حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
No: RD–BA–2024–MB–TR–05 |
H. 21 Raceb 1445 M. Cuma, 02 Şubat 2024 |
Arap Rejimlerinin İttifakı, Günah, Saldırganlık ve İhanet İşbirliğidir, Yahudi Varlığı ve Sömürgeci Kafir Batının Bekasına Yol Açmaz
Arap rejimlerinden, üslerinde konuşlu ordularla Gazze halkını desteklemelerini elbette beklemiyoruz. Belki bunda da bir hayır vardır. Allah harekete geçmelerini istemediği için onları harekete geçmekten alıkoymuştur. Ya da kışlalarından çıkmış olsalardı, kahraman mücahitlerde fitne ve fesada yol açabilirler, fitne çıkarmak için müttefikleri Yahudiler ve Hristiyanlar ile birlikte komplo kurabilirlerdi. Ya da Allah’a sadık olduklarını düşündüğümüz mücahitlerle birlikte kararlı ve murabıt Gazze halkının zaferine ortak olabilirlerdi. Bu vurdumduymaz kukla rejimler, dünya çapında insanların duygularını harekete geçiren dehşet karşısında ölüm sessizliğine büründüler. Yöneticilerden değil ümmetin ordularından harekete geçmelerini bekliyoruz. Harekete geçmeleri kaçınılmazdır, Rablerine yardım etmeliler ki, O da Gazze halkına yardım etsin.
Bunun yerine bu rejimler, Amerikalı ve Avrupalı liderlerle gizli-açık toplantılar düzenlediler. Aralarında mekik diplomasisi yürüttüler, Amerika ve Avrupa’ya hizmet etmek için Filistin halkının nasıl kontrol altına alınacağını ve Filistin meselesinin nasıl tasfiye edileceğini tartıştılar. İşlediği vahşet ve katliama rağmen Yahudi varlığını güçlendirmek, sömürgeci kâfir Batı’nın (Amerika, Britanya ve Avrupa) siyasi, askeri, güvenlik ve ekonomik çıkarlarını gerçekleştirmek için çalıştılar. Batının etkisini ve Yahudi varlığını sağlamlaştırmak için uğraştılar.
Zaman zaman Arap ülkeleri liderleri ve bakanları, Ortadoğu’da ikili veya genişletilmiş ittifaklar kurarlar, toplantılar düzenlerler, sonra dağılır giderler. Genellikle bu ittifaklar, bölgesel rekabete, uluslararası müdahaleye ve başta Amerika, İngiltere ve Fransa olmak üzere Batılı sömürgeci ülkelerin nüfuz mücadelesi yoğunluğuna göre şekilleniyor ve belirleniyor. Kapitalist ülkeler arasındaki ilişki, kazanımlar ve çıkarlara dayalıdır. Bu toplantılar dramatik bir hal almıştır. Gazze savaşı, Arap ülkelerini tepki vermeye zorlamış, tutumlarında kaos ve kargaşasına yol açmıştır. Güvenlik, terörle mücadele, enerji güvenliği, endüstriyel entegrasyon, ticaret, yeniden yapılanma bazlı siyasi planlarında değişiklik yapmaya neden olmuştur.
Amerikan haber sitesi Axios, Suudi Arabistanlı, Ürdünlü, Mısırlı ve Filistinli üst düzey ulusal güvenlik yetkililerinin, Gazze saldırısını sona erdirmek ve Filistin Otoritesini iktidara ortak etmek için on gün önce Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da gizlice bir toplantı düzenlediklerini bildirdi. Kaynaklar siteye, “Riyad’da Suudi Ulusal Güvenlik Danışmanı Musaed bin Muhammed Al-Aiban ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıya Filistin Yönetimi Genel İstihbarat Direktörü Majed Faraj, Mısırlı mevkidaşı Abbas Kamel ve Ürdünlü Tümgeneral Ahmed Hosni’nin katıldığını söylediler. Kaynaklardan biri, “Suudilerin, Mısırlıların ve Ürdünlülerin, Faraj’a Filistin Yönetimi’nin siyasi liderliğini yeniden canlandırmak için ciddi reformlar yapması gerektiğini bildirdiklerini.” kaydetti. Suudi Ulusal Güvenlik Danışmanı toplantı sırasında “Suudi Arabistan’ın hala “İsrail” ile normalleşme yolunda ilerlemekle ilgilendiğini” vurguladı.
Başka bir görüşmede Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Başkanı William Burns, Mossad başkanının da katılımıyla Katar Başbakanı Muhammed bin Abdul Rahman ve Mısır istihbarat başkanı Abbas Kamel ile Fransa’nın başkenti Paris’te görüşmelerde bulundu. Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı, Katar’ın rolünün taraflara baskı yapmak olmadığını, arabuluculuk yapmak olduğunu, Katar’ın hiçbir kimse üzerinde bir etkisinin olmadığını söyledi.
El-Arab El-Cedid sitesi ise, Pazartesi akşamı Mısır Genel İstihbarat Servisi’nden üst düzey yetkililerin birkaç gündür Kahire’de bulunan Hamas liderleri ile toplantılar yaptıklarına dikkat çekti. Görüşmelerde Paris toplantısında alınan kararlar Hamas’a iletildi ve hareketin ilk tepkisi ölçüldü.
Gazze’deki krizin çözümüne ilişkin pratik bir yaklaşım ortaya koymak, göçü reddetmek, ateşkes ve yardım geçişlerine izin verilmesi talebinde bulunmak amacıyla geçtiğimiz günlerde Mısır cumhurbaşkanı ve Ürdün kralı ile Filistin Yönetimi Devlet Başkanı arasında Akabe kentinde Mısır-Ürdün-Filistin üçlü zirvesi gerçekleştirildi. Kral Abdullah’ın Gazze Savaşı’ndan bu yana üç kez Mısır’ı ziyaret ettiği ve geçtiğimiz günlerde sözde Akabe Zirvesi’nde Cumhurbaşkanı es Sisi ve Abbas ile görüştüğünü biliniyor.
Başta Dışişleri Bakanı Blinken, Savunma Bakanı Austin ve Ulusal Güvenlik Danışmanı olmak üzere Amerikalı politikacılar, Yahudi varlığına sınırsız askeri destekte bulunmak, Netanyahu hükümetindeki sağcı liderlere baskı yapmak, bölge yöneticilerine iki devletli çözüm talimatı vermek, yenilgiye uğramış bu varlık ile güvenlik ve askeri ilişkileri sürdürmek ve aşağılayıcı lojistik destek sağlamak için Orta Doğu’ya çok sayıda ziyaret gerçekleştirmişlerdir.
Bu toplantılar, ittifaklar ve Arap rejimlerinin ziyaretleri karşısında biz şunları açıklıyoruz:
- Amerika ve Avrupa’nın Arap rejimlerine dayanması, sahte bir seraba dayanmaya benziyor. Bu serap, ters tepecektir zira artık ümmet uyanmış ve düşmanlarını tanımıştır. Onları yok etmek için tarihi fırsat kollamaktadır. Allah’ın izniyle Arap rejimleri yakında devrileceklerdir.
- Bu ittifaklar, Filistin sorununu tasfiye edemeyecek, teslimiyetçi çözümleri dayatamayacak, iki sanal devletin kurulmasına yol açmayacaktır. Hatta Yahudilerle Batı arasında ve kukla rejimler arasında normalleşme, ekonomik, askeri veya güvenlik anlaşmaları imzalanmasını sağlayamayacaktır.
- Bu ittifaklar ve toplantılar, hiçbir zaman bu vurdumduymaz rejimlerin halklarının yararına değildir. Gazze halkının kahramanca meydan okumasına yardımcı olmamıştır. Aksine bir suçtur. Gazze halkını (İsrail) savaş makinesine boyun eğdirmek ve onları tasfiye etmek için komplo kuruyorlar. Yaralıların acıları üzerinde dans ediyorlar, savaş tüccarı gibi onları kullanıyorlar. Mısır, yardımları engellemek için Refah sınır kapısını kapattı, Mısır istihbarat şirketleri giriş çıkışlardan binlerce dolar alıyor. Ürdün de Yahudi varlığını desteklemek, Bab el-Mendeb’e alternatif bir rota oluşturmak, Dubai, Suudi Arabistan, Ürdün ve işgal altındaki Filistin üzerinde Yahudi varlığına mal sağlamak için Körfez ülkeleri ve Suudi Arabistan ile komplo kuruyor. Ayrıca Yahudilere giden Amerikan silah uçakları Ürdün’e iniyor, onlara sebze, meyve vb. şeyler sağlıyor.
- Yahudi varlığının 7 Ekim 2023’teki aldığı korkunç yenilgi ve bugüne kadar bir dizi kahraman mücahidin verdiği ardışık yenilgiler, bütün ümmetin vicdanına kazınmıştır. Bu yenilgiler ümmetin vicdanından silinemeyecektir. Yahudi varlığı yok edildiğinde ancak silinecektir.
- Amerika, Avrupa ve onların yörüngesinde dönenler, İslam ümmetinin en büyük düşmanıdır. Bunlarla savaş ilişkisi dışında hiçbir ilişkisi olamaz. Ne Müslümanların yöneticilerinin komplosu ne de Müslüman ülkelerde konuşlandırılmış askerleri ve üsleri onlara hiçbir fayda sağlamayacaktır.
- Müslümanların yöneticilerin bizzat ayakta kalma mücadelesi vermesi, ümmet düşmanlarıyla ittifak kurmaları ve sık sık bir araya gelmeleri, korkularının hangi boyutta olduğunu ve tahtlarının sarsıldığını gösteriyor. Yahudilerin ve Batı’nın kendilerini yakında büyük bir düşüşten koruyacağını sanıyorlar, öncekilerin yıkılışlarından ders almıyorlar!
- Yahudilerin eylemlerinin dehşetinden, Amerika ve Avrupa’nın alçakça konumlarından, sözde uluslararası kuruluş ve kurumların konumlarından dolayı tüm dünya ayakta. Bütün dünya bu sefil, vahşi ve şeytani dünya düzeninde bir değişiklik arayışı içerisinde. Değişim, köklü ve ideolojik olacaktır. Köklü değişim ancak Âlemlerin Rabbinin, insan yaşamının düzenlenmesi için indirdiği din olan İslam’ın geri dönüşüyle mümkündür.
- Köhne kapitalizm ve sahte demokrasi, dünyadaki insanların zihninden ve kalbinden düşmüş olsa da Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin dönüşü için çalışmak kaçınılmazdır. Hilafet, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Medine’de ikame ettiği gibi dini ikame edecektir. Baskıcı kâfir devletlerini devirmek, dünya düzenini adalet ve eşitliği sağlayan başka bir düzen ile değiştirmek için kafir devletlere benzer bir devletin olması gerekir.
Artık bu hain yöneticilerin ayıbı açıkça ortaya çıkmıştır. Bugün ümmet, Gazze ve Filistin’de Yahudiler ile savaşmak için güç ve kuvvet ehline ve subaylara bel bağlamış durumdadır. Yahudiler bugün Gazze’de bozgunculuğu, katliamı ve yıkımı iyice artırmışlardır. Hadi Allah’ın yardımcıları olun, kahraman sahabeler gibi olun, Selahaddin, Kutuz ve Baybars gibi ümmet kahramanları olun.
إِنَّالَنَنْصُرُرُسُلَنَاوَالَّذِينَآمَنُوافِيالْحَيَاةِالدُّنْيَاوَيَوْمَيَقُومُالْأَشْهَادُ“Şüphesiz ki, Rasûllerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz.” [Mümin 51]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Ürdün Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: http://www.hizb-jordan.org/ |
E-Mail: info@hizb-jordan.org |