Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman, birkaç gün önce El Arabiya televizyonu ile yaptığı röportajında, başta 2030 vizyonu ve başarıları olmak üzere çeşitli konulara değindi.

Bin Selman’ın övündüğü 2030 vizyonu, yanlış temel üzerine inşa edilmiş kapitalist ekonomik bir vizyondur. Amacı, tahtını korumaktır. İslami bir ekonomik vizyon değildir, çünkü İslami temele dayalı değildir. Din ve devlet işlerini birbirinden ayıran kapitalist ideoloji temeli üzerine inşa edilmiştir. Bu vizyona göre petrol kamu mülkiyetinden değildir. Ayrıca haram vergiler konulması ve Suudi olmayanlara memuriyet verilmemesi, Suud krallığının Müslümanların bir devleti olmadığını gösterir. Bu devlet, Suudi olmayanlara tepeden bakıyor, onları yabancı olarak görüyor. Ümmet bağlarını parçalayan sömürgeci Sykes Picot görüşünü yerleştiriyor.

Bu ekonomik vizyon, ülkenin sömürgeci şirketlere özellikle Amerikan şirketlerine peşkeş çekilmesini, kamu mülkiyetinin özelleştirilmesini ve söz konusu şirketlerin etkisinin artırılmasını öngörüyor. Haremi Şerif ülkesini ve Arap Yarımadasını Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in haram kıldığı kâfir turizmine açıyor.

Muhammed Bin Selman, kâfirlere uygun yasalar çıkarmıştır, ılımlılık adı altında tüm zevkleri ve lezzetleri karşılanmıştır. Dahası, toplumu daha fazla laikleştirerek şeytanlaştırmaya çalışıyor. Devletin ancak mütevatir açık kati bir nasla cezalandırdığını belirtiyor. Bu, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünnetini iptal etmenin ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünnetini iptal etmek isteyen Kaddafi’nin sünnetini canlandırmanın bir girizgâhıdır. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

يوشِكُ أنْ يقعُدَ الرجلُ مُتَّكِئاً على أَرِيكَتِهِ، يُحَدِّثُ بحديثٍ مِنْ حديثي، فيقولُ: بينَنَا وبينَكُمْ كتابُ اللهِ، فما وجدْنا فيه مِنْ حلالٍ اسْتَحْلَلْناهُ، وما وجدَنا فيه مِنْ حرامٍ حرَّمْناهُ، ألَا وإِنَّ ما حرَّمَ رسولُ اللهِ مثلَ ما حرَّمَ اللهُ“Dikkat ediniz ki, yakında adamın biri koltuğuna kurulmuş bir halde, kendisine emir veya nehiy ettiğim işlerden bir şey geldiğinde ‘Bizimle sizin aranızda (yalnız) Allah’ın kitabı vardır. Onda bulduğumuz helal şeyleri helal; haram şeyleri de haram kabul ederiz.’ diyecektir. Oysa şu bir gerçektir ki, Allah haram hükmünü koyduğu gibi, Rasûlullah da haram hükmünü koyar.”

Bin Selman, 2030 vizyonunu için ortam hazırladı. Vaizleri, İslam davasını taşıyan şeyhleri, âlimleri ve karşısında duracağına inandığı diğer kişileri hapse attı. Efendisi ABD’yi razı etmek için onları aşırılıkçılık ve terörizmle suçladı. İslam davetçilerini ABD’ye kurban ederek rızasını elde etmeye çalıştı. İyiliği emretme, kötülüğü yasaklama olarak adlandırılan komiteyi ortadan kaldırdı. Bunun yerine toplumda bozulma ve ahlaksızlığı yayan bir eğlence kurumu kuruldu. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّ الَّذِينَ يُحِبُّونَ أَن تَشِيعَ الْفَاحِشَةُ فِي الَّذِينَ آمَنُوا لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ وَاللَّهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لَا تَعْلَمُونَ “İnananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.”^{[Nur 19]}

Ey Hicaz Müslümanları! Allah, ülkenizi Haremeyn’i Şerif ile onurlandırdı. Bütün insanlığa indirilen Risaletlerin sonuncusu ile şereflendirdi. Rezilliğin ve ahlaksızlığın evlerinize girdiğini gördüğünüz ve def edemediğiniz gün gelip çatmadan önce bu kötülüğü değiştirmeye ve engellemeye çalışın. Rabbinizi razı eden, izzetiniz ve onurunuzu geri veren iyiliği emredin. Peygamberiniz SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin dönüşünü müjdelemiştir. Bu, selefi Salih sahabe yoldaşlarının nail olacağı bir onurdur. Ötesinde bir izzet yoktur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَن يُشَاقِقِ الرَّسُولَ مِن بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُ الْهُدَىٰ وَيَتَّبِعْ غَيْرَ سَبِيلِ الْمُؤْمِنِينَ نُوَلِّهِ مَا تَوَلَّىٰ وَنُصْلِهِ جَهَنَّمَ وَسَاءَتْ مَصِيراً “Doğru yol kendisine apaçık belli olduktan sonra, Peygamberden ayrılıp, inananların yolundan başkasına uyan kimseyi, döndüğü yöne döndürür ve onu cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir dönüş yeridir!”^{[Nisa 115]}