France 24 sitesi, kurtarılmış bölgelerde iki aydan uzun süredir devam eden tutuklamalar ve gösterilerle ilgili bir rapor yayınladı. Raporda apaçık bir dizi yalan habere yer verdi. France 24 gibi bir kanalın editörleri, kriz ülkesinde baş gösteren gösterilerin şoku etkisi altında kalmış olmalılar ki böylesi bir haber yapmışlardır. Raporda metodolojik hatalar var. Örneğin devrimci köy ve kasabaların isimleri yanlış yazılı. Atmeh’e “Atma”, Deyr Hasan’a Deyr El Hassan, El Sehhara’ya El Şerara, Sarmada’ya El Samrada ve Hama’ya Hamas denildi. Ayrıca Halep ve Hama’ya bitişik olan Haseke’deki bölgelerin HTŞ’nin kontrolünde olduğu belirtildi. Her iki bilgi de yanlış. Biz de diyoruz ki, bu metodolojik hataları bir kenara bırakarak raporda geçen kuyruklu yalanları ele alırsak olaylarla ilgili kurgusal bir hikâyenin örüldüğünü görürüz. Raporda Hizb-ut Tahrir “savaşçıları olan yerel bir İslami fraksiyon olarak tanımlandı... Partinin baskıya maruz kalmadığına aksine şubattan beri silahlanmaya başladığına yer verildi... Savaşçılarının bir güvenlik devriyesine ateş açtığını, güvenlik birimlerinden birini öldürmelerinden sonra baskı kampanyasının başladığı ifade edildi.” Bu kurgusal hikâyeye yanıt olarak biz de diyoruz ki:

Öncelikle Hizb-ut Tahrir yerel silahlı bir grup değildir, raporda belirtildiği gibi savaşçıları da yok. Aksine Hizb-ut Tahrir küresel bir siyasi partidir ve silahlı kanadı yoktur. Gençleri ne geçtiğimiz Şubatta ne de başka bir Şubatta asla silaha başvurmamışlardır. Dahası bahsettiğiniz gibi partinin gençleri geçtiğimiz iki ayda HTŞ’nin baskı ve tutuklamalarından ziyade HTŞ liderlerinin, devrimi ortadan kaldırmayı amaçlayan Batı projesinin peşinden yürümeye başladığından beri baskı ve tutuklamalara maruz kalmaktadırlar. Şimdiki tutuklama kampanyasına gelince, raporda bahsedilen öldürme olayından sonra değil öncesinde başlamıştır. Raporda bahsedilen öldürme hikayesi, maskeli kimliği belirsiz Ziya El Ömer’in hikayesinin aynısıdır. Gerçeğe gelince, bu devrimci köylerde sokaklara çıkıp bulduğunuz kişilere sorarsanız gerçeği öğrenebilirsiniz. Yalancıların resmi medyalarında söylediklerini papağan gibi tekrar ederek değil!

Son olarak diyoruz ki konuyla ilgili başka rapor yazmak isterseniz yalan söylemeden ve gerçekleri çarpıtmadan gerçeği olduğu gibi anlatabilirsiniz. Aksi halde sömürülen halkları kötülüklerinizden uzak tutmanız ve Fransa’nın yaşadığı krizlerle meşgul olmanız sizin için daha hayırlıdır.