Gasıp Yahudi varlığının Gazze’de gerçekleştirdiği işgal ve soykırımın üzerinden neredeyse 500 gün geçti. Ne Arap rejimleri ne İran ne de Türkiye yönetimi, işgali durdurmak için bugüne kadar somut hiçbir adım atmadılar. İşgalci Yahudi Varlığının katliam ve soykırımlarını kınayan bu ülkeler gasıp varlık ile ticareti devam ettirirken Müslümanlara boykot çağrısı yaptılar. Üç tarafı yüksek duvarlar ile çevrili, bir tarafı denizden abluka altına alınan Gazze’ye insani yardım girişlerini bile engellediler ve iki milyon Müslümanı Refah’ta açlığa mahkûm ettiler. 15 ay boyunca meydanları terk etmeyen Müslümanların “harekete geçin” çağrılarına kulak tıkayan bu yöneticiler, ABD eski dışişleri bakanı Blinken’i saraylarında defalarca kez ağırlayıp Amerika’nın talimatlarını dinlediler. Müslümanların ordularını kışlalara hapsettiler, silahlarını hangarlarda çürüttüler ve Amerikan başkanlarından Ortadoğu’da barış ve istikrar ümit ettiler.

ABD’nin eski başkanı Biden, askeri, siyasi ve ekonomik olarak Siyonist varlığı şartsız desteklerken yeni başkan Trump da göreve gelir gelmez Gazze ile ilgili küstahça açıklamalar yaptı. Katil Netanyahu ile yaptığı görüşmede Gazze’nin tamamen boşaltılacağını, Gazze’deki bütün binaları yıkmak istediğini, körfez ülkelerinin paralarıyla Gazze’yi turizm cennetine çevireceğini söyledi. Küstah daha da ileri gidip 15 Şubat Cumartesi günü için saat verdi ve esirlerin tamamı bırakılmazsa kıyamet kopacak dedi.

Hizb-ut Tahrir / Türkiye Vilayeti olarak Trump’ın bu küstah açıklamalarına karşılık Türkiye genelinde 16 ayrı şehirde “Trump’a Haddini Kim Bildirecek!” başlıklı bir çağrı ile yürüyüş ve basın açıklamaları gerçekleştirdik. 15 Şubat Cumartesi günü İstanbul ABD Konsolosluğu önünde, yine Adana, Diyarbakır, Mersin ve Kahramanmaraş’ta basın açıklamaları gerçekleştirdik. 16 Şubat Pazar günü, Ankara’da ABD Büyükelçiliği’ne yürüyüş gerçekleştirdik yine Aksaray, Antalya, Aydın, Bursa, Batman, Düzce, Hatay, İzmir, Şanlıurfa ve Yalova’da basın açıklamaları gerçekleştirdik.

Basın açıklamalarımızda yöneticilere seslendik ve şöyle dedik: “Ey Yöneticiler! Kalbinizde imanın meyvesinden bir zerre de mi kalmadı! İçinizde hiç mi iman ve cihat şuuru kalmadı? İçinizde Müslümanların toprağını, malını, canını, namusunu koruyacak bir adam yok mu? İçinizde dünya menfaatlerini elinin tersiyle iterek Allah'ın rızasını ve ahireti umarak Trump'a had bildirecek biri yok mu?” Ey Yöneticiler! Sakın Amerika’dan korkmayın, çünkü Amerika, hem manen hem madden çökmüş durumdadır. Sakın Amerika ile örtünmeyin, çünkü Amerika ekonomik olarak büyük bir kriz içindedir, onun kendi açığını kapatacak örtüsü yokken sizi asla örtemez. Amerika bir taraftan kabuğuna çekilip kendi halkının menfaatleri için çalışacağını söylerken diğer taraftan sömürgeci karakteri gereği sağa sola saldırıyor. Bu, haddi aşmış devlet ile sakın ha sakın iş tutmayın!

Yaptığımız açıklamalarda kâfir ve küstah Trump’a da seslendik ve şöyle dedik: Ey Trump! Biz seni cesaretlendiren şeyin başımızdaki yöneticilerin sessizliği ve pısırıklığı olduğunu çok iyi biliyoruz. Sen de şunu çok iyi bil ve sakın aklından çıkarma: İslam ümmeti nefes alıp verdiği müddetçe Gazze’nin sahibi asla olamayacaksınız. Buna ne Amerika’nın ne de satın aldığınız yöneticilerin gücü yeter! Ne yaparsanız yapın, hangi desiseleri tertip ederseniz edin, Filistin topraklarının her bir karışı İslam’ındır ve İslam’ın kalacaktır! Allah’ın izniyle Müslümanlar Raşidi Hilafet Devleti’ni ikame edince işgal ettiğiniz İslam beldelerinden süpürüleceksiniz!

Yürüyüş ve basın açıklamalarımıza katılan tüm Müslümanlardan, Gazze ve Filistin için hakkı haykıran, yöneticileri muhasebe eden âlim ve kanaat önderlerinden, Gazze’yi gündeminden düşürmeyen cemaat ve kitlelerden, kalbi Gazze ile atan tüm ümmetten Allah razı olsun. Rabbimiz Gazze ve Filistin’i işgalden kurtaracak Raşid-i Hilafet’i ikame etmeyi Müslümanlara nasip etsin, Raşid bir Halife ve cesur komutanlar eliyle nusretini göndersin. Amin…