Es Sevra gazetesi, 17 Temmuz 2023 Pazartesi tarihli sayısında, Yüksek Siyasi Şura Başkanı Mehdi El Meşat ile Milli Eğitim Bakanı Yahya Bedreddin El Husi ile bir röportaj gerçekleştirdi. Röportajda söz konusu yetkililer, H.1445 yılı yeni eğitim-öğretim yılının başlaması için yapılan hazırlıklar ve düzenlemelerden, eğitim sürecinden, okul etkinliklerinden ve yeni eğitim yılından bahsettiler.

Sömürgeci Amerika ve İngiltere kölesi yöneticiler, Yemen’in eğitim seviyesini paçavraya çevirmişlerdir. Uluslararası kuruluşların raporlarına göre, eğitim göstergesi endişe verici bir düzeye ulaşmıştır. Kırsal kesimde son üç yılda okuma yazma bilmeyenlerin oranı yaklaşık yüzde 70’e, şehirlerde ise yüzde 40’a ulaşmıştır. Çeşitli eğitim aşamalarında okulu bırakan öğrenci sayısı yaklaşık iki milyona dayanmıştır. Yanı sıra savaştan etkilenen 4 milyon öğrenci var. Buna göre toplam 6 milyon öğrenci ya okulu bırakmış ya da etkilenmiştir.

Yemen halkının yaşadığı ekonomik çatışmanın ortasında eğitim almak oldukça zorlaştı. Pazar günkü hükümet gazetesi es Sevra’ya göre San’a hükümeti özel eğitim ücretlerini karneye bağladı

9 Temmuz 2023’te başkent Sana’a’daki Eğitim Ofisi, 1445 akademik yılı için Başkent Sana’a’daki akredite özel okullarının öğrenim ücretlerinin belirlendiğini açıkladı. Hükümet, insanları özel eğitime yönlendirmek için sistematik bir politika izliyor. Eğitim, etkili kişiler ve sermayedarlar için bir gelir ve yağma kaynağı haline gelmiştir. Hükümet, parasız eğitim verme rolünden vazgeçmiştir. Mesele bu noktada da durmadı, Sana’a hükümeti daha önce devlet okulu öğrencilerine topluluk katkısı adında aylık ücretler belirlemiştir. Ders kitapları ders kitabı matbaalarına bağlı satış noktalarında iki katına satılıyor. Bu, Yemen tarihinde bir ilktir. Öte yandan matbaalar, özel okullar için kitap basmak için harıl harıl çalışıyorlar. İnsanların yaşam koşullarına aldırış etmiyorlar. En büyük musibet ise ülkemizdeki eğitim müfredatında İslami şahsiyetin inşa edilmemesidir, aksine vatanseverlik, milliyetçilik, İslami bağı yok etme gibi İslam inancına aykırı kavramlar aşılanıyor. Dahası Husilerin kontrolündeki bölgelerde müfredat, mezhepsel fikirlerle dolu. Başkanlık Konseyi’nin kontrolündeki bölgelerde ise böyle bir sorun yok. Burslar, yetkili ve etkili kişilerin kontrolünde. Sıradan insanların çocukları ise, ya ülke içinde bir lokma peşinde koşmak ya da ülke dışına göç etmek için eğitimi bırakmak ya da hırsız yöneticilerin koltuklarını korumak için cephelerde savaşmak zorunda kalıyorlar.

İslami şahsiyet inşa etmeyen müfredat eğitimin temelleri yok etti. UNESCO gözetiminde eğitim hazırlandı! Eğitimden sorumlu öğretmenler neredeyse yok edildi, maaşları maaş skalasının çok çok altında kaldı, masraflarını bile karşılayamıyorlar. Ayrıca Husilerin kontrolündeki bölgelerde yedi yılı aşkın bir süredir maaşsız çalışanlar var. Başkanlık Konseyi hükümetinin bölgelerinde ise öğretmenler zar zor geçiniyorlar. Toplumda sıkıntı çeken en büyük grup öğretmenlerdir. Çektikleri acılar imkanlarını aşmıştır, bu da onları ailelerine karşı gerekli yükümlülüklerini yerine getirmek için başka alanlarda iş aramaya sevk etmiştir.

Kötü eğitim gerçeği bugünün olayı değildir, Ali Salih döneminden ve ondan önce kafir Batı’nın 1924’te Müslümanların devletini yıkmasından bu yana devam etmektedir. Ali Salih rejimi, UNESCO gibi kuruluşların eğitim müfredatına sızmasına, eğitim müfredatını bozmasına izin vermiştir. Sömürgeci kâfir Batı, askeri işgali sona erdirdikten sonra kültürel işgale başlamıştır. Tüm İslam ülkelerde eğitim, listenin başında yer almıştır. Böylece müfredat, ümmetin düşmanlarının çıkarları için çalışan iktidardaki rejimler aracılığıyla zorba kuruluşlar tarafından belirlenmiştir. Bu müfredat ve eğitim politikası, kötü niyetli kapitalist ideolojiye dayanmaktadır. Kapitalist ideoloji dini hayattan ayırmakta, İslam inancını devletin ve ümmetin kültürünün temeli olmaktan çıkarmaktadır. Sömürge politikası, İslam akidesini eğitim müfredatından çıkarmaya çalışmıştır. İslami eğitim politikası, akliyat ve nefsiyet olarak İslami şahsiyetin oluşturulmasını ve her alanda uzman şahsiyetlerin yetiştirilmesini baz alır.

Yemen ve diğer Müslüman ülkelerdeki kötü eğitim sorununu çözmenin tek yolu, Hilafet Devleti’nin kurulması için çalışmaktır, çünkü Hilafetin kurulması farzdır, hem de büyük bir farzdır. Hilafet, İslam ümmetini şan ve şerefin zirvesine taşımış ve tüm insanlığın lideri haline getirmiştir. Ümmet her alanda liderliği elde etmiş, okulları çeşitli alanlarda alimler, politikacılar ve liderler yetiştirmiş, meşhur İslami toplumun sarsılmaz temellerini atmıştır. Devlet adamları, komutanlar, hukuk ve bilim adamları çıkarmış, dünyayı zifiri karanlıklardan İslam’ın aydınlığına taşımış, adalet, refah, dayanışma ve iyilik her yere yayılmıştır. Böylece ümmet, her iki yurtta saadete mazhar olmuştur, Allah’ı hakkıyla tanımış ve hakkıyla ibadet etmiştir. Milletlerin lideri olmak için dünya ilminden kendisine gerekli olanı almıştır. Üstünlük elde etmiş, çağlar boyunca uygarlığı geliştikçe medeniyeti de gelişmiştir.

Bugün doğru bir eğitim sistemi inşa etmek için doğru bir siyasal sisteme (Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet) gerek vardır. Hizb-ut Tahrir, Hilafet Devleti’ndeki bu eğitim politikasını “Hilafet Devletinde Nizami Öğretimin Esasları” gibi çeşitli yayınlarında ayrıntılı bir şekilde açıklamıştır. Kitabın linki aşağıdadır:

https://www.hizb-ut-tahrir.info/ar/index.php/resources/hizb-resources/23279.html

Parti, İslami hayatı yeniden başlatma uyanıklığı ve şevkine sahiptir. Ümmetle birlikte ve ümmet ile çalışmaktadır. Raşidi Hilafet Devletinin Anayasa Taslağı adlı kitapta bir eğitim politikası belirlemiştir. Hizb, Hilafet devletini kurmak ve ümmeti tüm milletlerin lideri yapmak için çalışmaktadır. Politikacılar ve yöneticiler dünyaya liderlik edecek beceri ve yeteneğe sahip olduğumuzu bilmelidir. Her türlü hazırlığa sahibiz. Yemen halkını ve tüm Müslümanları bu gerçekliği tamamen değiştirmek için bizimle birlikte çalışmaya çağırıyoruz. Siyasette, eğitimde, ekonomide, medyada ve hayatın her alanında sadece İslam’ın hükümleri uygulayacağız ve işler mükemmel bir şekilde güdülecektir. Bu yakında olacaktır inşallah. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْناً يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئاً وَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ“Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” ^{[Nur 55]}