حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu
No: MS–BA–2024–MB–TR–16 |
H. 23 Muharrem 1446 M. Pazartesi, 29 Temmuz 2024 |
Varrak Adası Kanayan Bir Yara, Devam Eden Bir Acı ve Rejimin Tam Teşekküllü Bir Suçudur
Başbakan Dr. Mustafa Madbuli, 28 Temmuz 2024 Pazar günü ilgili bakanlar ve bakanlık yetkililerinin katılımıyla Varrak Adası’ndaki kentsel dönüşümü yerinde izledi. Burada yaptığı açıklamada Başbakan, hak sahiplerine tazminatların hemen ödenmesi, kalkınma planındaki evlerin ve arazilerin tahliyesi için belirlenen zaman çizelgesine uyulması gerektiğini vurguladı. Başbakan, adadaki hizmetlerde niteliksel bir dönüşüm yaratmak amacıyla kalkınma projelerinin devam ettirilmesi, adada yasadışı inşaatla kararlılıkla mücadele edilmesi ve rastgele yapılaşmanın önlenmesi talimatını verdi. (28.07.2024 www.youm7.com)
Mısır’ın Nil Nehri’ndeki Varrak Adası sakinleri ise topraklarından göç ettirilmelerine, polisin zorbalıklarına ve aktivistlerin tutuklanmasına karşı protestolarını sürdürdüler. Ada sakinleri, gözaltına alınanların serbest bırakılmasını talep eden, evlerine ve topraklarına bağlılıklarını dile getiren sloganlar attılar. (23.07.2024 El Kuds el Arabi)
Varrak Adası’nda yaklaşık 200.000 vatandaş yaşıyor ve 6.000 gayrimenkul bulunuyor. Geçtiğimiz haftalarda polis, evlerini boşaltmak ve mülklerini satmak istemeyen sakinleri her günü ziyaret etmişti. Ada sakinleri arazilerini satmayı kabul ettiklerini gösteren sahte “satmaya istekli” belgelerin dolaşıma sokulmasıyla şaşkınlığa uğramıştı. Sosyal medyada Varrak sakinlerinin güvenlik personelini mülklerinden kovduklarını gösteren videolar paylaşılıyor. Bazı sakinlerin elinde bu hayali belgeler var. Polisin inşaat malzemelerinin adaya girişini yasaklamasını protesto ediyorlar.
Mısır rejimi, Mısır halkı hakkında ne bir antlaşma ne de ahit gözetiyor. Onlara zorbalık yapıyor. İnsanları, servetlerini ve mülklerini ucuza satan bir simsar gibi hareket ediyor. Maspero’da yaptığı ve Varrak’ta yapmakta olduğu şey bu. Yatırım potansiyeli olan ya da parası bulunan ve istihdam etmeleri karşılığında kasasını doldurabilecek kişilerin bulunduğu her yerde yapacağı şey de bu. Rejimin gözünde tüm Mısır, Maspero, Ras El Hikme ve Varrak Adası’dır. Hepsi, rejimin tasarrufunda. Rejime göre Mısır halkının dikili bir ağacı bile yok. Rejim, sadakatlerini alabilmek için inşası tamamlanan herhangi bir yolun her iki tarafında da orduya araziler verdi ve kıta sahanlığının belirlenmesi anlaşmasından sonra Doğu Akdeniz’deki gaz sahalarını Yahudilere peşkeş çekti. Bu sahaların üretimini onlardan satın aldı. Mısır ve halkının hiçbir saygınlığı yok!
Daha önce söyledik ve yineliyoruz, Varrak Adası sakinlerinin mülküdür. Hiçbir koşul altında tahliye edilemezler veya tahliyeye ve teslim etmeye zorlanamazlar. Bilindiği üzere konut ve tarım gibi yollarla işlenerek araziye sahip olunur. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
مَنْأَحْيَاأَرْضَاًمَيِّتَةًفَهِيَلَهُ“Kim bir ölü araziyi ihya ederse, o arazi onundur.”
مَنعمَّرأرضاًليستلأحد،فهوأحقبها“Kim, hiç kimseye ait olmayan bir araziyi ekip biçerse, onun üzerinde daha çok hak sahibidir.” Fıkıhçılar, hiçbir kimsenin malı olmayan, üzerinde imar ve intifa izi bulunmayan bir arazinin ihya ile mülk edinildiği konusunda ittifak etmişlerdir. Yine satış veya hediye yoluyla sahibi belli olan bir arazinin mülkiyetinin sona ermeyeceği, sahiplerinden başkasının işletemeyeceği konusunda da hemfikirdiler. Arazi, sahiplerinden veya ihya edenlerden, ekim, imar, konut veya herhangi bir imar biçimiyle kesinlikle alınamaz.
Varrak adası, ihya edilen, ekip biçilen ve nesilden nesle miras bırakılan tüm araziler gibi, Mısır halkına aittir. İşlenmesi, ekip biçilmesi ve oturulması bunun kanıtıdır. Çünkü Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
مَنْأَحْيَاأَرْضَاًمَيِّتَةًفَهِيَلَهُ“Kim bir ölü araziyi ihya ederse, o arazi onundur.” Arazinin ekip biçilmesi, ihya edilmesi şeri mülkiyet sebeplerinden biri olarak kabul edilir. Ne teşvik ne icbar ne ikrah ne de rejimin iddia ettiği gibi kentsel dönüşüm gerekçesiyle ellerinden alınamaz. Devlet ayrıca onurlu ve istikrarlı bir yaşam sürmelerini sağlayacak her şeyi sağlamak zorunda. Gerçekten geliştirmek ve hizmet sunmak istiyorsa, buna mâni olan şey ne? Hizmet sunmak için illa o arazileri para babaları ve seçkinlerin satın alması mı gerekiyor? Mısır halkını gözetmek, her türlü hizmeti sunmak ve düzgün bir yaşam sağlamak devletin görevi değil mi? Yoksa bu düzgün yaşam, sahip oldukları paraya, iktidardaki konumlarına ve karar vericilere yakınlıklarına göre mi derecelendiriliyor?
Ey değerli Varrak Adası halkı! O araziler şeran sizin hakkınızdır. Arazilerinizi peşkeş çekemezsiniz. Rejimin kampanyaları karşısında kararlı bir duruş sergilemeniz farzdır. Mısır halkı bu hakkınızı desteklemeli, sizi rejimden ve zulmünden korumalıdır. Bu rejimin tiranlığını ve açgözlülüğünü engellemek için yek vücut olmalısınız.
Ey Mısır Kinane halkı! Rejim, Varrak Adası’yla yetinmeyecek, İskenderiye’deki Mamura Bahçeleri’nde olduğu gibi en ufak bir ayrıcalık ve yatırım potansiyeli gördüğü her yere çökecek, onu zorla alacaktır. Rejime karşı durmak, Varrak halkına saldırmasını ve arazilerine el koymasını engellemek şeri bir görevdir. Eğer bugün Varrak halkını yüz üstü bırakırsanız, rejim teker teker arazilerinize çökecektir. Sonra da “Ben aslında aslan beyaz öküzü yediği gün yenilmiştim.”, Varrak halkını rejim karşısında yalnız bıraktığımız gün saldırıya uğradık diyeceksiniz. Gelin, haklarınızı ve servetinizi peşkeş çeken, arazileriniz ve geçiminiz konusunda sizinle mücadele eden, dininize karşı savaş ilan eden bir rejime karşı tek yumruk olalım.
Ey Mısır Kinane halkı! Adalet ve hakların yegâne güvencesi, İslam’ın Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinde uygulanmasıdır. Rejim, Hilafet düşüncesi ile mücadele ediyor ve Hilafet için çalışanlar ile savaşıyor. Hilafet, siz ve bir bütün olarak ümmetin kurtuluşu ve can simididir. Hizb-ut Tahrir olarak biz, sizi uygulamaya hazır, eksiksiz bir uygarlık projesine davet ediyoruz. Hadi İslam’ı uygulamak için bizimle birlikte çalışın. İslam, halkına haklarını geri verecek, Varrak ve tüm Mısır halkı için adaleti sağlayacaktır.
Ey Kinane ordusundaki samimi insanlar! İbn Teymiyye -Allah ona rahmet etsin- Şam’da zindandayken, cellat yanına geldi ve ona dedi ki: “Beni bağışla şeyhimiz, ben bir memurum. Bunun üzerine İbn Teymiyye şöyle dedi: Vallahi sen olmasaydın, onlar zulmedemezlerdi!” Vallahi siz olmasaydınız rejim, Mısır ve halkına zulmedemezdi, onlara zorbalık yapamazdı. Şimdi yaptığı gibi onları köleleştiremezdi. Allah’a andolsun ki Kıyamet Günü sorumlu olacaksınız. O gün Mevla Azze ve Celle size şöyle seslenecek:
وَقِفُوهُمْ إِنَّهُمْ مَسْئُولُونَ * مَا لَكُمْ لا تَنَاصَرُونَ“Durdurun, tutuklayın onları! Çünkü onlar yaptıklarından hesaba çekilecekler. Size ne oldu ki birbirinizle yardımlaşmıyorsunuz?” [Saffat 24-25] Ne rejim ne malı ne makamı ne de dininizi, şerefinizi ve sevginizi satın almak için sağladığı ayrıcalıklar size hiçbir fayda sağlamayacak. Allah ile karşılaşacağınız güne hazır olun. İnsanlar boynunuza sarılıp, “Ya Rabbi, bizi yüzüstü bıraktılar, bizi düşmanımıza ve senin düşmanına terk ettiler” diyeceklerdir.
Ey Kinane ordusundaki samimi insanlar! İnsanları bu rejimin zulmünden korumak, zulüm görmelerini önlemek şeri görevinizdir. İnsanların refahını garanti altına alan, haklarını ve onurlarını koruyan öncelikli göreviniz, tüm araçları, sembolleri ve uygulayıcılarıyla birlikte bu rejimi kökünden söküp atmak ve Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışanları desteklemektir. Hilafet, insanları zalimin zulmünden kurtaracak, onur ve gururlarını iade edecektir. Bu sizin görevinizdir ve Cenab-ı Hakk’ın huzurunda bu görevden hesaba çekileceksiniz. Hadi inisiyatif alın, umulur ki Allah kalbinizi açar da Mısır sizinle aydınlanır. Allahım bugünü hızlandır.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûlü’ne icabet edin.” [Enfal 24]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Mısır Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 31 el-Cela’ Caddesi, Kahire / Mısır Telefon: Tel: +(20) 2 27738076 – 5119857010 www.hizb.net/ |
E-Mail: hizb.ut.tahrir.eg@gmail.com |