حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
No: RD-BA-2009-MB-TR-0004 |
H. 28 Zilka’de 1430 M. Salı, 17 Kasım 2009 |
-Basın Açıklaması- Kırmızı Çizgi!
İster kral ister başbakan ister dışişleri bakanı isterse -rejimin kötü fiillerini şirin göstermekten başka bir dertleri olmayan- medya organları olsun Ürdünlü yöneticiler ve yetkililer sık sık "Kudüs, kırmızı çizgidir" ifadesini dillendirmekteler. Nitekim bunlardan birisi de el-Hayat Gazetesi'nin Londra'da yaptığı ve geçen hafta bazı Ürdün gazetelerinin yayınladığı röportajda Kral İkinci Abdullah'ın ağzından çıkmıştır.
Filistin'i gasbeden Yahudi varlığının Kudüs ve el-Aksa'daki uygulamalarını, Yahudi askerlerinin Mescid-il Aksa'nın avlusuna zorla nasıl girdiklerini, insanların Mescid-il Aksa'ya ulaşmasını nasıl engellediklerini, içerisine nasıl el bombası attıklarını, altındaki kazı çalışmalarının halen devam ettiğini, Yahudilerin Kudüslülerin evlerini istila ettiklerini, bazılarının evlerini yıktıklarını, sokaklarda gecelemek ve yatmak üzere sahiplerini açıkta bıraktıklarını gördük! Gördük görmesine de... Ancak...
Görünen o ki Yahudilerin tüm bu yaptıkları henüz kralın ilan ettiği kırmızı çizgiye ulaşmamıştır!! Peki, Ürdün rejimi, Filistin'i gasbeden Yahudi varlığını ne zaman kırmızı çizgiyi ihlal etmiş olarak görecektir? Yahudiler Mescid-il Aksa'yı yıktıktan sonra mı? Yerine sözde heykellerini diktikten sonra mı? Kudüslülerin hepsini Kudüs'ten kovduktan sonra mı? ... Ne zaman?
Milletler herhangi bir mesele için kırmızı çizgi koyduklarında onun ihlal edilmesini kana kan ve yıkıma yıkım olarak görürler. Yani bu, onun tarafları açısından kan dökmekten başka çare kalmaması demektir. Yani tüm barış ve anlaşma köprülerini yıkmak demektir. Yani Yahudiler ve arkasındaki kafirler ile savaşmaları için ordular hazırlamak ve askerleri seferber etmek demektir. Yoksa şeytanın yolunda savaşmak, İslam ile Müslümanların düşmanı haçlıların ve ajanlarının çıkarlarını savunurken ölmek için Birleşmiş Milletlerin bayrağı altında paralı asker olmak üzere iki örgüte ve benzerlerine gitmek değildir.
Bu rejimden istenen talep listesi bir hayli uzun olsa da şu ikisiyle yetineceğiz:
1. Derhal Vadi Arabe Anlaşması'nı ilga etmelidir. Çünkü İslam'ın haram kıldığı bir anlaşmadır. Bundan dolayı şeran batıldır ve Müslümanların ona bağlanmaları helal değildir.
2. Ürdünlü askerleri Birleşmiş Milletler kuvvetlerinden çekmelidir. Çünkü kafirlerin bayrağı, yani Birleşmiş Milletlerin bayrağı altında savaşmak İslam'ın haram kıldığı bir husustur. Binaenaleyh bu askerlerin zihninden bayağı paralık asker fikri silinerek yerine İslam'daki cihat fikirleri ile öğretileri yerleştirilmeli ve bir bütün olarak Filistin'i kurtarmaları için seferber edilmelidirler. Çünkü sadece Kudüs, kırmızı çizgi değildir. Bilakis Filistin'in tamamı kırmızı çizgidir. Çünkü bir karışı dahi olsa Yahudilerin onun içerisinde bir devlet kurmaları caiz değildir.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Ürdün Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: http://www.hizb-jordan.org/ |
E-Mail: info@hizb-jordan.org |