11 Mayıs 2012 günü güvenlik güçlerinin, Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti Resmi Sözcüsü Mühendisi Naveed Butt’u çocukları ve komşularının gözleri önünde kaçırmasının üzerinden tam yedi yıl geçti. Yedi yıldır bir kez bile olsa Naveed’in şahsen ya da telefonla ailesiyle iletişim kurmasına izin verilmedi. Elbette ki kaçırma olayı rejimin zulmünün zirvesidir. Mümin bir ailenin cezalandırılması amaçlanıyor. Kuşkusuz Allah Subhânehu ve Teâlâ ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e çağıran mümin birine acımasızca zulmetmek ağır bir günahtır. Bir hadisi kutside Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

إِنَّ اللَّهَ قَالَ مَنْ عَادَى لِي وَلِيًّا فَقَدْ آذَنْتُهُ بِالْحَرْبِ “Allah şöyle ferman buyurdu: “Kim benim veli kuluma düşmanlık ederse ben de ona harp ilan ederim.” ^[Buhari] Mevcut rejim, Medine Devletine sadık olduğunu iddia ediyor ama kaçırılan Naveed Butt bugüne dek hâlâ kayıp. Naveed, İslami hayatı yeniden başlatmak için yorulmadan çalışan biriydi. Mevcut rejim, ABD’den “bağımsız” olduğunu iddia ediyor ama serbestken ABD’nin Müslümanlara karşı planlarını cesurca deşifre eden Naveed Butt şimdiye dek hâlâ kayıp. Mevcut rejim, “ulusal çıkarlara” bağlı olduğunu iddia ediyor ama Naveed Butt’u serbest bırakmamakta hâlâ ısrar ediyor. Oysa bu, bugüne değin Pakistan’da özgürce hareket eden Haçlı ABD, terörist istihbaratı ve özel paramiliter güçlerinin çıkarınadır. ABD’nin Müslümanlara ve İslam’a karşı yürüttüğü küresel savaşta düşman Hindistan’ın saldırgan pilotuna şefkat ve merhamet gösterilirken, Hilafet savunucusu Naveed Butt kaçırılarak zulme maruz kalıyor. Aşağılık ve baskıcı rejim, İslam Devletini kurmak için içtenlikle çalışanlara karşı şiddet ve tazyik uygularken, İslam ülkelerini işgal edenlere karşı itidal ve normalleşme politikası izliyor.

Ey Pakistanlı Müslümanlar! Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

إنَّ النَّاسَ إَذا رَأوُا الظَّالِمَ فَلمْ يَأْخُذُوا عَلى يَدَيْهِ أوْشَكَ أن يَعُمَّهُمُ اللَّهُ بعِقَاب “İnsanlar zalimi görüp de onu zulümden uzaklaştırmazlarsa, Allah’ın, cezasının kapsamına onları da alması pek yakın olur.” ^{[Ebu Davud, Tirmizi, İbn Mace]} Naveed’in kaçırılması, büyük bir zulümdür. Allah Subhânehu ve Teâlâ huzurunda bundan hesaba çekileceğiz, bu yüzden sessiz kalamayız. Yasal her platformda bu suçtan bahsetmek ve Naveed’in derhal serbest bırakılmasını talep etmek görevimizdir. Dolayısıyla tüm Müslümanlar, özellikle güç ve nüfuz sahibi kimseler, Allah’tan merhamet dileyip, yedi yıldır kaçırılmış durumda olan Naveed’in serbest bırakılması için samimiyetle ve insicam içerisinde gayret sarf etmelidir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

مَنْ نَفَّسَ عَنْ مُؤْمِنٍ كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ اَلدُّنْيَا، نَفَّسَ اَللَّهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ اَلْقِيَامَةِ “Kim bir Müslümanın dünya sıkıntılarından birini giderirse, Allah da onun kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir.” ^[Müslim]