حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
No: RD-BA-2024-MB-TR-23 |
H. 8 Cumâde’s Sânî 1446 M. Salı, 10 Aralık 2024 |
Şam Tiranı Devrildi… Ancak Amerika ve İşbirlikçilerinin Dayatmaya Çalıştığı Yozlaşmış Laik Düzene Karşı Uyanık Olun
Suriye halkı, 14 yıllık mübarek devrim yolculuğunda büyük bedeller ödedi. İslam ümmeti, Amerika, Rusya, Yahudi varlığı, İran ve Lübnan partisinin yanı sıra İslam ülkelerindeki rejimlerin küresel zulüm ve tiranlık düzenine karşı tek başına mücadele etti. Sonuçta bu devrim ve halk kuluçkası, 54 yıllık Esed hanedanının despot, katliam ve sürgünle dolu rejimini sona erdirdi. Sevinç Suriye halkının ötesine geçerek tüm İslam âlemine yayıldı, müminlerin yüreğine ferahlık verdi. Şam halkı, kadınları, erkekleri ve çocukları acımasız hapishanelerden kurtarırken büyük bir şaşkınlık ve mutluluk yaşadı.
2011’de başlayan devrimle birlikte Şam halkının “Allah-u Ekber” nidaları göklere yükseldi ve Şam’ı Esed ile Baas rejiminin karanlık pençesinden kurtarıncaya kadar hiç susmadı. Bu halk kuluçkasının asıl amacı, yalnızca Esed rejimini devirmek ya da yüzleri değiştirip eski düzeni sürdürmek değil, İslam’ın hükümlerini uygulamaktı. Halkın fedakarlıkları, gösterileri, zorba, saldırgan ve işbirlikçi güçlerle karşı giriştiği mücadele, açıkça “Tam anlamıyla İslam’ın hükümlerini uygulayacak, İslam ümmetine ve Şam’a karşı komplo kuranları buradan def edecek olan Raşidi bir Hilafet istiyoruz.” diye haykırdı. Bu nedenle zafer coşkusu, ancak uğruna devrime kalkıştığı hedefi gerçekleştirdiği gün tamamlanacaktır.
Devrimin bu büyük başarısı, İslam ümmeti için bir ibret olmalıdır; ümmet, Nübüvvet metodu üzere İslam Devleti’nin yeniden kurulması için gerçek bir değişimden ümidini kesmemeli, bu yolda her türlü fedakarlığı yapmalı ve bunu bir hayat memat meselesi olarak görmelidir. Ümmet, artık Müslümanların yöneticilerinin Filistin halkını desteklemekteki samimiyetsizliğini ve Beşşar Esed’in suçlarına meşruiyet kazandırmak için yürüttükleri çabaları net bir şekilde görmektedir. Suriye heyetinin Arap Birliği’ne 11 yıl sonra geri dönmesi ve Esed’in zirvelerde yer alması, bu iş birliğinin açık göstergeleridir. Ne tuhaftır ki, 11 Kasım 2024’te Riyad’da Gazze için yapılan olağanüstü zirvede, Moskova’ya kaçmadan bir ay önce Beşşar Esed’in şu eleştirilerine bile hiç kulak asmadılar: “Doğru kararlar almayı başarırız umarım, yoksa hırsızla kanun, suçluyla ahlak, katille insanlık diliyle konuşup dururuz. Ve iyi niyetlerimiz bir kez daha ölümlere yol açar.”
Ancak onun izinden giden bu yöneticiler ve güvenlik aygıtlarındaki suç ortaklarının, onun yaptıklarından ders almaları mümkün mü? Onlar, Allah’ın intikamından kendilerini Amerika, Rusya veya güvenlik birimlerinin koruyacağını mı zannediyorlar? Allah düşmanı bu sömürgeci kâfirlerin, çıkarları gerektirdiğinde, alçak işbirlikçilerini nasıl hızla yüzüstü bıraktıklarını ve onları köpek gibi tarihin çöplüğüne atmakta nasıl acele ettiklerini görmüyorlar mı? Kendilerinden önceki yöneticilerden ibret alıp ders çıkarmıyorlar mı? Yoksa iktidar koltuklarınızda uzun süre kalmanızın, sizi Allah’ın hükmünden, gazabından ve halkınızın öfkesinden kurtaracağını mı sandınız? Belki de cani Esed ailesinin mirasına karşı halkın gösterdiği öfke ve intikamı en iyi anlaması gereken sizlersiniz.
