23 Temmuz günü medya, Karacan savcısının Prosvet bölgesindeki 2 nolu Islah cezaevinde geniş kapsamlı bir arama başlattığı ve buna “Ural Avukat” sitesinde yayınlanan bir haberin neden olduğunu bildirdi. Sitede Karacan ilçesi Kamu Denetleme Kurulu üyelerinin [Ludmila İskayiva ve Wilina Beautukhova] Müslüman tutukluları karşı ırkçılık yapıldığından bahsettiler. Avukatlar, 16 Temmuz’da tutukluları ziyaret ettiler, mahkûm ve cezaevi personeli ile görüşmelerinin ardından bu sonuca vardılar.

Elbette başlatılan soruşturma sonucu beklenmelidir. Ancak savcının gerçekleri itiraf edeceğine dair hiç bir beklenti yoktur. Rusya cezaevlerinde tutuklulara karşı insanlık dışı muamele yapıldığı ve cezaevi koşullarının çok kötü olduğu uzun zamandır bilinen bir gerçektir. Müslümanlar, dinlerine bağlılıklarından dolayı diğer insanlardan çok sert muamele görmektedirler. Avukatların söyledikleri ise bu kötü muameleye yönelik ek delillerdir.

Bu konuda daha şaşırtıcı olan şey, bizatihi bu kötü muamele değildir. Aksine Karacan bölgesi infaz cezaevi müdürünün ele geçirilen Arapça Kurana ilişkin verdiği yanıttır. Öyle görünüyor ki bu yerde sorgusuz sualsiz Müslümanlara karşı bir şey yapmak adetten olmuştur. Zira sükûnetle, aşırılık içerip içermediğini öğrenmek için Arapça Kuranı Kerime el konulmuştur dediler!

Yönetimdekiler, kolaylıkla Kuranı Kerimin aşırılık içerdiğini iddia edebilirler. Onları bundan kim alıkoyabilir? Hangi yasa buna engel olabilir?

Bu durum, bir kez daha Rusya’nın İslam’a karşı ne ölçüde bir iğrenç politika izlediğini göstermektedir. İdarenin açıklamaları da gösteriyor ki Federal infaz cezaevi görevlileri nazarında Müslümanlar, ikinci sınıf insanlardır ve Kuranı Kerimde aşırılık yanlısı bir kitaptır.

Federal infaz cezaevi müdürünün bu gibi açıklamalarına resmi kesimlerden gerekli tepkinin verilmemesi, idarenin takdirine tamamen onların da katıldıklarını göstermektedir.