بسم الله الرحمن الرحيم
Genel Seçimler, Bu Zorba Yönetim ve İnsanların Sefaletinde Hiçbir Değişiklik Yapmayacak, İnsanları Kurtarmanın Tek Yolu Hizb-ut Tahrir Liderliğinde Hilafetin Kurulmasıdır
Seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte iktidar sınıfı, yine AL-BNP öncülüğünde ittifaklara bölündüler. Her iki ittifak da insanları kendi tarafına çağırıyor. Bangladeş halkı, zorba Hasina iktidarının yolsuzluk ve dayanılmaz baskısından kurtulmanın yol ya da yollarının ararken ve bu seçimleri de ondan kurtulmanın bir aracı olarak görürken, bunu iktidarda kalmanın bir fırsatı olarak değerlendiren BNP iktidar eliti, Oikyafront adında bir ittifak kurup sahaları indi. Genel seçimlerde AL-BNP iktidar sınıfı, başları eğik ve çeşitli sahte sloganlarla insanların karşısına gelip dikilirler. Grup ve alt gruplara ayrılırlar, yeni yüzler ve farklı vaatler sunarlar. Ama yetki aldıktan sonra halkı unutuverirler. Halkın beklentilerini karşılamak şöyle dursun temel haklarını bile ihmal ederler. İnsanlar haklarını istemeye başladıklarında, ya bunu görmezden gelirler ya da insanları korkutmak ve bastırmak için çeşitli yollara başvururlar. Öte yandan muhalif ittifak da insanların talepleri tarafında yer almaktan ziyade insanların öfke ve nefretlerini istismar ederek iktidara gelmek için gün sayarlar. Bu şekilde AL-BNP iktidar sınıfı, onlarca yıldır insanları yönetiyor ve baskıyı sürdürüyorlar. Bu iktidar elitinin temel amacı, kafir emperyalistlerin özellikle ABD-İngiltere-Hindistan’ın yanı sıra yandaşları kapitalist zümre ve kendilerinin çıkarlarına hizmet etmektir. Öte yandan insanların genelini temel haklarından mahrum ederler. Hal böyleyken onlardan yeni ne bekleyebiliriz ki? Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
لاَ يُلْدَغُ الْمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ وَاحِدٍ مَرَّتَيْنِ“Mümin aynı delikten iki kez ısırılmaz.” [Buhari] Bu nedenle, bu iktidar sınıfı ve bu iktidar sınıfını üreten fabrikayı sözde demokratik sistemin kökünü kazımalıyız ve Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın emri olan Hilafeti kurmak için birleşmeliyiz.
Ey Müslümanlar!
Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
إِنَّ اللَّهَ لَا يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتَّى يُغَيِّرُوا مَا بِأَنْفُسِهِمْ“Bir kavim nefsinde olanı değiştirmedikçe Allah o kavmin halini değiştirmez.” [Rad 11] Eğer bu sistemden kaynaklanan zulümden kurtulmak istiyorsanız, o zaman pasif kalma ya da yanlış adımlar atma gibi bir lüksünüz yok. Ve bu iktidar sınıfının hilekâr sloganları ve vaatlerini reddetmek zorundasınız. Onlara karşı koyun ve Hizb-ut Tahrir liderliğinde Hilafetin yeniden kurulması için yekvücut olun. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın size verdiği liderlik ve onurun değerini bilin.
كُنْتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ“Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz.” [Ali İmran 110] Eğer kendinizi güçlü, saygın, onurlu lider bir ümmet olarak görmek istiyorsanız, o zaman Allah’ın bu buyruğunu kriter ve vizyon olarak almalısınız. Bu amaçla Hizb-ut Tahrir öncülüğünde dünyada asil ve yüksek statü elde etmek için size yakında kurulacak Hilafetin izleyeceği yol hakkında kısa bir özet sunacağız.
Birincisi: Hilafet, bu zorba yönetime son verip adil düzeni sağlayacaktır. İslam Devletinin ilk prensibi, egemenlik Allah’a aittir yani yasama O’na aittir. Bu nedenle, İslam Devletinin başı olarak Halife, yasama yapamaz. Dolayısıyla şeri delillere göre değil de arzusuna göre yasama yapan zorba bir hükümdar gibi olamaz. Kuran ve Sünnet temelinde ülkeyi yönetmesi, insanların işlerini gütmesi, insanlar ve yönetim işlerinden sorumlu olması ve yönetimde şeffaf politika izlemesi Halife üzerine farzdır. Mezalim Mahkemesi, yargının önemli bileşenlerinden biridir. İnsanlar, haklarını ve isteklerini ihmal etmesinden ya da zalimane eyleminden ötürü Halife dahil olmak üzere herhangi bir devlet yetkilisinden davacı olabilirler. Yemen kadısı Şurayh’ın, bir Yahudi ile yaşadığı anlaşmazlık yüzünden Halife Ali’yi mahkemeye getirdiğini biliyorsunuz. İslam’ın adaletini gören Yahudi İslam’ı kabul edip Müslüman oldu. Hilafet, yolsuzluk ve nepotizmin kökünü kazıyacaktır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
وَالَّذِي نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ لَوْ أَنَّ فَاطِمَةَ بِنْتَ مُحَمَّدٍ سَرَقَتْ لَقَطَعْتُ يَدَهَا“Allah’a yemin ederim ki, Muhammed’in kızı Fâtıma hırsızlık yapsaydı, onun da elini keserdim” [Müslim]
İkincisi: Halife, dini ve ırkına bakmaksızın Şeriata göre her vatandaşın yiyecek-giyecek-barınak, eğitim-sağlık ve güvenlik gibi temel haklarını sağlamak zorunda. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
الْإِمَامُ رَاعٍ وَهُوَ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ“İmam çobandır ve güttüklerinden sorumludur.” [Buhârî, Müslim] Ömer İbn El Hattab’ın şöyle dediğini biliyorsunuz: “Allah’a yemin ederim ki, Fırat kenarında bir oğlak kaybolsa (yahut bir kurt bir koyunu kapsa) korkarım ki kıyamet gününde onun bile hesabı benden sorulur’’ Dahası Halife, insanların refah içinde yaşaması için gerekli adımları atacaktır.
