11 Şubat 2022’de Rostov-na-Donu Güney Bölgesi Askeri Mahkemesi, sözde “Hizb-ut Tahrir davaları” kapsamında Kırımlı iki Müslüman Vadim Bektimirov ve Zekeriya Mamutov’u katı rejim kolonisinde 11 yıl hapis cezasına çarptırdı. Rus makamları, iki Müslümanı terör eylemleri düzenlemek ve terör eylemlerine katılmakla suçladı.

Vadim Bektimirov, İslami ilimler alanında yüksek lisans derecesine sahip ve Lübnan El Cinan Üniversitesi mezunu. Zekeriya Mamutov 64 yaşında. Kalp damar hastalıkları, yüksek tansiyon ve bir dizi başka hastalıkları var.

Rus mahkemesi, son kararında Hizb-ut Tahrir üyelerine verilen önceki kararlarda olduğu gibi, Rus güvenlik güçlerinin, İslami siyasi parti Hizb-ut Tahrir’in terörist veya şiddet faaliyetleri hakkında hiçbir kanıta sahip olmadığını yineledi. Söz konusu askeri mahkemenin karara ilişkin yaptığı basın açıklaması, bunu teyit etmektedir: “Mamutov... Ajitasyon ve propaganda derslerine katıldı, komplo faaliyetlerini denetledi, ideolojik materyallerde ders aldı, özel bilgiye sahip ve kampanya organizasyonu becerileri var, yeni yüzler kazanmak için yerel halk arasında örgütün fikirlerini yaydı... Bektimirov, örgütün sempatizan sayısını artırmak ve ideolojisini yaymak amacıyla halk arasında gizli propaganda çalışmaları yürüttü. Ayrıca bu amaçlarla, Hizb-ut Tahrir’in aşırılıkçı literatürünü ve ideolojik propaganda materyallerini evinden internet üzerinden dersini aldı, sakladı.”

Görüldüğü gibi bu kardeşlerimizin suçu, İslami fikir ve görüşleri “etüt etmek”, “saklamak” ve “yaymak”tır. Bu fikir ve görüşleri aşırılıkçılık ve terörizm olarak damgalayan mücrim Rus yetkililerine, Vadim Bektimirov’un yargıçlar ve mahkeme huzurunda sarf ettiği şu sözleri hatırlatıyoruz: “Din, kültürümüzün temeli, hayatımızın anlamıdır, bu mesele müzakereye açık değil. Halkımız, Putin’in İslam’ına göre yaşamak için Katherine ve Stalin’den zulüm görmedi. Dinimizde neyin doğru neyin yanlış olduğuna biz karar veririz. Ne yaparsanız yapın, ne kadar ceza verirseniz verin dinimizi öğrenmeye ve incelemeye devam edeceğiz. Din kültürü okuduk ve okumaya devam edeceğiz. Zulmünüzün zamanla geçeceğine ve tiranlığınızın yok olacağına inanıyoruz. Bütün insanlığa rahmet olarak indirilen Yaratıcımızın dini, kıyamete kadar bakidir, baki kalacaktır.”

Davalardaki materyaller arasında terör eylemleri planlarına, silahlara ve patlayıcılara rastlanamaz. Bırakın bunları şiddet eylemlerine hazırlık yapmaktan bile söz edilmiyor. Böylece bir kez daha uyduruk terör davasına yönelik acınası girişimlere tanık oluyoruz. Ardından da beklendiği gibi cezalar yağdırılıyor. İslami yaşam tarzı önderleri samimi davet ehline, İslami ilim sahiplerine terör yaftası vuruluyor.

Şüphesiz Vadim Bektimirov, sahip olduğu İslami bilgiler nedeniyle Rus özel servisinin hedefi haline gelmiştir. Günümüzün Rusya’sı, Müslümanlara karşı işlediği suçlarda Çar ve komünistlerin varisidir. Rus devleti tarih boyunca İslam inancını yok etmek için Kırım, Kafkas ve Volga Müslümanlarına zulmetmiş, dini aydınlar, İslam âlimleri ve hatta uzak köylerde yaşayan sıradan imamlar bile Rus rejimlerinin birincil hedefi haline gelmiştir.

Zekeriya Mamutov’un “hatası”, istihbarat servisinin Müslümanlara karşı ajanlık yapma teklifini reddetmesidir. Dolayısıyla uyduruk bir terör davası ile cezalandırılmaktadır. Böylece Putin Rusya’sının baskıcı rejimi, çarlar ve komünistler gibi, Kırım Müslümanlarına kıyım yapmakta, kasvetli rejimine buyun eğdirmeye çalışmaktadır. İslam’a ve Müslümanlara olan nefreti nedeniyle Rusya, Müslüman şahsiyetlere ve hatta suç rejimine uşaklık yapmayan yaşlılara bile zulmetmektedir.

Son zamanlarda Rus hükümetinin Hizb-ut Tahrir’i terörizmle ilişkilendirme girişimleri, beyhudedir, çünkü bilindiği üzere Hizb-ut Tahrir, küresel İslami siyasi bir partidir, sadece entelektüel ve siyasi çalışmalar yapar. Hizb-ut Tahrir’i terörizmle suçlamaya yönelik her türlü girişim, yok olmaya mahkûmdur, zira dünya çapında 40’tan fazla ülkedeki 60 yıllık geçmişinde, tek bir terör saldırısına bile bulaşmamıştır.

Kırım Müslümanlarının olup bitenlerden haberdar olmaları kuşkusuz sevindirici. Bu tür mahkeme kararlarının ardından Kırımlı Müslümanlar, Kırım’ın çeşitli bölgelerinde toplu dualarda bulundular, sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşım ve gönderiler ile açıkça tutumlarını ortaya koydular. Rus yetkililerin eylemlerini kınadılar, tutuklanan Müslümanlara destek bildiriminde bulundular.

Son olarak Vadim Bektimirov’un yargıçlar önünde sarf ettiği şu sözlerini iktibas ediyoruz: “Ben de Musa’nın getirdiği mesaja inandıkları için cezaya çarptırılan sihirbazların Firavuna söylediklerini söylüyorum:

فَاقْضِ مَا أَنتَ قَاضٍ إِنَّمَا تَقْضِي هَذِهِ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا  “Artık sen vereceğin hükmü ver. Sen ancak bu dünya hayatında hüküm verirsin.”^{[Taha 72]}