Mübarek Toprak Filistin halkına karşı işlenen en korkunç katliamın üzerinden henüz 24 saat geçmeden ABD Başkanı Joe Biden, Yahudi varlığını ziyaret ederek onlarla dayanışma içinde olduğunu açıkladı! Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

قُل لِّلَّذِينَ كَفَرُواْ سَتُغْلَبُونَ وَتُحْشَرُونَ إِلَى جَهَنَّمَ وَبِئْسَ الْمِهَادُ“İnkâr edenlere de ki: “Siz mutlaka yenilgiye uğrayacak ve toplanıp cehenneme doldurulacaksınız. Orası ne fena yataktır!” ^{[Ali İmran 12]}

Amerika ve Yahudi varlığının Müslümanların kanını küçümsemedeki küstahlık ve arsızlığının hiçbir sınırı yok. Bu küstahlığın ülkemizde bir gölgesi var. Bu gölge, yöneticilerin Gazze’ye yönelik saldırıyı durdurmak için orduları seferber etmeme konusundaki küstahlığıdır.

İslam ümmeti, canı ve malıyla Yahudi varlığı ile cihat etmeye bugün ve yarın hazır olduğunu kanıtlamaya devam ediyor. Ancak kendisi ile ucube varlık arasında kapıları üzerine kapatan yöneticiler engeli olduğunu da görüyor. Bu nedenle İslam ümmetinin çocukları, genç kızları ve genç erkekleri arasında “Sınırları açın” sloganı yükseliyor. Bu sloganın en eksiksiz hali şudur: “Sınırları açın, orduları seferber edin, tüm ümmet onları destekleyecektir.” Sonunda bu slogan meyvesini verecektir.

Mısır ordusunun asker sayısı 465 bin, yedek asker sayısı 800 bin, askerliğe elverişli olanların sayısı ise 35 milyondur.

Harameyn ülkesinin ordu sayısı 480 bin, yedek asker sayısı ise 110 bindir.

Ürdün ordusunun sayısı 110 bin, yedek askeri sayısı 60 bin ve askerliğe elverişli olanların sayısı ise 142 bindir.

Lübnan ordusunun asker sayısı 71 bin, askerliğe elverişli olanların sayısı ise 1,2 milyondur.

Müslüman ülkelerdeki eğitimli ve düzenli silahlı savaş gücünün sayısı budur. Yahudi varlığını bir bilezik gibi çevreleyen bu gücün toplam sayısı 2 milyondur, 37 milyon kişi de askerliğe elverişlidir. Bunlar birkaç ay içinde eğitilebilir ve sonrasında da Gazze kendi başının çaresine bakabilir! Sudan, Cezayir, Tunus, Libya, Türkiye, Pakistan, Fas, Irak, Endonezya vb. ülkelerin ordularını saymıyoruz bile.

Bu ordular, Ömer İbnü’l Hattab (Allah ondan razı olsun) gibi kendilerine önderlik edecek, ülkeyi kurtarmak için cihat ilan edecek bir lidere, bir halifeye, bir müminlerin emirine gerek duyuyor. Sykes-Picot bölünmeleri ve ondan doğan devletler ve mini devletçikler, Müslüman ülkeleri zayıflatmak ve birliğini engellemek için büyük bir komplodan başka bir şey olmadıklarını kanıtladılar.

Biz, Hizb-ut Tahrir olarak, tüm samimi gazetecileri, etkili kişileri ve kürsü sahiplerini Müslüman kamuoyunun zihnine bu krizin çözümüyle ilgili son sözü nakşetmeye çağırıyoruz. Yahudilerin küstahlığı ve Amerika’nın komploları, orduları Müslümanların düşmanlarıyla savaşmak üzere seferber etmekle, kukla yöneticilerden kurtulmakla ve onların yerine samimi bir lider getirmekle ancak durdurulabilir. Halife, Allah’ın indirdikleriyle hükmedecek, cihat ilan edecek, Amerika ve Yahudi varlığının fısıltılarını dindirecek, Müslümanların şiddeti onların kalplerine korku salacaktır.

Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

سَنُلْقِي فِي قُلُوبِ الَّذِينَ كَفَرُواْ الرُّعْبَ بِمَا أَشْرَكُواْ بِاللهِ مَا لَمْ يُنَزِّلْ بِهِ سُلْطَاناً وَمَأْوَاهُمُ النَّارُ وَبِئْسَ مَثْوَى الظَّالِمِينَ“Kâfirlerin kalplerine korku salacağız. Çünkü onlar, hakkında Allah’ın hiçbir delil indirmediği şeyi O’na ortak koştular. Onların varacağı yer cehennemdir. Zalimlerin durağı ne kötüdür!” ^{[Ali İmran 151]}

Mühendis Selâhaddin Adada
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Müdürü