بسم الله الرحمن الرحيم
Hizb-ut Tahrir'den, Ülkeye Yönelik Komplolarını Boşa Çıkarmak Amacıyla Emperyalistlere ve Onların Ajanlarına Karşı Tek Bir Siyasi Mücadele Başlatmak İçin Tüm Siyasi Patilerin Üyelerine ve Aktivistlerine Samimi Bir Davet
Sevgili Müslüman Kardeşlerimiz!
Konuşmamıza sizleri İslam'ın selamıyla selamlayarak başlıyoruz. Es-Selâmu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh. Bizleri, sizlere yönelik bu daveti yazmaya iten iki ana neden vardır ki bunlar şunlardır:
Birincisi: Müslüman kardeşleriniz olarak sizlere karşı olan şeri vecibemizin bir gereği olarak sizlere, emri bil-marufu ve'n-nehyi an-il münkeri emretmektir. Zira Allahuteala şöyle buyurmuştur:
وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ يَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ "Mümin erkekler ve mümine kadınlar birbirlerinin velileridirler. Marufu emrederler ve münkerden sakındırırlar." [et-Tevbe 71]
İşte bu noktadan hareketle bizler biliyoruz ki sizler, bu fasit yönetim nizamının dışında kalmaktasınız ve hepimiz bu anlayışta mutmainiz. Zira sizlerin durumu, bu nizamın yöneticilerinin durumundan farklıdır. Bunun içindir ki bizler, hak daveti kabul etmenizi ve batıl daveti reddetmenizi umuyoruz. Zira Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'ya, kitabına ve Nebisi Muhammed [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'e olan imanınızdan dolayı bu hususta çok umutluyuz. Bunun yanı sıra sizlerin gerçek dostluk beslemeniz gerekenin ne o veya şu parti ne de o veya şu lider olmadığına da inanıyoruz. Bilakis gerçek dostluk, Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'ya, Resulü [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'e, İslam dinine ve İslami ümmete aittir. Bunun içindir ki şayet size olan bu davetimizde hak sözlerin olduğunu görürseniz kabul ediniz ve ona tabi olunuz. Zira Allah [Subhânehu ve Te'alâ], hakka tabi olmanızdan ve batıldan kaçınmanızdan dolayı sizleri mükafatlandıracak ve amellerinizi asla eksiltmeyecektir.
İkincisi: Müslüman kardeşleriniz olarak kendi nefsimiz için sevdiklerimizi sizin için de seviyor ve icabet ettiğimiz şeylere sizi de icabet etmeye davet ediyoruz. Zira Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] şöyle buyurmaktadır:
لا يؤمن أحدكم حتى يحب لأخيه ما يحب لنفسه "Sizden biriniz, kendisi için sevdiğini kardeşi için de sevmedikçe iman etmiş olmaz."
Bunun içindir ki bu dünyada mutlu olmanız ve Allah'ın sizleri cennet ehlinden kılarak ahirette kurtuluşa ermenizi ümidi ve temennisiyle bu kelimeleri sizlere hediye ediyoruz. Buna ise şüphesiz azim bir emanet olan insanların işlerinin gözetimini hakkıyla omuzlarınıza aldığınız zaman nail olacaksınız. Zira bu emaneti sahih bir şekilde yüklenmeniz halinde şüphesiz sizler onun büyük ecriyle mükafatlandırılacaksınız. Bunun içindir ki sizlere nasihat edeceğiz ve bu emaneti sahih bir şekilde taşıyacağınız doğru metodu göstereceğiz. Zira Allah'ın izniyle bu ülkenin halkını ve tüm İslami ümmeti kurtaracak olan işte bu sahih taşımadır. İşte o zaman bu nasihatimizi kabul etmeniz ve bu farzı gerçekleştirmeye koyulmanızdan dolayı sizleri dünyada ve ahirette hayırla mükafatlandırması için Allah'a duacı olacağız.
Sevgili Müslüman Kardeşler:
El-Hak Tebârake ve Te'alâ şöyle buyurmaktadır:
وَالَّذِينَ كَفَرُوا بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ إِلا تَفْعَلُوهُ تَكُنْ فِتْنَةٌ فِي الأَرْضِ وَفَسَادٌ كَبِيرٌ وَالَّذِينَ آمَنُوا وَهَاجَرُوا وَجَاهَدُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالَّذِينَ آوَوْا وَنَصَرُوا أُولَئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقًّا لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ "Kafir olanlar da birbirlerinin yardımcılarıdır. Eğer siz de bunu (birbiriniz dost edinmezseniz) yapmazsanız yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur. İman edip de Allah yolunda hicret ve cihat edenler, (muhacirleri) barındırıp onlara yardım edenler var ya, işte onlar hakiki müminlerin ta kendileridir. Onlar için bir mağfiret ve kerim bir rızık vardır." [el-Enfal 73-74]
Aynı Zamada Davetimiz Avami Birlik Partisi, Bangladeş Halk Partisi ve Diğer Partilerin Üyeleri ve Aktivistlerine de Yöneliktir:
Hizb-ut Tahrir, ülkeye yönelik komplolarını boşa çıkarmak amacıyla emperyalistlere ve onların ajanlarına karşı sizleri derhal kendisi ile birlikte siyasi mücadeleye başlamaya davet etmektedir. Bunun da ötesinde sizleri, Müslümanları İslam ve ümmetin düşmanlarının pençesinden kurtaracak olan Hilafet Devleti'ni kurmak için hızlı bir şekilde çalışmaya davet ediyoruz. Bizler çok iyi biliyoruz ki Irak'ta, Afganistan'da, Filistin'de ve Keşmir'de Müslümanların kanlarının aktığına şahit olduğunuzda bizim gibi sizlerin de gözlerinden yaşlar boşalmaktadır. Şunu da çok iyi biliyoruz ki küffar sürülerinin ve müşrik askerlerin bacılarınızın ırzlarını kirletip Müslüman yöneticilerden hiç birinin onların çığlıklarını kulak asmadığı bir sırada onların ırzlarının korunmasını talep eden çığlıklar attıklarını öğrendiğinizde bizim damarlarımızdaki kanların kaynadığı gibi sizin de damarlarınızdaki kanlar kaynamaktadır.
Ey Kardeşler! Şüphesiz şu andaki bu çirkin cürümler, iktidar ve muhalefet partilerinden oluşan bu ülkenin yöneticilerinin gözü ve kulağı önünde gerçekleşmektedir.
İslam'ın ve Müslümanların düşmanları haçlı Amerikalılar, Bangladeş'te askeri tatbikat üzerine tatbikat yapmaktadırlar. Umarız 30 Nisan 2010'da yayınladığımız neşriyatı okumuşsunuzdur. Zira onun içerisinde Amerika'nın, mayıs ayının sonlarında Chittagong ve Sylhet bölgesinde "Köpekbalığı-2" adında askeri tatbikatlar yapacağı geçmiştir. Ayrıca "Köpekbalığı-1" adındaki tatbikatları kasım 2009'da sona ermiştir. Bu tatbikatları ise şubat ayının ortalarından başlayıp 2010 mart ayının ortalarına kadar sürecek olan "Limana Çağrı" adı altındaki tatbikatlar takip edecektir. Ayrıca burada yakında yapmayı planladıkları birçok tatbikatların olduğunu da biliyorsunuz. Mesela temmuz ayında yapılacak olan "Köpekbalığı-3" tatbikatları ve gelecek eylül ayında yapılacak olan "Köpekbalığı-4" tatbikatları gibi.
