Medyaya da aldırış etmeyen güvenlik birimleri, Hizb-ut Tahrir’li bir genci zorla iktidarı ele geçirmek suçlamasıyla yaftaladılar. Moskova Şehir Mahkemesi, dört kişinin ardından 1986 Tacikistan doğumlu Münir Can Babayev’i de dokuz yıl hapis cezasına çarptırdı.

Kanıt yetersizliği ve açıkça iftira olması nedeniyle adları insan hakları derneğinin (Memorial) siyasi tutuklular listesine konan bu dört kişi şunlardır: İmanov, Rahmanhadicev, Korbanov ve İsmailov. Ancak Memorial listesine girmek dâhil hiçbir şey güvenlik birimlerinin umurunda değil. Zira güvenlik birimleri, başka bir mahkûm Münir Can Babayev’i de hizmet listesine eklemişlerdir.

Rejimi devirmenin kanıtı olarak ileri sürülenler arasında bazı konuşmaları dinleme kayıtları, toplantıları videoya çekme ve 2012 Ağustos ayında Moskova Salut otelinde düzenlenen İslam konferansını videoya alma konuları var.

Mahkemeye suç kanıtı olarak sunulan bu malzemelerin muhtevasında anayasayı devirmekle ilgili tek bir plan ve söze rastlamak imkânsızdır. Kayıtlarda saatlerce İslam ve tarihi hakkında bahsedilmiştir. Bu video kayıtlarında ümmetin sorunları ve çözüm yollarının ele alındığı gün ışığı kadar açıktır. Ayrıca burada bir husus daha vardır ki başından beri Hizb-ut Tahrir gençlerinin yargılanması, yalanlara ve 2003 yılında Yargıtay’ın verdiği yasadışı gerekçelere dayalıdır. 2003 yılında Yargıtay, Hizb-ut Tahrir’i terörist gruplar listesine koymuştur.

Bu suçlama dışında Münir Can’ı bir başka tehlike daha bekliyor. Bu kez Münir Can, terör örgütü eylemleri düzenlemekle ilgili 205,5 Maddenin ilk paragrafı uyarınca ömür boyu hapis cezasına çarptırılacak. Görüldüğü gibi zorbalar, Münir Can’ı aynı suçtan iki kez cezaya çarptırmak istiyorlar. Suçu da kısaca şöyle özetlenebilir: Allah’ı razı etmek için Hizb-ut Tahrir’le birlikte çalışmak. Bu adaletsizlik, Münir Can’ın azmini kıramadı ve İslam temeline dayalı pozisyonunu değiştiremedi. Mahkemede söylediği son sözler bunun en iyi kanıtıdır:

“Bismillahirrahmanirrahim. O’nun ortağı yoktur ve Hesap günü O’na döneceğiz.

Ben, Abdullah oğlu Münir Can’ım. Müslümanım ve İslam akidesine dayalı olarak kurulan Hizb-ut Tahrir’in akide ve fikirlerini benimsiyorum. Ben bu davetin bir parçası olduğum ve Allah da bana bu fırsatı verdiği için gurur duyuyorum. Hakkımdaki suçlamaların uydurma olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Özellikle de Rusya’da rejimi devirmek veya ele geçirmek suçlamasının aptalca olduğunu düşünüyorum. Bu ülke Ortodoks dinine mensup bir ülkedir! Aklıselim düşünen herkesin bu suçlamayı mantıklı bulacağını sanmıyorum. Suçsuzluğumu kanıtlamak için tanıklara ihtiyacım yok. Kaldı ki bana suç isnat edenlerin tanık getirmesi gerekir. Benim tek şahidim Allah’tır ve O şahit olarak yeter. Ben, sadece O’ndan yardım isterim ki O hemen yardıma koşandır. O Kıyamet günü aramızda hüküm verecektir.”