesto etmek amacıyla buradayız. Güvenlik güçleri yaptıkları eylemleri ile Allah’ın dinini ya da bizzat yönetim tarafından yapılan yasaları hiçe sayıyorlar. Tam bir kibir ve küstahlık sahnesi sergiliyorlar.

Bugün biz buradan yönetime sesleniyoruz; Baskı ve zorba politikaları, kovuşturmalar yönetim ve onun güvenlik güçlerine asla fayda vermeyecektir. Onlar bu eylemleri ile insanlara korkutamazlar. Çünkü korku duvarı yıkıldı artık. Aksine bu eylemler, onların felaketi olacaktır. Nice gaddar ve acımasız olanların başına gelenler onların da başına gelecektir. Bu eylemler, sadece insanların kinini artıracak, sıkboğaz olan insanlar onların boğazına yapışacaktır.

Burada yönetime yakışan, sabah akşam postalları ile Mescidi Aksa’yı kirleten, çocukları diri diri yakan, ağaçları kökünden söken, binaları yerle bir eden yerleşimcilere öfke kusmaktır. Ama bunun yerine yönetim, Allah yolundan alıkoymak, İslam ve İslam davetçileri ile mücadele etmek için güvenlik güçlerini emrine amade

kılmaktadır.

Yönetim ve güvenlik güçleri şunu iyi bilmelidir ki Hizb-ut Tahrir gençleri, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak yoluyla insanlar arasında Allah’ın dinini ikame etmek için kendilerini bu yola adadılar. Tutuklamalar, yakınlarını kovuşturmalar ve onları hac farizasını eda etmekten alıkoymak, onları asla bu yoldan vazgeçiremez. Tam tersine yönetimin işlediği cürümler, onların azimlerini daha da bileyecek ve davetlerinin doğruluğunu insanlara teyit edecektir. Allah yolunda alıkoyanların harcadıkları çabalar ne olursa olsun, bilinmelidir ki güneş balçıkla sıvanmaz.

İslam’ın zinciri bir döngüdür. Elbette Allah vaadini yerine getirecektir. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti mutlaka kurulacaktır. Mübarek toprakları pis Yahudilerden mutlaka temizleyeceğiz. İşte o zaman mücrimlerin kaçacak delik ve sığınacak inleri olmayacaktır... Onlar bunu uzak görüyorlar, biz ise çok yakın görüyoruz.

إِنَّ اللَّهَ بَالِغُ أَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْراً “Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah, her şeye bir ölçü koymuştur.” ^{[Talak 3]}

Allahım bizi İslam’la, İslam’ı da bizimle izzetlendir.

Allahım zalim ve mücrimleri Sana havale ediyoruz.

Allahım Yahudiler ve onların dostlarını Sana havale ediyoruz.

Allahım en kısa zamanda Senden sevinç, zafer ve yardım bekliyoruz. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet ile Müslümanların safları birleşecek, aralarında din hâkim olacak, kâfir ve gaspçıların saldırganlığına yanıt verilecektir.

Allahım bizi Rasûlü’nün sohbetine nail eyle ve bizi Raşit kullarından kıl. Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun.