حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti
Medya Bürosu
No: TN-BA-2024-MB-TR-15 |
H. 16 Rabi-ul Evve 1446 M. Perşembe, 19 Eylül 2024 |
Seçimler, Laik Sistemi Desteklemenin Bir Aracıdır, Bu Laik Sistem Hilafetle Değiştirilmelidir
2010 yılının sonunda Tunus’ta başlayan halk devrimiyle birlikte Hizb ut-Tahrir, devrimi başarıya ulaştıracak ve devrimcilerin taleplerini karşılayabilecek tek uygarlık projesinin mevcut insan yapımı düzeni yıkıp yerine adil bir siyasal sistem kurmak olduğunu vurgulamıştır. Bu adil sistem ise, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinde uygulanacak olan İslam’dır.
Parti, ülkenin bağımsızlığından bu yana, dini hayattan ayıran laik bir anayasa çatısı altında yapılan seçimler yoluyla aynı sistemi yeniden üretmeye yönelik sömürgeci girişimlere karşı çıkmıştır. Hizb ut-Tahrir laik, melez, katılımcı bir anayasa ile düşmüş bir rejimi yeniden ayağa kaldırmak da dahil olmak üzere haçlı Batı sömürgeciliğinin devrim için belirlediği tüm gidişata karşı uyarıda bulunmuştur. Bu anayasa, Batılı güçlerin çıkarlarını koruyan, yasalarını uygulayan ve ümmeti İslam temelinde yapıcı bir değişime yönelmekten alıkoyan batılı bürokratlar yetiştirmekten başka bir işe yaramayacaktır.
Buna göre, bugünlerde dillere pelesenk olan yolsuzlukla mücadele, ülkeyi kurtarma ve kararı geri alma sloganlarına rağmen 6 Ekim 2024’te yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri bir tiyatrodan öteye geçmeyecektir. Bu tiyatronun oyuncuları, yönetici ve muhalefetiyle siyasetçilerdir, senaristi ise haçlı Batı sömürgeciliğidir. Bu nedenle, Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti olarak biz, aşağıdaki gerçeklere bir kez daha vurgu yapıyoruz:
1- İnsanlar ayaklandıklarında, Batı ve ajanlarından, Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyen pozitif anayasal rejimlere kadar, trajedilerinden sorumlu olan herkese karşı ayaklanmışlardır. Halk bu ayaklanmayla kargaşa değil, İslami kimliğine dayalı köklü ve kapsamlı bir değişim amaçlamıştır. Bu değişim, laiklik çatısı altında yapılan seçimlerle değil, Müslümanların tek anayasası olan Kur’an ve Sünnet temelli gerçek seçimlerle olur.
2- İslam ülkelerindeki mevcut yönetim sistemlerinin kaynağı ve devamlılığı Batılı ülkelerin elindedir, çünkü bu sistemler sömürgelerini ve Müslümanlar üzerindeki hegemonyalarını sürdürmelerinin yegâne garantisidir.
3- Rejimin her seçim döneminde insanları büyük İslam projesinden uzaklaştırmak, Müslümanların ömürlerini tüketmek ve nesilleri yok etmek için yürüttüğü anlamsız kavgalar, aslında batılı elçiliklerin lobisinde şekillenmekte, küresel ve bölgesel güç dengeleri tarafından yönetilmektedir. Seçim sonuçları ise, egemen karara meşruiyet kazandırmak için kullanılan bir perdedir.
4- İslam ülkelerindeki gerçek güçlerin, iradesini özgürleştirmek için harekete geçmesi gerektiği artık açıkça görülmektedir. Halk hareketinin canlılığı ve kararlılığına rağmen, rejimin devrilmesi ve ülkenin Batı’ya olan siyasi bağımlılığından kurtarılması, ancak güç sahiplerinin halklarının tarafında saf tutması ile mümkündür. Mücadelenin ümmet lehine sonuçlanmasının, Batı’nın köleliğinden ve egemenliğinden kurtulmasının yegâne yolu budur.
5- Ümmetin kalkınması, sadece bir yöneticinin değiştirilmesi veya anayasanın düzeltilmesiyle gerçekleşmez. Gerçek kalkınma, sistemin ve tüm düşünsel, kültürel ve hukuki temellerinin yıkılmasında yatar. Bu, sömürgeci Batının zincirlerini kırmanın tek yoludur. Dolayısıyla Hizb ut-Tahrir’in Kur’an ve Sünnetten çıkardığı net siyasi proje temelinde birleşmek ve partinin siyasi liderliği altında Allah’ın rızasını kazanmak, ümmetin dünyada ve ahirette mutluluğunu sağlamak için Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak üzere ilerlemek gerekir.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Tunus Vilayeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 71345949 / 21430700 http://www.ht-tunisia.info/ar/ |
Fax: 71345950 E-Mail: tunis@htmedia.info |