Yargıtay, evlerinde kitap ve bildiri bulunmasının ardından Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin Hizb-ut Tahrir’e üye olmak ve rejime karşı kışkırtmak suçlamasıyla Hizb-ut Tahrir’in iki gencine verdiği dört yıl hapis cezasını onadı. Buna karşılık biz de diyoruz ki:

Hizb-ut Tahrir siyasi bir partidir, İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışır. İslami hayatı yeniden başlatmak Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın farzlarından biridir. Onun için rejimin yasalarının, mahkemelerinin veya sisteminin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Sistem temelden batıldır. Hizb-ut Tahrir, siyasi çalışma ve fikri mücadele yapar. Silah kullanmak gibi hiçbir fiziksel aktiviteye başvurmaz. Hilafet Devletinin kurulması çağrısı, sadece Ürdün’e özgü olmayıp tüm Müslüman ülkeleri kapsar. Müslümanlar nerede nusret elde ederlerse yani otoritelerini nerede geri alırlarsa, İslam Devleti orada kurulacaktır. Peki, neden sadece Ürdün, bu daveti rejimi baltalamak olarak görüyor? Oysa Parti, birçok İslam ülkesinde siyasi davet çalışması yapmaktadır. Bu ülkelerin rejimleri, Partinin çalışmasını iktidarlarını baltalamak olarak görmemektedir.

Sırf İslam’a ve hükümlerinin uygulanmasına çağıran bir siyasi partiye üye oldukları gerekçesiyle verilen bu haksız hapis cezaları, Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin bir terörüdür. Ümmeti siyasi ve ekonomik olarak sömürgeciliğin hegemonyasından kurtarma çağrısında bulunan herkese baskı yapmaktır. Hapis cezaları, rejimin modernizasyon, siyasi reform ve siyasi partiler kurulmasına teşvik iddialarının yalan ve asılsız olduğunu ortaya koyuyor. Daha önceki basın açıklamalarımızda da belirttiğimiz gibi rejimin kurulmasını istediği partiler, kendi türünden partilerdir. Ülkeyi ve halkı aşağılayan, sömürgeci kâfire ipotek eden, askeri üs kurması için ülkenin kapılarını açan, orduyu kâfirin hizmetine veren siyasi çalışmalarla örtüşen partilerdir.

Ey Müslümanlar! İslami hayatı yeniden başlatma ve Hilafet Devletini yeniden kurma çalışması, sadece Hizb-ut Tahrir’e değil herkese farzı kifayedir. Bu çalışma, Hilafet kurulana kadar herkese farzdır. Hizb-ut Tahrir gençlerine verilen bu haksız ve zalimane hükümler, İslam ile mücadelenin, yolundan alıkoymanın bir parçasıdır, Allah’ın büyük farzından uzaklaştırmak için nefislerinize korku salma girişimidir.

Hizb-ut Tahrir, kurulduğu 1953 yılından bu yana İslami hayata yeniden başlamak için çalışır. Ümmeti Hilafet Devletini yeniden kurmaya çağırıyor. Hizb, ideolojisi İslam olan siyasi bir partidir. Faaliyetlerini uzak yakın herkes bilir. Kırk ülkede çalışıyor. Yöneticilerin dünyası için ahiretlerini satan yargıçların haksız cezaları, Allah’a ve hükümlerinin uygulanmasına davetten korkan ürkek ve zayıf rejimlerin tutuklamaları ve baskıları onu caydıramaz.

وَاللَّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ  “Allah, işinde galiptir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” ^{[Yusuf 21]}