İşgal güçleri, iki hafta süren ve yüzlerce kişinin şehit olmasına, yaralanmasına ve tutuklanmasına yol açan baskın ve kuşatmanın ardından 1 Nisan 2024 Pazartesi günü şafak vakti Şifa Hastanesi Kompleksi ve çevresinden çekildi. Çekilmenin ardından yayınlanan görüntülerde, Şifa Hastanesi Kompleksi çevresindeki cadde ve sokaklarda şehitlerin yanmış cesetlerinin görüntüleri yer aldı. Sağlık kaynakları, işgal güçlerinin çekilmesinin ardından yerleşkede ve çevre sokaklarda yüzlerce şehit cesedinin bulunduğunu bildirdi. Kaynaklar, işgal güçlerinin sağlık kompleksinin binalarını yakarak tamamen hizmet dışı kalmasını sağladıklarını belirterek, kompleks ve çevresindeki binalardaki yıkımın boyutunun dehşet verici olduğunu vurguladı.

Yahudi ordusunun Şifa kompleksi ve çevresinde işlediği zulümler ve suçlar, hayal bile edilemez. Bu acımasız varlık, suçlarında çok fazla ileriye gitmiş, savaşın tüm kırmızı çizgilerini çiğnemiş, hiçbir yerin güvenli ve hiçbir yer ya da kişinin dokunulmaz olmadığını göstermiştir. Bir hastaneyi basıp kuşatma altına alan Yahudi varlığı, Şifa Hastanesi katliamında sağlık personelini infaz edip tutuklamış, evleri yıkıldıktan sonra hastaneye sığınan silahsız sivillere karşı suç işlemiş, kuşatma altına almış, yiyecek, içecek ve ilaçtan mahrum bırakmış, bazılarını elleri kelepçeli olarak infaz etmiş, bazılarını tutuklamış, bazılarını da hastanenin avlusunda buldozerlerle ezmiştir. İfadelere ve haberlere göre, Yahudi varlığı, morglardaki ölülere ve hastane bahçelerine gömülen şehitlere karşı bile suç işlemiştir.

Bu suç varlığı, kadınları ve çocukları “stratejik” hedeflerinden ve “zaferlerinden” biri haline getirmiştir. İstatistiklere göre, Gazze’deki acımasız soykırım savaşının kurbanlarının yüzde 70’inden fazlasını kadın ve çocuklar oluşturuyor. Medya ve sosyal paylaşım sitelerinde, Şifa katliamında kadın ve çocukların maruz kaldıkları korkunç suç ve vahşetin görüntüleri ve sahneleri yer aldı. Çocuklarıyla birlikte Gazze Şehri’nden güney Gazze Şeridi’ne kaçan bir kadının ifadesine göre, Yahudi ordusu köpekleri üzerlerine salarak erkekleri öldürmüş ve kadınları kaçmaya zorlamıştır. Yiyecek, içecek ve ilaçtan mahrum bırakıldıktan ve ağır bombardımandan sonra hayatta kalma umudu kalmayanların ifadeleri de buna doğruluyor. Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi, katliamın gerçek ölçeği ve boyutlarının henüz tam olarak ortaya çıkmadığına dikkat çekerek, kendisine ulaşan ifadelere ve gözlemlerine dayanarak yaptığı ilk tahminlere göre, yarısı kadın ve çocuk olmak üzere 1.500’den fazla Filistinlinin yaralı ve kayıp olduğunu belirtti. Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi, Yahudi ordusunun Şifa Hastanesi Kompleksi ve çevresinde 13 çocuğu infaz ettiğini belgeledi. Gözlemevi, sahadaki ekibinin yaşları 4 ila 16 arasında değişen çocukların bazılarının aileleriyle birlikte evlerinde mahsur kaldıkları sırada, bazılarının ise evlerinden ve yaşadıkları yerlerden kaçmaya zorlandıktan sonra önceden belirlenen yollardan kaçmaya çalışırken infaz edildiklerini ve öldürüldüklerini bildirdi.

Bu acımasız suç, tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşmiş, dünya kılını bile kıpırdatmamıştır. Başta küfrün ve suçun başı Amerika olmak üzere sözde uluslararası toplum, bu suçun ortağı ve bu varlığın en önemli destekçisidir. Müslümanların yöneticileri ise, bu varlığın güvenliğini koruyan, ona yiyecek, içecek ve giyecek sağlayan hain ajanlardır, dolayısıyla bu suçların ortağıdırlar.

Ey İslam ümmeti! Mübarek Ramazan ayında işlenen bu katliam, halen devam ediyor. Ramazan ayı, atalarınızın zafer ve fetihler ayı idi. Ramazan ayında ülkeler kurtarılmış ve kendilerine zulmedenlerden insanların intikamı alınmıştır. Ramazan ayı, İslam ve Müslümanların izzetli ve üstün oldukları aydır. Allah aşkına, hadi fetihçi atalarınızın tarihini geri getirin. Peygamberiniz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İsra’sını gaspçı Yahudilerden kurtarmak, Gazze halkının maruz kalığı zulmü gidermek ve Yahudilerin acımasız saldırganlığını durdurmak için orduları harekete geçirerek, Ramazan ayı bitmeden bu ayı tekrar zafer ve hakimiyet ayına dönüştürün ki Allah, Şifa ve diğer hastanelerde yaşanan katliamın intikamını almaya inanan bir topluluğun gönüllerini ferahlatsın.

وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ * بِنَصْرِ اللهِ يَنْصُرُ مَنْ يَشَاءُ“O gün Allah’ın zafer vermesiyle müminler sevinecektir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.” ^{[Rum 4-6]}