Diğer taraftan Amerika, General Müşerref ile müşrik Hindistan devleti ile işbirliği yapıp bölgede İslam'ın siyasi bir akide olarak kalkınmasını önlemek için çalışan ondan sonra gelenlere dayattığı sırada Pakistan'da uyguladığı planın aynısını uygulamasının yanı sıra bu iki devleti Çin'e karşı kullanmaktadır. Dolayısıyla bu planı, General Müşerref ile Pakistan yöneticilerinden onu takip Zerdari ve Gilani yoluyla uygulamıştır ki son günlerde Pakistan'da gerçekleşen kargaşa ve kaos nedeni işte budur. Haçlı Amerikalılar, müşrik Hindistan ile karşılıklı ortak mutabakatlara vardılar. Amerika ise bu sırada bölge yöneticilerine -özellikle de Pakistan ile Hindistan yöneticilerine- ülkeleri ile Hindistan arasındaki askıda kalmış sorunları çözmeleri baskısında bulundu. Bu ise bölgedeki varlıklarını güçlendirecek ortaklıkları geliştirme hususunda İslam'a karşı olan müttefik düşmanlarımıza imkan vermek için Hindistan'ın bölgede elini kolunu serbest bırakmak içindir.
Şüphesiz Şeyha Hasina hükümetinin, bir taraftan Hindistan'a istediğini verdiğini ve ona teslim olduğunu diğer taraftan Bangladeş'i ellerini Müslümanların kanlarına bulayan mücrim Amerikan askerlerinin eğitim kampına dönüştürecek derecede özellikle askeri varlık olmak üzere ülkedeki Amerikan varlığını güvenceye aldığını görmekteyiz. Aynı zamanda Bangladeş Halk Partisi'yle koalisyon içerisinde olan muhalefet liderleri, Amerika'nın askeri tatbikatları ve müşrik Hintlilerle yardımlaşması yoluyla Bangladeş'i ezmeye yönelik Amerikan projeleri karşısında Amerikalı efendileri karşısında kıllarını dahi kıpırdatmaksızın tek bir kelime dahi etmeden adeta yaslanmış kütükler gibi sessizliğe bürünmektedirler. Zira onlar, Amerikalıları gördüklerinde korkudan tir tir titremekteler ve düşman Amerika'nın temsilcisinin emrini reddetmeye güç yetirememektedirler. Karşısında eğilip bükülürlerken Hindistan'a karşı tekrarlayıp durdukları boş sözleriyle insanları aldattılar. Hatta onlar, Halide Ziya'yı desteklemek veya sırf isminin belirgin bir şekilde levhalar üzerinde kalması için seslerini yükseltirlerken ona karşı gıkını dahi çıkaramamaktalar. Dahası bu çığlıklar gerçek bile değildir. Çünkü Amerikalı efendilerinin talimatları, Amerikalıların ve Hintlilerin çıkarlarının riske atılmaması ve bu koalisyona uygun atmosferi oluşturan siyasi işlerden geri adım atılmaması yönündedir.
Sevgili Kardeşlerimiz:
Emperyalistlerin İslam'a karşı olan şeytani komplolarının hakikati işte budur. Mevcut nizam ise bu komploları uygulayan bir maşadır. Dolayısıyla ülkede Amerikalıların, İngilizlerin ve Hintlilerin ayaklarını sabitleştiren ve insanları düşmanlarına teslim edenler bizzat mevcut liderlerinizdir. İnsanlara hıyanet etmede mevcut yöneticiler arasında hiçbir fark yoktur. Geçmiş on yıl boyunca uğrunda mücadele verdiğiniz şey bu değil midir? Yöneticiler sizlere yalancı hülyalar düzüp sizleri, laiklik, demokrasi, vatani değerler, değişim imaları, rakamsal bir Bangladeş ve benzeri hususlar için bir mücadele uğrunda kullanırlarken onlar zamanlarını zevki sefa ile geçirmekteler. Nitekim birçok kardeşleriniz ve dostlarınız bunların uğrunda hayatlarını kaybettiler [Allah'tan onlara rahmet diliyoruz]. Ancak sonunda liderler, siyasi amellerinde veya kullanmış oldukları seçimlerde otoriteye ulaşmak isteyen Truva Atı gibi sizlerden binlercesinin vaktini ve çabasını istismar ettiler. Otoriteye ulaştıktan sonra da sizlere faydalı bir bilim sağlamak, sizleri modern silahlarla donatmak ve sizlere iş istihdam etmek yerine sizlerle alay ettiler ve sizleri yarı yolda bıraktılar. Bu hususta acı verici olan ise bu liderlerin, sömürgeci efendilerinden ders alıp "parçala-yut" politikasını takip ederek sizleri ezmek için modern silahlar kullanmalarıdır. Yani sizleri partilerin iktidar mücadelesi içerisinde birbirinizle savaşmanızda istismar ederlerken onlar, bir taraftan kendi çıkarlarını güvence altına almak için çalışırlarken diğer taraftan sizleri ve insanları İslam'ın ve Müslümanların düşmanlarına teslim etmektedirler.
Hizb-ut Tahrir, bu trajik durumun düzeltilmesi için sizleri aşağıdaki tedbirleri almaya davet etmektedir:
1- Amerikalı, İngiliz ve Hintli emperyalistlere karşı siyasi mücadele için derhal bizimle birlikte çalışınız ve bu ülkeye karşı kurdukları komploları boşa çıkarınız. Yoksa ülkedeki Amerikalı askerlerin varlığına karşı gelmek ve müşrik Hintlilerle olan işbirliğinin tüm şekillerini reddetmek için sesinizi yükseltmediğiniz müddetçe Irak, Afganistan, Filistin ve Keşmir için akıttığınız gözyaşlarının ve size isabet eden öfkenin hiçbir manası olmayacaktır. Zira Allah [Subhânehu ve Te'alâ], kafirlerin Müslümanlar üzerinde egemenlik sahibi olmalarını haram kılmış ve şöyle buyurmuştur:
وَلَن يَجْعَلَ اللّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلاً "Muhakkak ki Allah, kafirler için müminler aleyhine asla bir yol (egemenlik) kılmayacaktır!" [en-Nîsa 141]
2- Mevcut nizamın ve emperyalistlerin ajanı olarak çalışan hain liderlerin çevresinden dağılınız. Sakın onlardan başka bir çıkar yolumuz yok diyerek kendinizi mevcut nizamın veya muhalefet partisinin bir parçası zehabına kapılmayınız. Çok iyi biliniz ki onlar, size verdikleri her türlü sözden yan çizme hususunda çok mahirdirler. Bu beyanda sizlere açıkladığımız gibi sizleri düşmanlarınıza teslim edenler bizzat onlardır. Düşmanlarınızın füzeleri ve bombaları fırlattıklarında Müslümanlar arasında ayırım yapmadıklarını ve onlar nezdinde Hizb-ut Tahrir'den veya Avami Birlik Partisi'nden veya Bangladeş Halk Partisi'nden olan bir Müslüman ile diğer herhangi bir Müslüman arasında hiçbir farkın olmadığını hatırlayınız. Şayet bu yöneticilerin etrafından dağılmazsanız kıyamet gününde sonunuz çok acı olacaktır.
وَأَنِ اسْتَغْفِرُواْ رَبَّكُمْ ثُمَّ تُوبُواْ إِلَيْهِ يُمَتِّعْكُم مَّتَاعًا حَسَنًا إِلَى أَجَلٍ مُّسَمًّى وَيُؤْتِ كُلَّ ذِي فَضْلٍ فَضْلَهُ وَإِن تَوَلَّوْاْ فَإِنِّيَ أَخَافُ عَلَيْكُمْ عَذَابَ يَوْمٍ كَبِيرٍ "Ve Rabbinizden mağfiret dileyip sonra da ona tövbe ediniz ki sizi, tayin edilmiş bir süreye kadar güzel bir şekilde yaşatsın ve her fazilet sahibine mükafatını versin. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım." [Hûd 3]
Şayet hain yöneticileri desteklemeye devam ederseniz tüm Müslümanların ümit ettiği bir husus olan el-Mustafa Muhammed [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in Kevser Havzı başındaki sohbetinden mahrum olacaksınız. Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] şöyle buyurmuştur:
سَيَكُونُ عَلَيْكُمْ أُمَرَاءُ فَلَا تُعِينُوهُمْ عَلَى ظُلْمِهِمْ وَلَا تُصَدِّقُوهُمْ بِكَذِبِهِمْ فَإِنَّ مَنْ أَعَانَهُمْ عَلَى ظُلْمِهِمْ وَصَدَّقَهُمْ بِكَذِبِهِمْ فَلَنْ يَرِدَ عَلَيَّ الْحَوْضَ "Üzerinizde bir takım emirler olacaktır. Onların zulümlerine yardımcı olmayınız ve yalanlarını tasdik etmeyiniz. Zira her kim onların zulümlerine yardım eder ve yalanlarını tasdik ederse benim havzamın başına gelemeyecektir." [Ahmed'in Musnedi]
