حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HT-BA-2024-MB-TR-30 |
H. 19 Rabi-ul Evve 1446 M. Pazar, 22 Eylül 2024 |
Ürdün Dışişleri Bakanı’nın Utanç Verici Açıklamaları
Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi, Gazze’ye yönelik savaşın durdurulması için uluslararası eylemden sorumlu sözde Arap-İslam Bakanlar Komitesi toplantısının ardından gazetecilere utanç verici açıklamalarda bulundu. Açıklamaları, toplandıkları etkinliğin büyüklüğü ile orantılı değil. Safadi, Ürdün ile Yahudi devleti arasında imzalanan barış anlaşmasından ve bu anlaşmanın tozlanmaya başladığından bahsetti. Ayman Safadi, Yahudi varlığının tırmanan saldırılarının tüm bölgeyi uçuruma sürüklediğini ve bölgenin, barışa ulaşma umudunu kaybetmesi nedeniyle en kötü dönemini yaşadığını belirtti. Safadi, “Barış anlaşmasını iptal etmenin Ürdün ve Filistin’e hizmet etmeyeceğini düşünüyoruz ve anlaşmayı Ürdün’ün çıkarlarını korumak ve Filistin halkına hizmet etmek için kullanıyoruz.” ifadelerini kullandı. Bir gazetecinin sorusu üzerine Safadi, “Gazze’ye yönelik saldırganlığı durdurmak için tüm seçenekler değerlendiriliyor” diyerek işgalin artık destekçilerine bile meydan okuduğunu ve buna karşı yaptırımlar uygulanması gerektiğini belirtti ve Ayrıca, “Batı Şeria’da olup bitenler konusunda her zaman uyarı çanını çalıyoruz,” dedi.
Biz, Ürdün’deki rejimin ve Müslüman ülkelerdeki diğer rejimlerin tutumunu ifade eden bu yetersiz açıklamalar karşısında şunları diyoruz:
Birincisi: Bu büyük olay “Gazze’deki savaşı durdurmak için uluslararası eylemle görevlendirilen bakanlar komitesi”ne değil, Filistin’i kurtarmak için askeri plan geliştirecek, sonra bu orduları harekete geçirecek ve gaspçı Yahudi varlığını yok edecek Müslüman ordularının üst düzey komutanlarından oluşan bir askeri konseye ihtiyaç duymaktadır.
İkincisi: Uğruna toplandığınız bu büyük olay, Ruveybida efendilerinin sözlerini tekrarlayan, eğri koltuklarını korumak için ümmeti parçalayan, sorunlarını heba eden ve düşmanlarına teslim eden değersiz sefihlere değil, büyük adamlara ihtiyaç duymaktadır.
Üçüncüsü: Yahudi varlığıyla yapılan utanç verici ihanet anlaşmasını savunan Ürdün Dışişleri Bakanı, bu anlaşmanın Ürdün ve Filistin halkının çıkarlarına hizmet ettiğini iddia ederek halkın aklıyla adeta alay etmektedir. Çünkü insanlar çok iyi biliyor ki Ürdün ve Filistin halkının çıkarlarına hizmet etmek, işgali ortadan kaldırmak ve onu yok etmekle mümkündür, onunla anlaşmalar yapmak, onu korumak ve hayatta kalması için destek sağlamakla değil.
Dördüncüsü: Doğru ve yapılması gereken seçeneği, yani askeri seçeneği dışladınız. Ardından bakan, “Gazze’ye yönelik saldırıyı durdurmak için sunulan tüm seçenekler değerlendiriliyor” dedi. Ama masadaki seçenekler arasında askeri bir seçenek olmadığı için insanların aklıyla adeta dalga geçti. Daha sonra işgale karşı yaptırım uygulanması gerektiğini söyledi. Yapabileceği azami şey budur, söyleyebileceği veya ifade edebileceği en üst nokta budur. Bakan, saldırıyı püskürtmek ve Müslümanların toprağını işgalden kurtarmak için canını ve malını feda etmeye hazır, yüksek hedefleri olan gerçek adamların seviyesine asla erişemez.
Beşincisi: Her zaman alarm zilleri çaldığınızı iddia ettiğiniz bu tehlike ne tür bir tehlikedir? Bu tehlikeyi ortadan kaldırmak için alarm çalmak yerine doğru çözümü düşünmek aklınıza gelmedi mi? Gerçek adamlar gibi bir duruş sergileyip, güçle yapılan saldırının ancak benzer bir güçle durdurulabileceğini daha anlamanız mı? Alarm zilleri çalmak yerine bu tehlikeyi ortadan kaldırmalısınız.
Altıncısı: Bakan, toprakları gasp eden, kutsalları ihlal eden, insanları öldüren, yerlerinden eden ve aç bırakanlarla barışa ulaşma konusunda hala umutlu. Böylesi kimseler hakkında Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
“ إِذَا لَمْ تَسْتَحْيِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ “Utanmıyorsan dilediğini yap.” İşgalci düşman bildiğini okuyor ve bakan, mevkidaşları ve efendileri ise barış şarkıları söylüyorlar, bunlar nasıl insanlar? Hangi kritere göre ölçüyorlar?
Yedincisi: Bu bakan, meslektaşları ve ajan efendileri, Batı başkentlerindeki efendilerinin sözlerini tekrarlıyorlar. Bölgedeki durumun kontrolden çıkmasından, bölgenin uçuruma sürüklenmesinden ve bölgesel bir savaş çıkmasından korktuklarını ifade ediyorlar. Bakan bilmiyorsa bilsin ki Batı, İslam ümmetinin Yahudi varlığını ortadan kaldırma hamlesinden korkmaktadır. Bu yüzden donanmalarını, uçaklarını ve kuvvetlerini bölgeye getirdi, harekete geçtiğinde ümmeti durdurabileceğini sanıyor.
Sekizincisi: Hâlâ Müslümanların Ruveybida yöneticileri ve yandaşları, ümmetin gönlündekinin dışında hareket ediyorlar ve şarkı söylüyorlar. Ümmet, felaketinin nedeninin bu yöneticiler olduğunu fark etti ve onlara aşarak artık taleplerini yükseltti. Geriye kalan tek şey, onlara isyan etmek, kontrollerinden kurtulmak ve nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak için işlerini, bilinçli ve samimi evlatlarına devretmektir. O zaman Hilafet, Yahudi varlığını ortadan kaldırmak için orduları seferber edecektir.
Son olarak, Ruveybida yöneticilerimiz ve onların yardakçıları zillet ve alçaklığı alışkanlık haline getirdiler. Erkekliğin, izzetin ve haysiyetin tadını bilmiyorlar. Sömürgeci kâfirlerin uşakları ve Yahudi varlığının koruyucuları olmayı kabul ettiler. Filistin halkı ve diğerlerine karşı işlenen suçları izlerken ne onurlarından bir kıpırdanma oldu ne de ihanetlerinden dolayı bir utanç duydular. Aralarındaki en “akıllısı” bile Batı’daki efendilerinin sözlerini tekrar ediyor, İslam’a ve Müslümanlara karşı savaşmak için kurulan uluslararası toplum, uluslararası yasalar ve Birleşmiş Milletler yalanları ve safsatasına sarılıyor. Böylece bu yöneticiler, Batı’nın İslam ve Müslümanlara karşı yürüttüğü savaşta yardımcısı oldular. Ancak iyi haber şu ki, ümmetin bu yöneticiler hakkındaki farkındalığı gün geçtikçe artmaya devam etmektedir. Çok geçmeden bu yöneticilere, Yahudilere ve arkalarındaki Batı’ya karşı kükreyecektir. Şüphesiz ki o gün Allah’ın izniyle yakındır.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |