بسم الله الرحمن الرحيم
-Basın Açıklaması- Rusya, Hizb-ut Tahrir / Avustralya Heyetini Kabul Etmeyi Reddetmekle İflas Ettiğini Kanıtlamaktadır
Sidney'deki Rusya Konsolosluğu bugün, Hizb-ut Tahrir / Avustralya heyetini kabul etmeyi reddetmiştir. Nitekim heyet, Hizb-ut Tahrir'den Rusya'nın özellikle Hizb-ut Tahrir olmak üzere Müslüman siyasî aktivistelere dönük devam eden zulmünü kınayan bir mektup teslim etmeyi planlamıştı.
Rusya Konsolosluğu, Hizb-ut Tahrir / Avustralya heyeti ile görüşmeyi reddetmekle yetinmemiş, bilakis polisi kendi adına müdahalede bulunmaya çağırmıştır! Rusya hükümeti tarafından yürütülen propagandaların devam etmesinin aksine o, delil ve hak sözü taşıyan ve Rusya'nın içeride ve dışarıdaki aşırı baskıcı politikalarını delillerle ifşa edenlere karşı bir korku hissetmektedir.
Rusya'nın heyetle görüşmeyi reddetmesi, İslam'a ve Müslümanlara karşı yürütülen birlik politikalarına aykırı olarak düşünülmemelidir. Bilakis Rusya'nın, İslam'a karşı savaşındaki zulüm ve baskısının uzun bir geçmişi vardır. Nitekim erkeklere, kadınlara, çocuklara ve yaşlı Müslümanlara zulmetmiş, sert yasalar çıkarmış, yalan suçlamalar üretmiş, Müslümanları uzun yıllar boyunca hapse mahkum etmiş, siyasî aktivistleri suçlamış ve onları "teröristler" olarak nitelendirmiştir.
Ancak Müslümanlara dönük şiddetli baskılara rağmen, Müslümanların meşru beklentileri, güçlü bir şekilde büyüyen projelerini tercih etme yönünde olmuştur. Hatta Rusya, eski Sovyetler Birliği zamanında gücünün doruğunda olduğu sırada bile kendi topraklarında İslam'ın nurunu söndürememiştir. Dolayısıyla bugün, siyasî istikrarsızlık nasılda temellerini kemirmektedir?! Nitekim baskıcı uygulamalar, korkutma ve yasal olmayan zulümler yoluyla meşru siyasî muhalefeti susturma girişimi, güçlü değil zayıf olduğuna dair bir işarettir. Ayrıca fikre karşı şiddetle cevap vermesi de kalkınmaya değil geri kalmışlığa dair bir işarettir.
Rusya'nın, şu iki hususu anlaması gerekmektedir:
1- Meşru siyasî muhalefeti susturma aracı olarak şiddete başvurmak, fikrî çöküşün olduğuna dair bir işaret olduğu gibi şiddetin uygulanması da bu politikaları benimseyen ülkelerin çöküşünün çok yakın olduğunun göstergesidir.
2-İslam dünyasındaki Müslümanlar ile onlardan bir parça olan Rusya'daki Müslümanlar, İslamî Hilafet'in kurulması yoluyla siyasî bağımsızlıklarını yeniden elde etmenin eşiğindedirler. Nitekim böylece habis yabancı ülkelerin, İslam dünyasının işlerine müdahalede bulunmalarını ortadan kaldıracaklardır. Dolayısıyla Rusya'nın İslam dünyasına yakınlaşması ve korkunç sicili göz önüne alındığında onun, çok geçmeden İslam dünyası ile olan ilişkilerini yeniden değerlendirmesine acil ihtiyacı vardır. Zira Müslümanlar, Rus zalimlerinin yapmış oldukları aşağılık muameleleri asla unutmayacaklardır.
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Avustralya
H. 8 Muharrem 1434
M. Perşembe, 22 Kasım 2012