Çeçen Müftü Salah Mücif, Rusya’da Vehhabilik ekolünü yasaklayan bir yasa çıkarılacağını umuyor. Interfax-Din ajansı ile yaptığı bir röportajda Müftü, kelimesi kelimesine şunları söyledi: “Bu fikrin geleceği yok. Biz Vehhabilik ile ilgili fetva çıkardık ve belli kararlar benimsedik. Bu kararlar temelinde Vehhabilik ekolünün yasaklanması için de bu kararları Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e sunduk.” Müftü Mücif’in gerçek yaklaşımını öğrenmek için söz konusu “fetvanın” ortaya çıkış tarihine bakmak gerekiyor. Geçtiğimiz Ağustos ayı sonunda Çeçenistan’ın başkenti Grozni’de Uluslararası Din Âlimleri Konferansı düzenlendi. Sonuç bildirgesinde “Gerçek İslam’ı sapıklıktan ayıran ayıraçlardan” bahsedildi. Konferansın başarısız olduğu apaçık ortadadır. Çünkü konferansı Çeçen yöneticileri düzenledi. Bu yöneticiler ise Rusya’nın İslam karşıtı politikasını benimsiyor ve Rusya’nın Suriye savaşına destek veriyorlar. Verilen fetva ile de bunu teyit etmiş oldular. Fetva, Çeçenistan’da yaygın tarikat mensuplarını Ehli Sünnet, diğerlerini ise sapık hareketler olarak niteliyor. Bu “fetvanın” temel mantığı, Çeçenistan yöneticilerinin İslam anlayışı ile motamot örtüşüyor. Netleştirmek için söz konusu fetvadan bazı ifadeler aktaralım: “ Ehli Sünnet vel Cemaatin göstergesi, üçtür: İman, İslam ve ihsan.

1– İman açısından Ehli Sünnet vel Cemaat, Eşari ve Maturilerdir.

2– Allah’a itaat açısından ise Ehli Sünnet, dört mezhep mensuplarıdır: Hanefiler, Malikiler, Şafiiler ve Hanbeliler.

3– İhsan açısından ise Ehli Sünnet, başta Ebu Kasım Cüneydi b. Muhammed Bağdadi, Abdülkadir Geylani, Muhammed Havaci Bahaeddin Nakşibendi gibi büyük üstatlarca belirlenen ahlak yolunu takip edenlerdir. İmam Cüneydi El-Bağdadi tasavvuf hakkında şöyle dedi: “Yolumuz, Kuran ve Sünnettir.”

Sonra fetva bu öz nitelikleri taşımayan “Selefiler”, “Vehhabiler”, “Mealciler” vb. cemaatleri hak mezhepten saymadı. Çeçen Müftü Mücif’in çabası sonucunda böyle bir fetva çıkarılıyor. Fetva, Tasavvuf sınırları dışına çıkan Müslümanlara ya Vehhabilik ya da mezhepçilik yaftası vuruyor. Şimdi ise Müftü Mücif, bunun Rusya’da yasalaşmasını istiyor. Müftünün bu girişimi şu temelde anlaşılabilir. Çeçenler, uzun zamandır Çeçenistan’daki Tarikatlardan beriler. Müftü, Çeçen yöneticilerin entelektüel muhalif Müslümanlara karşı yaptığı yasadışı eylemlerine yasallık kazandırmak için fetva yayınlıyor ve bu fetvanın da yasalaşmasını istiyor ki böylece bu zalimce eylemler meşru kabul edilsin. Rusya’daki bazı müftüler, çeşitli nedenlerden ötürü “Grozni fetvasını” eleştiri bombardımanına tuttular. Ancak bu gibi fetva karşısında keskin ve tutarlı bir tutum sergilenmediği için Rusya’nın İslam ile mücadele politikasının olası temeli olarak ele alınacaktır. Bu yüzden şunları açıklığa kavuşturmak istiyoruz:

1– Müslümanları bölmek, İslam’a aykırıdır. Ayrıca sadece İslam ümmeti düşmanlarının çıkarlarına hizmet eder. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ“Müminler ancak kardeştir.” ^{[Hucurat 10]}

2– İç anlaşmazlıkların çözümünü Şeriat hükümleri dışında aramak kesinlikle haramdır. Pozitif hukuka başvurmak haydi haydi haram olur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

فَإِنْ تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللَّهِ وَالرَّسُولِ إِنْ كُنْتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ“Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah’a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız- onu Allah’a ve Rasûl’e götürün; bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir.” ^{[Nisa 59]}

فَلَا وَرَبِّكَ لَا يُؤْمِنُونَ حَتَّىٰ يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ“Hayır, Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılmadıkça iman etmiş olmazlar.” ^{[Nisa 65]}

3– İma yoluyla bile olsa Müslümanları incitmek günahtır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

المسلم من سلم المسلمون من لسانه ويده  ”Müslüman, diğer Müslümanların, elinden, dilinden emin olduğu kimsedir.”

4– Belirli hareketi, tek doğru kabul edip diğer hareketleri sapıklıkla suçlamak, mezhepçilik belirtisidir.

Ayrıca bu gibi fetvanın benimsenmesine katkıda bulunan müftüyü Allah’ın şu sözüyle sakındırıyoruz.

وَلَا تَكُونُوا كَالَّذِينَ نَسُوا اللَّهَ فَأَنْسَاهُمْ أَنْفُسَهُمْ أُولَٰئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ“Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir.” ^{[Haşr 19]}