Üçüncüsü: Hilafet Devleti, tekelleşme ve fiyatı şişirmek için aşırı pahalılığı önleyecektir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
مَنْ دَخَلَ فِي شَيْءٍ مِنْ أَسْعَارِ الْمُسْلِمِينَ، لِيُغْلِيَهُ عَلَيْهِمْ، كَانَ حَقّاً عَلَى اللَّهِ أَنْ يُقْعِدَهُ بِعُظْمٍ مِنَ النَّارِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ“Her kim Müslümanların fiyatlarından bir şeyde onlara pahalılaştırmak için müdahalede bulunursa, kıyamet gününde ateşten kemikler üzerine oturtması Allah üzerine bir haktır.”
Hilafet Devleti, aşırı fiyat artışlarını kontrol altına alacak, sömürücü gelir vergisi ve KDV sistemine son verecek ve küçük işletme yatırımlarını teşvik ederek sayısız iş fırsatı yaratacaktır. İslam’ın ekonomik prensiplerine göre servet dağılımını sağlayacaktır. Nitekim Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
كَيْ لاَ يَكُونَ دُولَةً بَيْنَ الأَغْنِيَاءِ مِنْكُمْ“Sizden zenginler arasında dolaşan bir devlet olmaması için” [Haşr 7]
Dördüncüsü: Gaz, kömür, yağ, uranyum gibi mineral kaynakları, Şeriata göre kamu mülkiyetidir ve stratejik olarak da önemli kaynaklardır. Hilafet, bu kaynaklara ilişkin olarak yerel-yabancı şirketlerle yapılan tüm kira sözleşmelerini iptal edecek ve onları insanların yararına sunacaktır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
النَّاسُ شُرَكَاءُ فِي ثَلَاثٍ فِي الْمَاءِ وَالْكَلَأِ وَالنَّارِ“Müslümanlar üç şeyde ortaktır: Su, mera ve ateş.” [Ebu Davud] Bu kaynaklar düzgün şekilde kullanılacak, kendi kendine yeterli bir devlete dönüşmek için bir vizyon ve plan formüle edilecektir. Ayrıca Hilafet, transit, liman, Denizcilik sınırı gibi yabancı çokuluslu şirketler ile imzalanan ve ülke ekonomisine nüfuz etmelerini sağlayan tüm yatırım anlaşmalarını iptal edecektir.
Beşincisi: Savaşa dayalı ağır sanayi kurmak ve askerlerimizi en modern silahlarla donatmak Hilafete farzdır.
وَأَعِدُّوا لَهُمْ مَا اسْتَطَعْتُمْ مِنْ قُوَّةٍ وَمِنْ رِبَاطِ الْخَيْلِ تُرْهِبُونَ بِهِ عَدُوَّ اللَّهِ وَعَدُوَّكُمْ“Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihat için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın, onunla Allah’ın düşmanını korkutursunuz.” [Enfal 60] Bu sanayi, askerimizi ABD, Çin, Hindistan ve Rusya gibi kafir emperyalistlere bağımlılıktan kurtaracaktır.
Altıncısı: Hilafet, Müslüman topraklarını birleştirerek, halkımızı, kaynaklarımızı ve askerlerimizi bir araya getirecek ve bunun sonucu olarak bu devlet korkunç bir güç haline gelecektir. Bu ümmet birleşebilir, özellikle şu zamanda. Biz Endonezya’dan Fas’a kadar Müslümanların Hilafetin gölgesi altında yaşama isteklerinin olduğuna tanık oluyoruz. Mevcut rejim, Bangladeş’i Hindistan’ın vasal devletine haline getirdi. Hilafet bu durumu tersine çevirecek, Hindistan’ı İslami yönetim altına koyacak, böylece kalıcı olarak Hint saldırganlığına son verecektir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ وَعَدَنا رسولُ اللّـهِ صلى الله عليه وسلم غزوةَ الهند، فإنْ أدركتُها أُنْفِقْ نفسي ومالي، وإنْ قُتِلْتُ كنتُ أفضلَ الشهداء، وإنْ رجعتُ فأنا الملك هريرة الـمُحَرَّرُ“Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem, bize Hindistan gazvesini vaat etli. Eğer o zamana erişirsem, canımı ve malımı ortaya koyup savaşacağım. Öldürülürsem şehitlerin en üstünü olurum. Dönersem ben yine serbest kalmış hür Ebu Hurayra’yım.” [Kitabü’l-Fiten]
Yedincisi: Hilafet, kafir emperyalistlere özellikle İslam’a karşı savaşan ABD-İngiltere’ye meydan okuyacak, onların dünya üzerindeki nüfuzlarını ortadan kaldıracak, lider devlet durumunu elde edecek, insanlığı kafir emperyalistlerinin baskısı ve sömürüsünden kurtarıp İslam’ın egemenliği altında yaşamalarını sağlayacaktır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
زَوَى لِي الْأَرْضَ أَوْ قَالَ إِنَّ رَبِّي زَوَى لِي الْأَرْضَ فَرَأَيْتُ مَشَارِقَهَا وَمَغَارِبَهَا وَإِنَّ مُلْكَ أُمَّتِي سَيَبْلُغُ مَا زُوِيَ لِي مِنْهَا“Allah yeryüzünü benim önüme dürdü, koydu. Bana dünyanın doğusunu ve batısını gösterdi. Bana gösterdiği bütün memleketlere ümmetim sahip olacaktır.” [Müslim]
Ey Müslümanlar!
Hilafet, dünyada sadece refah ve itibar demek değildir, aynı zamanda Allah’ın bir farzıdır. Bu nedenle sizi bu farzı yerine getirmeye çağırıyoruz. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
مَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مَيْتَةً جَاهِلِيَّةً“Kim, boynunda biat olmadan ölürse cahiliye ölümü ile ölür.” [Müslim] Hizb-ut Tahrir olarak biz, sizi kafir emperyalistlerinin ajanları olan AL-BNP-Oikyafront iktidar elitini reddetmeye ve Hizb-ut Tahrir liderliğinde mevcut baskıcı sistemi kalıcı olarak ortadan kaldırmak ve Râşidi Hilafeti kurmak için birleşmeye çağırıyoruz. Zorba Hasina rejimini devirmek, Râşidi Hilafeti kurmak ve otoriteyi Hizb-ut Tahrir’e devretmek için samimi askeri subaylara çağrıda bulunmanızı istiyoruz.
Ey samimi subaylar!
Cesur gençlerimizin bu iktidar sınıfı ve mevcut sistemi protesto ettiklerini ve baş kaldırdıklarını gördünüz! Ayrıca genel seçimlerde oy sandıklarını korumanın ne kadar utanç verici olduğunun farkında olmalısınız. Bu zorba Hasina tekrar iktidara gelebilir. Ya da yozlaşmış diğer yöneticiler sırasıyla iktidara gelebilirler! Dolayısıyla İslam’ın tarafında pozisyon almalısınız, ki böylece bu Müslüman toprakları zorba yönetimden kurtarıp o topraklara tekrar izzet ve onurunu iade edesiniz. Allah Subhânehu ve Teâlâ, dünyada egemen yaşam biçimi olsun diye İslam’ı gönderdi.
هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَىٰ وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ“Müşrikler istemeseler de dinini bütün dinlere üstün kılmak için Peygamberini hidayet ve hak ile gönderen O’dur.” [Tevbe 33] Müslüman ordunun subayları olarak İslam’ı iktidara taşımak ve dünyada İslam’ın sancağını dalgalandırmak sizin görevinizdir. Çünkü sahip olduğunuz maddi güç nedeniyle buna muktedirsiniz. Siz İslam’ın ve Müslümanların bekçilerisiniz, bu acımasız yönetimin değil! “Onur Kılıcınız” sizin için bir onur kaynağı olmalıdır. Sakın bu zalim rejimin onur kaynağı olmayın! Ümmeti bu tiranlık ve sömürge sisteminin boyunduruğundan kurtarıp zafere götürmek sizin görevinizdir. Haydi, bu topraklarda İslam’ı muzaffer kılmak için yürüyün. Ey samimi subaylar! Bu rejimi devirmek için yürüyün ve Nübüvvet metodu üzere ikinci Râşidi Hilâfeti kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. Mükafatınız cennet olacaktır İnşaAllah
جَنَّاتُ عَدْنٍ يَدْخُلُونَهَا وَمَنْ صَلَحَ مِنْ آبَائِهِمْ وَأَزْوَاجِهِمْ وَذُرِّيَّاتِهِمْ وَالْمَلَائِكَةُ يَدْخُلُونَ عَلَيْهِمْ مِنْ كُلِّ بَابٍ“(O yurt) Adn cennetleridir; oraya babalarından, eşlerinden ve çocuklarından sâlih olanlarla beraber girecekler, melekler de her kapıdan onların yanına varacaklardır.” [Rad 23]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Bangladeş Vilâyeti
H. 10 Rabi-ul Evve 1440
M. Perşembe, 22 Kasım 2018