Cuma, 03 Zilhicce 1446 | 2025/05/30
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu

No: RD-BA-2025-MB-TR-09 H. 27 Zilka’de 1446
M. Pazar, 25 May 2025

Devlet, Vahşi Bir Soykırımın Yaşandığı Bir Dönemde Halkı, Sahte Bir Bağımsızlık Kutlamaya Zorluyor!

Ürdün halkı, sözde bir bağımsızlık mı kutlayacak? Oysa daha dün Gazze’de nöbet tutan o fedakâr doktor anne, soykırım canavarlarının bombalarıyla bir anda dokuz evladını toprağa verdi. İnsanlık böyle bir vahşeti daha önce görmedi!

Yahudilerin katliam, açlık ve yıkım sahneleri karşısında İslam kardeşliğinin duyguları bu kadar mı köreldi? Allah’ın emrettiği gibi onlara yardım etmek şöyle dursun, kalplerimiz bile sızlamıyor artık!

وَإِنِ اسْتَنصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ“Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, yardım etmek üzerinize borçtur.” [Enfal 72] Ümmet, ordularının harekete geçmesini beklemeye, hatta yaslılarla, yetimlerle ve açlarla kader birliği yapmaya alışmış görünüyor. Oysa Allah bizi, diğer insanlardan farklı olarak tek bir ümmet kılmıştır!

وَإِنَّ هَذِهِ أُمَّتُكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَأَنَا رَبُّكُمْ فَاتَّقُونِ“Şüphesiz bu, tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir. Ben de Rabbinizim. Onun için sadece bana kulluk edin.” [Enbiya 92]

Hayır! Vallahi hayır! Ürdün halkı kayıtsız değil, damarlarındaki kan, Gazze’deki kardeşlerine yardım edememenin acısıyla yanıyor! Rejim bunu çok iyi biliyor; işte bu yüzden onların öfkesinden korkuyor. Bu nedenle, halkın duygularını, sözde bir bağımsızlık masalına kanalize etmeye çalışıyor. Ama bu nasıl bir bağımsızlık? Ülke sömürgeci kâfirlerin askerî üsleriyle dolu, ekonomi uluslararası sömürge bankalarının elinde ve millet için tek bir bağımsız karar bile alamıyor. Yahudi varlığının birkaç kilometre ötede işlediği vahşeti adeta bir turist gibi izlemekle yetiniyor. Kibirli ve küstah Yahudi varlığı, cezasız kalacağından emin olmasaydı, bu insanlık dışı soykırımı bu denli pervasızca işleyebilir miydi?

Bağımsızlık maskesi altında Ürdün’ün semalarını renkli ışıklarla süsleyenler, Gazze’nin kan kırmızısına boyanan gökyüzüne hiç mi bakmıyorlar? Devlet medyasında Ürdün’ün ekonomik başarılarını ballandıra ballandıra anlatanlar kimler? Ülke borç içinde, işsizlik almış başını gidiyor. Yeraltı kaynaklarını yabancılara satıyor, yolsuzluk yüzünden su bile bulamıyor. Bütün bunları da metamorfoz Yahudi varlığı ile ilişkileri normalleştirmek için bahane ediyorlar! O kimseler rejim ve adamları değil mi?

Gerçekte bağımsızlık fikri, tek bir dini, tek bir inancı ve aynı akide bağını paylaşan tek bir ümmeti parçalamak ve bölmek için ortaya atılmış sömürgeci bir çağrıdır. Bu ümmet, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Medine’de tesis ettiği ilk İslam devletinden 1924’te asrın mücrimi Mustafa Kemal’in eliyle yıkılışına dek tek bir siyasi sistem uygulaya gelmiştir. Hilafetin yıkılışının ardından sömürgeci kâfirler, İslam beldelerini parçalayıp elliyi aşkın cılız devletçiğe bölme fırsatı yakalamışlardır. Her biri çatışmaya gebe suni sınırlarla çevrili bu devletçiklere, kendilerinin yetiştirdiği, emirlerine amade ve makamlarını korumak için ulus-devlet dogmasını benimseyen idareciler yerleştirmişlerdir. Her birine, İslam devletinin şanlı tarihinde kopuk uydurma milli tarihler uydurmuşlardır.

Sözde bağımsızlık kutlamalarını organize eden ve halka dayatan aslında bizzat yönetimin kendisidir. Gazze’deki kardeşlerinin çaresizliğine öfkelenen halkı susturmak için gösterişli törenler düzenliyor, yapay bir tarih anlatısıyla, ümmete kendi döneminde asla yaşanmamış bir zafer bahşetmeye çalışıyor! bunu da, aslında gerçek dışı ve temelsiz düşüncelere dayanan, aşağı seviyeli bir vatanseverlik anlayışıyla yapıyor. Bu anlayışı, ümmetin doğal ve ideolojik bağı olan İslam kardeşliğinin yerine koymaya çalışıyor. Oysa ümmeti bir araya getiren inanç temelli bağı unutturmak için ortaya atılmış bu yapay milliyetçilik, ümmeti parçalamaktan başka işe yaramaz. Oysa yapılması gereken belli: Allah’ın kurallarına uyarak O’nun rızasını kazanmak, din kardeşlerimize sahip çıkmak, işgal altındaki yerleri kurtarmak ve sömürgecileri bölgemizden atmaktır. Sözde bağımsızlık kutlayanlar, gerçekte sınırların korunmasında ve Müslümanların birliğini engellemede çıkarı olanlardır. Onlar için, Yahudi varlığıyla ve Amerika’yla yaptıkları anlaşmalar, ezilen Müslümanlara yardım etmekten ve Allah’ın rızasını kazanmaktan daha önceliklidir.

Bu rejim, İslam’ı hem inanç hem yönetim biçimi olarak savunan herkesi tehdit ediyor, susturuyor, zindanlara atıyor! Allah’ın emirlerini hayata taşımak isteyenlerin sesini kesmek için “vatan sevgisi” maskesi takmış dalkavukları ekranlara taşıyor. Onlar zalimlerin dostudurlar. Allah’ın şu buyruğu tam da bunlar için geçerli!

رَبَّنَا إِنَّا أَطَعْنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَاءنَا فَأَضَلُّونَا السَّبِيلَا “Rabbimiz! Biz yöneticilerimize ve büyüklerimize itaat etmiştik, fakat onlar bizi yoldan saptırdılar.” mı diyecekler?” [Ahzab 67] Bütün bu baskılar, ümmeti yıldırmak bir yana; azmini bileyecek, öfkesini büyütecektir! Ve bu ümmet, onu bu zillete mahkûm edenleri asla unutmayacaktır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

مَا مِنِ امْرِئٍ يَخْذُلُ مُسْلِماً فِي مَوْطِنٍ يُنْتَهَكُ فِيهِ حُرْمَتُهُ، وَيُنْتَقَصُ فِيهِ عِرْضُهُ إِلا خَذَلَهُ اللهُ فِي مَوْطِنٍ يُحِبُّ فِيهِ نُصْرَتَهُ، وَمَا مِنِ امْرِئٍ يَنْصُرُ مُسْلِماً فِي مَوْطِنٍ يُنْتَقَصُ فِيهِ مِنْ عِرْضِهِ وَتُنْتَهَكُ فِيهِ حُرْمَتُهُ إِلا نَصَرَهُ اللهُ عَزَّ وَجَلَّ فِي مَوْطِنٍ يُحِبُّ فِيهِ نُصْرَتَهُ“Her kim bir Müslüman’ın saygınlığının kaybolacağı, onurunun zayıflayacağı bir yerde yardımsız bırakırsa, Allah da onu kendisine yardım edilmesini arzu ettiği yerde yalnız bırakır. Kim de bir Müslümana onurunun zayıflayacağı ve saygınlığının yitirileceği bir yerde yardım ederse, Allah da ona kendisine yardım edilmesini arzu ettiği bir yerde yardım eder.” Öyleyse, bu hadisin neresindesiniz bir bakın! Devletin, varsayımsal bir bağımsızlık anlatısını pekiştirmek için düzenlediği sembolik törenlere ayırdığı kaynaklar ile İslam kardeşlerinize gösterdiği kayıtsızlık arasındaki tezadı fark edin artık.

وَاعْتَصِمُواْ بِحَبْلِ اللّهِ جَمِيعاً وَلاَ تَفَرَّقُواْ وَاذْكُرُواْ نِعْمَةَ اللهِ عَلَيْكُمْ إِذْ كُنتُمْ أَعْدَاء فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُم بِنِعْمَتِهِ إِخْوَاناً وَكُنتُمْ عَلَىَ شَفَا حُفْرَةٍ مِّنَ النَّارِ فَأَنقَذَكُم مِّنْهَا كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللّهُ لَكُمْ آيَاتِهِ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ“Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.” [Ali İmran 103]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 
http://www.hizb-jordan.org/
E-Mail: info@hizb-jordan.org

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER