Cumhurbaşkanı Erdoğan 12 yıl aranın ardından Mısır’a resmi bir ziyaret gerçekleştirdi ve Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile görüştü. İki lider Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantılarının Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Ortak Bildiriyi imzaladılar. Heyetler arası görüşmelerden sonra yapılan ortak basın toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı. “Biz ne Afrika’da ne Ortadoğu’da ne de gönül coğrafyamızın diğer yerlerinde çatışma, gerilim, kriz görmek asla istemiyoruz. Bu amaçla bölgemizde barış ve istikrarın tesisi için Mısır ile temaslarımızı her seviyede artırma kararlılığındayız.” Konuşmasında Gazze’de akan kanın durması için Mısır ile iş birliği ve dayanışma içinde olmaya devam edeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı, Gazze'nin insansızlaştırılmasının hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunu, Mısır'ın bu konudaki dirayetli ve kararlı tutumunu takdirle karşıladıklarını ve Netanyahu yönetiminin katliamlarını Refah'a taşımaktan uzak durması gerektiğini söyledi. İslam dünyası ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne de seslenen Erdoğan, sonu soykırıma varacak bir çılgınlığa izin verilmemesi gerektiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır ziyareti ve Sisi ile yaptığı görüşme, 2013’te gerçekleştirilen kanlı askeri darbeyi ve darbeci Sisi yönetimini meşru kabul ettiğini göstermektedir. Aynı zamanda bu durum, Erdoğan’ın dilinden hiç düşürmediği demokrasiye inanmadığını, güya çok değer verdiği halkların iradesini de hiçe saydığını ortaya koymaktadır. Bu ziyaret, Nahda ve Rabia meydanında katledilen Müslümanlara ve yere dökülen kanlara ihanettir. Dün darbeciler tarafından katledilen Müslümanlar için televizyon ekranlarında gözyaşı döken Erdoğan bugün Esma’nın katili Sisi’ye kardeşim demiştir. Muhammed Mursi ve arkadaşlarını cezaevine mahkûm eden Sisi ile asla aynı masada oturmayacağını söyleyen Erdoğan bir kez daha kendini yalanlamış ve bu ziyareti Ortadoğu’nun barış ve istikrarı için yaptığını söyleyerek Müslümanları kandırmıştır.

Normalleşmeler kapsamında gerçekleşen bu ziyaret ne Türkiye ne Mısır ne de Filistin halkının menfaatleri için değil bizatihi ABD’nin çıkarları için yapılmıştır. Zira iki lider yeniden yapılandırdıkları Yüksek Düzeyli Stratejik İş birliği Konseyi Toplantıları ile Amerika’nın bölgedeki çıkarları için çalışacaklarını bir kez daha teyit etmişlerdir. Gazze’de taş üstünde taş bırakmayan ve 30 bin’e yakın Müslüman’ı katleden Gasıp Yahudi Varlığı “İsrail”in hastaneleri bombaladığı gün, Filistin’de akan kanın durması için iş birliği ve dayanışmayı sürdüreceklerine dair mesajlar veren liderler rezilliklerini gizlememişlerdir. Refah Sınır Kapısını aylardır kapalı tutan ve Gazze halkını açlık ve yokluğa mahkûm eden Sisi’nin çalışma ve gayretlerinden dolayı takdirle karşılanması Filistin halkı ve tüm Müslümanlar için kahırdan başka bir şey değildir. Erdoğan Gazze’deki savaşın durması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden yardım isteyerek bir kez daha acizliğini göstermiş ve “Dünya 5’ten büyüktür” sözünün içi boş bir hamaset olduğunu izhar etmiştir.

Ey Müslümanlar! Mısır ve Türkiye, Amerika’nın bölgesel çıkarları için çalışan ve ona sadakatle bağlı devletlerdir. Bu sebeple Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır ziyareti ve darbeci Sisi ile görüşmesi ne Gazze ne de Filistin halkının menfaatleri için değil bilakis ABD’nin çıkarlarının korunması ve sürdürülmesi içindir. Zira bu iki devlet, işgalci “İsrail” ile normalleşmek için Gazze savaşının bitmesini sabırsızlıkla beklemektedir. Bu sebeple 130 gündür devam eden katliam ve soykırımdan Yahudi Varlığı “İsrail”i değil sadece Netanyahu’yu sorumlu tutmaktadırlar. ABD’nin kendilerine ezberlettiği “iki devletli çözüm planını” tekrar edip durmaktadırlar. Gazze’yi ölüme terk edenler işgale karşı duramazlar. Onların yalanlarına kanmayın ve onlara aldanmayın. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: اَلَٓا اِنَّهُمْ هُمُ الْمُفْسِدُونَ وَلٰكِنْ لَا يَشْعُرُونَ“Şunu bilin ki onlar bozguncuların ta kendileridir lakin anlamazlar" (Bakara 12)