Pazar, 22 Muharrem 1446 | 2024/07/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi

No: HTu2013BAu20132013u2013MMBu2013TRu20130007 H. 17 Rabi-ul Evve 1434
M. Çarşamba, 30 Ocak 2013

-Basın Açıklaması- Mısır Ayaklanmasının İkinci Yıldönümünde Mısırlı Kadınların Halleri Hala Mübarek Döneminde Olduğu Gibi Geriye Gitmektedir

Mısır ayaklanmasının başlamasının üzerinden iki yıl geçmiş ama bu tarihî olay, Mübarek rejiminin devrilmesinde önemli ve merkezî bir rol oynayan binlerce kadının umutlarını ve özlemlerini gerçekleştirememiştir. Zira bu günümüzdeki Mısırlı kadınlar, hala protestoculara vahşî bir şekilde saldıran, hurumatları çiğneyen ve ardından da caniyi cezadan kurtaran askerî diktatörlüğün altında yaşamaktadırlar. Dolayısıyla bu kadınlar, ekonomik durumun kötüleşmesi, gıda güvensizliği, temel ihtiyaçlarının güvenliğinin sağlanamaması ve aşırı açlık nedeniyle yetersiz beslenmenin içler acısı boyutlarının acısını çeken çocuklarının hüznüyle karşı karşıya kalmaktadırlar. Tüm bunların yanı sıra kadının onuruna yönelik suçlar da yaygınlaşmaktadır. Dolayısıyla Mısırlı kadınların hayalleri umutsuzluğa dönüşmekte ve laik rejim ile Mübarek'in alternatifi olan liderlik de kadınların umutlarına ve fedakarlıklarına ihanet etmektedir.

Buna rağmen onların bazılarının mücadeleleri Mısırlı kadınlar için daha parlak bir gelecek için içerisinde cinsiyet eşitliği yasası metninin geçtiği laik anayasaya çağırmak hakkında olduğu gibi diğer bazıları da  yeni parlamentoda kadınlar için çok yüksek payların olmasını garantileyen seçim yasası projesi için mücadele vermektedirler. Oysa bu saptırıcı mücadele, Mısırlı kadınların ciddi fedakarlıklarını zayi etmektedir. Zira kanunları beşerin yaptığı laik rejimler, hiçbir kadına garantiler sağlayamaz. Çünkü bu kanunlar, göz açıp kapayıncaya kadar otorite bulunan kişilerin arzularına göre ilga edilmektedir. Aynen Batılı laik ülkelerde peçe ve başörtüsünün yasaklanmasında açığa çıktığı gibi.  Halbuki bu, -erkek ya da kadın olsun-  tebanın tüm hakları sabit olan İslamî anayasaya aykırıdır. Çünkü İslam'da kanunlar, beşerin akıllarından değil Allahuteala ile O'nun emirlerinden gelmekte olup hiçbir erkek ya da kadın bunları değiştiremez. Bunun yanı sıra yıllarca sanki kadının durumunu iyileştirmeye dönük sihirli bir değnek gibi sunulan cinsiyet eşitliği hakkındaki bu Batılı fikir, aslında kadın hakları için mücadele eden bir afyondan ibarettir. Nitekim o, kadına dönük saygıyı, insafı ve adaleti gerçekleştirmek için bir saplantı olarak ortaya çıkmış, ancak hakikatte bu hususta hiçbir şey gerçekleştirememiştir. Yani saygı, liberal değerleri nedeniyle toplumlarında şiddetin ve cinsel saldırıların yüksek boyutlarının acısını çeken kadın için Batılı laik ülkelerin kanunlarında belirtilen cinsiyet eşitliği öğelerini getirmiştir. Ayrıca iki cins arasındaki hakları ve görevleri düzenlemek için çalışan bu cinsiyet eşitliği kadını, gerek kendisinin gerekse ailesinin geçimini sağlamak için erkeğin sorumluluğunu yüklemeye sevketmiştir. Oysa kadının, gözeticisi tarafından daima maddî olarak korunuyor olmasından dolayı ayrıcalıklı bir kutsallığı vardır. Bunun yanı sıra aciz ve etkisiz bir parlamentodaki sembolik koltuklar için yapılan mücadele, rejim tarafından göz açıp kapayıncaya kadar feshedilmekte olup Mısırlı kadınlar için hiçbir şey gerçekleştiremeyecektir.  Kadının parlamentoda büyük paylar elde etmesi, normal bir kadının hayatında mutlaka en güzel seviyeyi elde edeceği anlamına gelmez. Bilakis kadınlardan belirli bir tabakanın faydalanacağı anlamına gelir. Nitekim Mübarek rejiminin altındaki parlamentoda %20 oranında kadın bulunmuştur. Halbuki Bangladeş, Pakistan, Sudan, Tunus ve Cezayir'deki kadınların parlamentodaki oranı bile bundan daha yüksektir. Ancak kadınların parlamentodaki oranını %100 yapmış olsalar bile bu, zalim ve fasit olan bu kapitalist rejimlerin altındaki bir kadının değişmesine yol açmayacaktır... Zira önemli olan Parlamentodaki kadınların koltuklarının fazla olması değildir. Dolayısıyla fasit laik beşeri bir sistem olan bu rejim tatbik edildiği sürece erkek ve kadının her ikisine de zulmedilecektir!

Mısır'da ayaklanan azize bacılarımız, henüz gerçek hedeflerini gerçekleştirememişlerdir ve Hilafet Devleti'nin uygulayacak olduğu halis İslamî bir anayasa olmadıkça da gerçekleştiremeyeceklerdir. Zira kadınların hayallerini gerçekleştirecek ve onların onurunu, güvenliğini ve kalkınmasını garantileyen yaşam özlemlerine karşılık verecek olan sadece Hilafet'tir. O halde hayatı karışıklık ve kaosla dolduran ve insanların işlerini düzenlemede deneme yanılma yöntemine dayanan beşerin koyduğu bir rejimi kabul etmeyiniz. Nitekim Allahuteala, sizin tüm sorunlarınızı çözecek, haklarınızı koruyacak ve sizin seviyelerinizi yükseltecek kanunlar için tam kapsamlı planlar koymuştur. Bundan dolayı sizleri, sadece İslam'a dayalı olmasının yanı sıra kitaplarımızda geniş çaplı detayları olduğu gibi şu an gerek Mısır gerekse İslam dünyasındaki bugünkü kadınların gerçek vakıada en iyi bir yaşam hususundaki hayallerini gerçekleştirmek amacıyla karşı karşıya kaldığı tüm sorunlar için güvenilir ve kapsamlı çözümleri garantileyen tatbik edilmeye hazır bir anayasa taslağı olan Hizb-ut Tahrir'in Hilafet hakkındaki vizyonunu benimsemeye davet ediyoruz.

Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:

أَلاَ يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ "Hiç yaratan bilmez mi? O, Latif'tir, Habir'dir" [el-Mulk 14]


Dr. Nesrin Nevaz
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Bürosu Üyesi

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan
Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43
www.hizb-ut-tahrir.info
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER