Pazartesi, 21 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/23
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
Medya Bürosu

No: SRu2013BAu20132012u2013MBu2013TRu20130012 H. 6 Ramazan 1433
M. Perşembe, 26 Temmuz 2012

-Basın Açıklaması- Ayaklanmalarında Sebat Göstermeleri İçin Suriye'deki Müslümanlara Para Yardımında Bulunmak Şeran Vacip Olup Ancak Onlara Destek Vermek İçin Orduları Harekete Geçirmek Yerine Bu Hususta İhmalkar Olmak Allah'a, Resulüne ve Müminlere

Suriye'deki Müslümanlara dönük katliamın, yıkımın ve yerinden edilmenin alevlendiği, mücrim Suriye rejiminin Suriye'deki Müslümanlara karşı öldürücü biyolojik ve kimyasal silahlar kullanmayı tezgahladığı bir sırada Suudi Arabistan Kralı Abdullah Bin Abdulaziz 23.07.2012 Salı günü Suriye halkına yardım etmek amacıyla ulusal bir kampanya başlatmış ve aynı şekilde mevcut Ramazan ayının sonlarında, yani önümüzdeki Ağustos ayının 14'ünde Mekke el-Mükerreme şehrinde "olağanüstü" bir İslam konferansı düzenleme çağrısında bulunmuştur. Bu acı manzara karşısında ateşli tüm Müslümanların şu soruyu sorma hakları vardır: Hain yöneticiler, ne zamana kadar Müslümanların işlerini, enerjilerini, hatta şeri vacibin yerine getirilmesine karşı hissiz ve rahatsız edici davranışlara öfkelendiklerindeki öfkelerini idare etmeye devam edecekler?!

Necid ve Hicaz yöneticileri, on yedi aydır süren saldırganlığın, zulmün, zamanın ve buradaki yaptırımlar hususundaki utanç verici tiyatrolar ile oradaki Büyükelçi'nin kovulmasının ardından ve Dâr-ul İslam'ın merkezi Şam'da bizlere uygulanan vahşî katliamların gölgesinde mi "ulusal" yardımlar kampanyası ve yirmi küsur gün sonra acil olağanüstü bir konferans çağrısında bulunuyorlar?! Ne kadar da kötü bir şey yapıyor ve karar alıyorlar. Peki devlet hazinesi, Şam halkına yardım etmek için milyonlar, dahası Müslümanların talan edilen paralarından milyarlar çıkarmaktan aciz midir? Yoksa o, gözlere kum serpmekte ve batıl dışındaki hak kelimeleri istememekte midir? Aslında onlar için en doğru vasıflandırma Allahuteala'nın şu kavlidir:

وَلَوْ أَرَادُواْ الْخُرُوجَ لأَعَدُّواْ لَهُ عُدَّةً وَلَكِن كَرِهَ اللّهُ انبِعَاثَهُمْ فَثَبَّطَهُمْ وَقِيلَ اقْعُدُواْ مَعَ الْقَاعِدِينَ "Eğer onlar (savaşa) çıkmak isteselerdi elbette bunun için bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah onların davranışlarını çirkin gördü ve onları geri koydu ve onlara; oturanlarla (kadın ve çocuklarla) beraber oturun denildi." [Tevbe 46]

Ey Ayaklanan Müslümanlar!

Sizin amelleriniz ve fedakarlıklarınız sahabe-i kiramın amellerine ve fedakarlıklarına benzemektedir. Dolayısıyla sizler, Allah için, Allah'ın dini için ve Allah'ın mümin kulları için muhlis uyanık bir liderliği hak ettiğiniz gibi Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in saldırının isabet ettiği bir günde Amr İbn-u Sâlim el-Huzâî'ye verdiği cevaptaki gibi gerçek bir nusreti de hak etmektesiniz. Zira Resul ona, نصرت يا عمرو بن سالم، والله لأمنعنكم مما أمنع نفسي منه "Sen yardım olundun ey Amr İbn-u Sâlim. Vallahi nefsimi kendisinden engellediğim şeyden sizleri de engelliyorum" şeklinde cevap vermiş ve Allah'a şu şekilde dua etmiştir: اللهم خذ العيون والأخبار عن قريش حتى نبغتها في بلادها "Ey Allah'ım! Yurtlarına ansızın varıncaya kadar Kureyş'in casuslarını ve habercilerini tut." Dolayısıyla Mekke'nin fethi, İslam ve Müslümanlar için bir şeref olmuştur.

Bundan dolayı hakkı açıklamak için deriz ki; bu mücrim çeteye karşı olan ayaklanmalarında sebat göstermeleri için Suriye'deki Müslümanlara para yardımında bulunmak ve acilen imdatlarına koşmak şeran vacip olup ancak bu hususta ihmalkar olmak Allah'a, Resulüne ve müminlere bir hıyanettir. Çünkü Allahuteala, mustazaf Müslümanlara yardım etmeyi vacip kılmıştır. Dolayısıyla şeran vacip olan, Müslümanların yöneticilerinin, Şam halkına yardım etmek için ceplerinden önce orduları harekete geçirmeleridir. Zira Allahuteala, şöyle buyurmuştur:

وَإِنِ اسْتَنْصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ "Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, onlara yardım etmek üzerine borçtur." [el-Enfâl 72]

Hizb-ut Tahrir sizleri, bu mübarek aydaki salih amellerinizi Allah'ın şeriatına kamil bir şekilde bağlanarak tamamlamaya davet etmektedir. Bu ise ancak adaleti ikame edecek, tüm insanları en üstün hükümlere göre gözetecek, ümmetin onurunu ve izzetini geri iade edeceği gibi kendisinden yardım istenip kendisiyle korunulacak bir Mutasım'ı gere getirecek olan Nübüvvet Minhacı Üzere İslamî Hilafet'i kurmakla mümkündür. Zira Allahuteala, şöyle buyurmuştur:

ٱسْتَجِيبُواْ لِرَبِّكُمْ مِّن قَبْلِ أَن يَأْتِىَ يَوْمٌ لاَّ مَرَدَّ لَهُ مِنَ ٱللَّهِ مَا لَكُمْ مِّن مَّلْجَأٍ يَوْمَئِذٍ وَمَا لَكُمْ مِّن نَّكِيرٍ "Allah'tan, geri çevrilmesi imkansız bir gün gelmezden önce, Rabbinize uyun. Çünkü o gün, hiçbiriniz sığınacak yer bulamazsınız, itiraz da edemezsiniz." [Şura 47]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: +8821644446132 Skype: TahrirSyria
www.tahrir-syria.info
E-Mail: media@tahrir-syria.info

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER