Ürdün Devlet Güvenlik Mahkemesi, Hizb-ut Tahrir’in İki Gencine Verdiği Haksız Cezalar ile Allah Yolundan Alıkoymaya Devam Ediyor

وَمَا نَقَمُواْ مِنْهُمْ إِلَّا أَن يُؤْمِنُواْ بِٱللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ
“Onlardan ancak Aziz ve Hamid olan Allah’a iman ettikleri için intikam aldılar.” ^{[Buruc 8]}

Ürdün rejimi hala sapkınlığını sürdürüyor, olabildiğince Allah yolundan alıkoymaya devam ediyor. Devlet Güvenlik Mahkemesi bugün Hizb-ut Tahrir’in iki gencini haksız yere cezaya çarptırdı. Bu cezalar, rejimin İslam’a ve davet taşıyıcılarına olan nefretinin büyüklüğünü gösteriyor. Aynı çürük suçlamalarla yaklaşık 10 yıla varan daha önceki cezaların ardından Devlet Güvenlik Mahkemesi, 19 Temmuz 2021’den bu yana tutuklu bulunan Dr. Salim El Caradat’ı rejime karşı kışkırtma suçlamasıyla 3 yıl, 10 Ocak 2021’den bu yana tutuklu bulunan İbrahim el-Garabili’yi de Hizb-ut Tahrir üyeliği suçlamasıyla 2 yıl hapis cezasına çarptırdı.

Rejimin verdiği bu cezalar, İslam ve Müslümanlar ile savaşan, küfrün ve zorbalığın başı Amerika’ya güven tazelemekten ve kurban vermekten başka bir şey değil. Ülke güvenliğini koruma bahanesiyle yeryüzünde hakkın sesini susturma çabalarını yenilemektir! Ülke Yahudiler, İngilizler, Amerikalılar ve onların casuslarının bir yuvasıdır. Ülke ve halkın parası, yaptıkları saraylar ve villalar ile övünen, ülke halkının geçimi ve haysiyeti pahasına lüks içinde yaşayan yozlaşmış politikacılar ve güvenlik görevlileri tarafından yağmalanıyor.

Ürdün rejimi, İslam’a ve uygulanmasına çağrıyı iktidarını baltalayan bir eylem olarak mı görüyor? İslam’a çağrı, İslam ümmetine farzdır. Takvalı ve dindar temiz bir avuç gencin bu büyük farzı ikame etmek için çalışmasını, hapis ve cezayı gerektiren bir eylem olarak mı kabul ediyor? Batı bağımlısı ve meşruiyetini Batıdan alan kriz ve korku içindeki bir rejimin yaptığı şey ne kötü! Allah’a davet edenleri, Salih amel işleyenleri ve ben Müslümanlardanım diyenleri, provokatörler olarak görüyor. Bu nasıl bir rejimdir ki örümcek ağından daha zayıf! Ümmetten ve Ürdün halkından desteğinin olmadığını biliyor. İhanet ve skandallarının kokusu artık burunları rahatsız ediyor.

Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti olarak biz, hakkı haykırmaya devam edeceğimize dair önce Allah’a sonra ümmete söz verdik. Allah hakkında hiçbir kınayıcının kınamasından, kindarın kininden, zalimin zulmünden korkmayız. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve ashabının insanlığı küfrün karanlığından ve zalimlerin zulmünden kurtarmak için davet ve tebliğ sırasında karşılaştıkları eziyetler aklımızdan ve belleğimizden çıkmış değil.