فَأَهْلَكْنَا أَشَدَّ مِنْهُم بَطْشاً وَمَضَى مَثَلُ الْأَوَّلِينَ “Biz bunlardan daha zorba olanları da helâk ettik. Nitekim öncekilerde örneği geçmiştir.” [Zuhruf 8]
Şam halkının hedeflediği gerçek değişim, düşen rejimi tüm unsurlarıyla—değerleri, anayasası ve kadrolarıyla birlikte—tasfiye eden ve Batılı sömürgeci güçlerle ilişkileri tamamen sona erdiren bir değişimdir. Bu değişim, Batı’nın hoşnutluğunu kazanmak ya da onun müdahalelerini engellemek adına laik, sivil bir devlet anlayışını pekiştirme çabasına girmez. Bu değişim, İslam Devleti’ni kuran ve laik sistemin yerine İslami yönetim sistemini getiren bir değişimdir. İşte Şam halkının talebi bu değişimdir; Esed rejimine karşı ayaklanmalarının nedeni de budur. Eğer devrim güçleri, söyledikleri gibi halkın iradesine uygun hareket edeceklerse, o zaman bu iradeyi kabul etmek zorundalar.
Dikkat edin, devrim, geçici yönetim tuzağına düşerek laik bir rejimin ya da sivil yönetim adı altında yumuşatılmış bir sistemin kurulmasına zemin hazırlamasın. Bu, Amerika adına hareket eden Türkiye’deki Erdoğan’ın ve çevredeki Arap rejimlerinin bir planıdır. Bu rejimler, Yahudi varlığını koruma çabası içindedirler ve halklarına karşı yaptığı zulmü görmezden gelmektedirler. Şam’daki devrimci halk, yalnızca kısmi zaferlerle yetinilen ve yüzlerin değiştirildiği ancak işbirlikçi tutumların, laik anayasaların ve sömürgeci güçlere bağımlılığın devam ettiği devrimlerden ders almalıdır. Mısır, Libya, Tunus ve Yemen gibi ülkelerde eski yöneticiler yerlerinden edilmiş, ancak yerine gelenler aynı işbirlikçi tutumu sürdürmüş, laik anayasalar korunmuş ve sömürgeci güçlere olan bağımlılık derinleşmiştir. Gazze’deki Yahudi varlığı ise halkı katletmeye halen devam etmektedir.
Zulmün pençesinde kıvranan, düşen rejimin acımasız baskılarını yaşayan, mevcut sistemlerin zulmünü iliklerine kadar hisseden, Amerika ile onun takipçileri olan Türkiye gibi uşak ve kukla yöneticilerin entrikalarını fark edenlere sesleniyoruz: Laik ve aldatıcı siyasi çözümleri, “sivil yönetim” gibi süslü ve sahte kavramlarla meşrulaştırılmaya çalışılan, ama aslında mevcut yönetimlerden farklı olmayan bu düzenleri reddedin. Uğruna ayaklandığınız hedefe, yani Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti’ne sımsıkı sarılın ve bu hedef için çalışanlara destek olun. Zira bu hedef, tüm İslam ümmetinin özlem duyduğu bir hedeftir.
الَّذِينَ إِن مَّكَّنَّاهُمْ فِي الْأَرْضِ أَقَامُوا الصَّلَاةَ وَآتَوُا الزَّكَاةَ وَأَمَرُوا بِالْمَعْرُوفِ وَنَهَوْا عَنِ الْمُنكَرِ وَلِلَّهِ عَاقِبَةُ الْأُمُورِ“Onlar ki, eğer kendilerine yeryüzünde iktidar verirsek namazı kılar, zekâtı verirler, iyiliği emreder ve kötülükten nehyederler. İşlerin sonu Allah’a varır.” [Hac 41]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Ürdün Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: http://www.hizb-jordan.org/ |
E-Mail: info@hizb-jordan.org |