3- Hilafet Devleti'ni kurmak için çalışmaya katılınız. Zira mevcut nizamın yöneticileri, Afganistan'daki, Filistin'deki ve Keşmir'deki kardeşlerinize ve bacılarınıza asla el uzatmayacaklardır. Bilakis küffar ve müşrik emperyalistlerin karşısında durmak için yeterli cesarete sahip uyanık muhlis liderler çıkaracak olan ve ümmetin yaşadığı zulüm asrını sona erdirmek için Müslümanları emperyalistlerin tuğyanından kurtarmaya muktedir olan bizzat Hilafet'tir. İşte o zaman mevcut başarısız devletlerin yerini güçlü büyük bir devlet alacaktır. Bununda ötesinde Hilafet Devleti'ni kurmak için çalışmak Müslümanların boynunda asılı olan bir farzdır. Zira Abdullah İbn-u Ömer Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
مَنْ خَلَعَ يَدًا مِنْ طَاعَةٍ لَقِيَ اللَّهَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لا حُجَّةَ لَهُ وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً "Her kim itaatten elini çekerse, kıyamet gününde lehine hiçbir delil bulunmaksızın Allahuteala'nın karşısına çıkar. Her kim de boynunda biat olmadan ölürse cahiliye ölümü ile ölmüş olur."
Dolayısıyla bu hadis, tüm Müslümanların boynunda biatin olması gerektiğini açıklamakta ve boynunda biat olmadan ölenin de cahiliye ölümü gibi öleceğini vasfetmektedir. Zira Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in vefatından sonra biat ilk halife olana verilmiştir.
Hilafet Devleti'ni kurmak için çalışmanın sadece Hizb-ut Tahrir'e farz olmadığını bilmeniz gerekir. Bilakis sizler de dahil tüm Müslümanları kapsayan genel bir farzdır. Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın yardımıyla ümmet içerisindeki muhlisler ile sizlerden olan muhlislerin elleriyle yakında Hilafet Devleti kurulduğunda bu sadece Hizb-ut Tahrir'in hükümeti olmayacaktır. Bilakis sizler de dahil bu yeryüzündeki tüm Müslümanların hükümeti olacak ve Hilafet bu dünyada sizleri kendi gölgesiyle gölgelendirecektir. Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] şöyle buyurmuştur:
الإمام جنة يُقاتل من ورائه ويُتقى به "İmam bir kalkandır. Onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur."
Dolayısıyla yeryüzünde Allah'ın dinini ikame etmek için çalışma şerefi sizin, özellikle de gençleriniz için bir ayrıcalıktır. Allah [Subhânehu ve Te'alâ], bu kişiyi kendi gölgesinden başka hiçbir kimsenin gölgesinin bulunmadığı günde kendi gölgesiyle gölgelendirecektir. Zira Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] şöyle buyurmuştur:
سبعة يظلهم الله بظله يوم لا ظل إلا ظله، إمام عادل وشاب نشأ في طاعة الله ... "Allah'tan başka hiç kimsenin gölgesinin olmadığı günde onun gölgesinde gölgelenecek yedi sınıf insan vardır: Adil yönetici, Allah azze ve celleye ibadet ile yetişen genç..."
يا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ "Ey iman edenler! Allah ve Resulü sizi size hayat veren şeye davet ettiği zaman icabet ediniz. Biliniz ki, Allah kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız." [Enfal 24]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Bangladeş Vilâyeti
H. 28 Cumâde’l Ûlâ 1431
M. Çarşamba, 12 May 2010