حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HT-BA-2025-MB-TR-22 |
H. 22 Ramazan 1446 M. Cumartesi, 22 Mart 2025 |
Amerika, Nübüvvet Metodu Üzere Raşidi Hilafet’in Ufukta Belirmesinden Dolayı Alarm Zillerini Çalıyor
Ne zaman ümmet bir adım atsa, zincirlerini kırıp ayağa kalkmak istese… Ne zaman sömürgeciliğe “yeter artık!” dese… Batılılar korkuya kapılıyor, hemen alarm veriyorlar! Çünkü biliyorlar: Hilafet geliyor! Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelediği o kutlu devlet yeniden doğuyor! Ve onlar buna asla engel olamayacaklar. Amerika ve Haçlı ittifakı, Şam’ın zorba yöneticisi Beşşar Esed’in kaçmasının ardından devrimcilerin Şam’a girmesiyle birlikte alarm durumuna geçtiler. Bu durumu büyük bir gelişme olarak gören Amerika ve müttefikleri, olayı kontrol altına almak amacıyla birbiri ardına hükümetlerini temsilen elçiler ve heyetler gönderdiler. Zira olayların kontrolden çıkması durumunda, bunun özellikle Batı dünyası için ciddi ve olumsuz sonuçlar doğuracağını gördüler.
İslam beldelerinin doğu ucunda yer alan Bangladeş’te, zorba Hasina’nın ülkeden kaçmasının ardından ola ki iktidar İslam ve Müslümanların eline geçer korkusuyla Amerika ve onun bölgedeki ajanı Hindistan, gelişmeleri büyük bir dikkat ve endişeyle izlemeye başladılar. Çünkü Batı kuklası yöneticilerin müdahalesi olmadan özgürce seçim yapıldığında, Bangladeş de dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların kalplerinin yöneleceği tek seçeneğin İslam olduğunu çok iyi biliyorlar. Bu nedenle Amerika, Bangladeş ordusunu zorba Hasina’yı görevden alıp Hindistan’a kaçırmaya mecbur bırakan öğrenci ayaklanmasını kontrol altına almak amacıyla, sürgünde bulunan adamı Muhammed Yunus’u yeniden sahaya sürdü.
ABD İstihbarat Başkanı Tulsi Gabbard, Hindistan merkezli NDTV kanalına verdiği röportajda, Bangladeş’teki dini azınlıklara yönelik baskılarla ülkedeki İslamcı grupların oluşturduğu tehdit arasında doğrudan bir bağ kurarak, bu tehdidin temelinde “İslam Hilafeti ile yönetilme hedefi”nin bulunduğunu iddia etti. ABD’li yetkili Tulsi Gabbard’ın bu açıklamaları, Hizb ut-Tahrir / Bangladeş Vilayeti’nin 7 Mart 2025 Cuma günü düzenlediği “Hilafet Yürüyüşü”nün hemen ardından geldi. Yürüyüşte, halka hilafetin kaldırılışı hatırlatıldı, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti yeniden kurmak için çalışmaya çağrıldı, ülke içindeki güç ve kuvvet ehline yıkılış yıldönümünde Hilafeti yeniden kurmak için açık bir mesaj iletildi. Geçici hükümet, halkın yürüyüşünü bastırdı, meydanları zorla susturdu. Ama bu zulüm bile Amerika’nın adamı Nobel Barış Ödülü sahibi ve eski ABD Başkanı Bill Clinton’un 40 yıllık dostu olan Muhammed Yunus’u aklamaya yetmedi! Yunus liderliğindeki geçici hükümet, ABD yönetiminin açık desteğini aldı, hatta New York’ta eski Başkan Joe Biden ile de görüştü. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, halk onun kim olduğunu biliyor! Ve hiçbir “ödül” onu bu ümmetin gözünde temize çıkaramaz!
Bangladeş geçici hükümeti, ABD İstihbarat Başkanı Tulsi Gabbard’ın açıklamalarına beklenenden daha sert bir tepki verdi. Hükümet açıklamasında, Gabbard’ın sözlerini “yanıltıcı” ve “ülkenin itibarına zarar verici” olarak nitelendirirken, Bangladeş’in geleneksel olarak İslam’ı barışçıl bir şekilde yaşadığını ve “aşırıcılıkla mücadelede önemli mesafe kat ettiğini” savundu. Bangladeş geçici hükümeti ve derin devleti, İslam ile mücadele etmek ve Hilafet sisteminin dönüşünü engellemek için elinden gelen çabayı göstermektedir. Bangladeş’teki siyasi elitlerin Batı’ya olan bağlılığı geçici bir durum değil, uzun yıllara dayanan yerleşik bir siyasi tutumdur. Hasina kaçtı ama onun izinden yürüyenler hâlâ sahnede! Aynı kapılar çalınıyor, aynı elçiliklerden talimat alınıyor. Siyaset değişti sananlar, yüzeydeki makyaja aldanmasın! Asıl zihniyet, hâlâ Batı’nın dizinin dibinde! Bu nedenle, İslam’la mücadele etmek ve Hilafet’in yeniden tesis edilmesi çağrısında bulunanları bastırmak için var güçleriyle çalıştıklarını iddia ederek, kendilerini ihmalkarlıkla suçlayan bu açıklamaları şiddetle kınadılar.
Bangladeş ve diğer Müslüman ülkelerdeki yöneticilerin çoğu zaman fark edemediği veya göz ardı ettiği bir gerçek vardır: Amerika, İslam ülkelerinde sadece “İslam” kelimesinin anılmasından bile tir tir titremektedir! Bunu çoğu zaman gizli tutmakta, nadiren de açıkça dile getirmektedir. Ayrıca, Bangladeş’te ve diğer İslam beldelerinde İslamî hayatın yeniden başlatılması yönündeki çağrıları asla hafife almamakta, aksine son derece ciddiye almaktadır. Tulsi Gabbard da, devleti de İslam’ın, onların çürümüş, açgözlü uygarlıklarına yegane alternatif olduğunu, Hilafet çağrısını taşıyanlar ümmet ile baş başa bırakıldıklarında, ümmetin bu çağrıyı bağrına basacağını, İslam ile hükmedilmeyi seçeceğini, Allah’ın Kitabı ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sünnetiyle hükmetmek üzere bir Halifeye biat edeceğini gayet iyi biliyor.
Bu nedenle Amerika ve Haçlı müttefiklerinin politikası, önleyici bir stratejiye dayanmakta; İslam beldelerindeki işbirlikçilerine ve adamlarına, hilafet davetçilerini ümmetten izole etmeleri talimatını vermekte, bu uğurda yasaklama, takip, hapis, baskı ve ellerindeki tüm imkânları kullanmalarını istemektedir. Bu durum, tıpkı Kureyş’in, Peygamber Efendimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve ashabına yönelik uyguladığı boykot, işkence, karalama ve iftira politikalarını andırmaktadır. Fakat Allah, dinine yardım etmiş ve onu tüm dinlere üstün kılmıştır. Amerika istemese de, istihbarat başkanı kudursa da çok yakında, Allah’ın izniyle Hilafet davetçileri zafere ulaşacaktır!
يُرِيدُونَ أَنْ يُطْفِئُوا نُورَ اللهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللهُ إِلَّا أَنْ يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ * هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ“Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. Müşrikler istemeseler de dinini bütün dinlere üstün kılmak için Peygamberini hidayet ve hak ile gönderen O’dur.” [Saf 60-61]
Bangladeş halkına ve Bangladeş ordusundaki samimi kimselere, kâfir Batılı güçlerin doğrudan hedefinde olduklarını hatırlatmak isteriz. Bu güçler, sizin iyiliğinizi, İslam’ın geri dönmesini ve Allah’ın indirdiğiyle hükmedilmesini asla istememektedirler. Bu nedenle bu güçler, hilafet çağrısında bulunan davetçilerle Bangladeş halkı ve özellikle ordu mensupları arasında herhangi bir yakınlaşma ve etkileşiminin meydana gelmesini önlemek için ellerinden gelen çabayı göstermektedirler. Bu yüzden Bangladeş halkı, bu kirli komplonun bilincinde olmalı, Hizb ut-Tahrir ile canla başla çalışarak onu akamete uğratmaya gayret etmelidir. Bangladeş ordusundaki samimi kimseler de, Amerika Bangladeş’teki ajanlarını güçlendirmeden ve belki de zalim Hasina’yı tekrar iktidara getirmeden önce partiye nusret vermek için acele etmelidirler.
مَا يَوَدُّ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَلَا الْمُشْرِكِينَ أَنْ يُنَزَّلَ عَلَيْكُمْ مِنْ خَيْرٍ مِنْ رَبِّكُمْ وَاللهُ يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ“(Ey müminler!) Ehl-i Kitaptan kâfirler ve putperestler de Rabbinizden size bir hayır indirilmesini istemezler. Halbuki Allah rahmetini dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.” [Bakara 105]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |