30 Eylül 2020’de Johor Diyanet İşleri Başkanının ve 01 Ekim 2020’de Johor Polis Müdürünün düzenlediği basın toplantısının ardından Hizb-ut Tahrir, yaklaşık bir haftadır medyanın aşağılık iftirasına maruz kalıyor. Johor Diyanet İşleri Başkanı ve Johor Polis Müdürü, Johor Fetva Komitesi’nin 15 Temmuz 2019’da Hizb-ut Tahrir hakkında yayınladığı bir fetvadan söz etti. Bu fetva, Selangor ve Sabah gazetesinde yayınlanan fetvadan daha kötüdür. Fetva, Hizb-ut Tahrir’in yabancı (mahram olmayan) kadınları öpmeyi haram görmediğini, pornografik film izlemenin caiz olduğunu ve Hizb-ut Tahrir’in ulusal uyum ve güvenliği tehdit ettiğini belirtiyor. Johor Emniyet Müdürü, basın toplantısında Hizb-ut Tahrir’in Malezya hükümetini tekfir ettiğini ve zorla devrilmesi gerektiği görüşünü benimsediğini sözlerine ekledi.

Televizyon ya da gazete olsun çeşitli medya kaynakları, basın toplantısını (ve fetvayı) canlı yayınladı. Bazısı durumdan istifade ederek, başka iftiralar eklediler. Hizb-ut Tahrir’in Hilafet kuruluncaya kadar namaz ve zekâtı farz görmediğini, Hizb-ut Tahrir dışındaki Müslümanları sapık olarak nitelediğini, Kaza ve Kadere iman etmediğini vb. söylediler. Medya, Malezya Emniyet Müdürü de dâhil olmak üzere diğer polis müdürlerinden Hizb-ut Tahrir sorularına yanıt vermelerini istedi. Hizbin anayasa taslağında, 15 yaşına gelen tüm Müslümanların askerlik yapması ile ilgili bir maddenin olduğunu belirttiler.

Hizb-ut Tahrir / Malezya Sözcüsü, Johor Polis Müdürü ve medyanın bazı iftiralarına cevap veren çevrimiçi iki basın toplantısı düzenledi. Buna ek olarak, şunları tekrarlamak ve vurgulamak istiyoruz:

1-    Medya profesyonel olmalı ve sadece haber yapmalıdır. Ayrıca, Hizb-ut Tahrir / Malezya Sözcüsünün cevaplarını bütünüyle aktarmalı, sadece bir bölümünü aktarmamalıdır.

2-    Johor Fetva Komitesinin iftirasını geri çekmeyeceğini biliyoruz, ancak özellikle ahirette kendi iyiliği için söz konusu fetvayı geri çekmeye çağırıyoruz.

3-    Hizb-ut Tahrir, 1953’ten beri bu ümmet içinde çalışan uluslararası İslami siyasi bir partidir. Aklıselim her kişi, Hizb-ut Tahrir’in çalışmasının politik ve entelektüel olduğunu bilir. Hizb-ut Tahrir, bu ümmeti Hilafet altında birleştirmeyi hedefliyor ve hiçbir faaliyetinde şiddete başvurmaz. Fetva ve basın toplantısında söylenenler ise tam tersini iddia ediyor.

Selangor Fetva Komitesi ve Sabah Fetva Konseyine verdiğimiz yanıtlarda da belirttiğimiz gibi Johor Fetva Komitesine güçlü ve açık bir şekilde ifade etmek istiyoruz ki, Hizb-ut Tahrir fetvası “siyasi bir fetva”dır. Hizb-ut Tahrir’in imajını karalamayı ve ümmet içindeki çağrısını durdurmayı amaçlıyor. Hizb ut Tahrir’in çağrısını durdurmak için yürütülen karalama kampanyası, kâfir Batının siyasi gündemi için tipik bir örnektir. Çünkü Batı, Hizb-ut Tahrir’in kurmaya çalıştığı Hilafetin yakında kurulacağını ve sapkın düşüncelerine, hegemonyasına ve ümmet üzerindeki etkisine son vereceğini çok iyi biliyor. Hizb-ut Tahrir ile ideolojik olarak yüzleşemediği için kötü komplolara, iftiralara ve uyduruk hikâyelere başvuruyor. Müslümanların yöneticileri arasındaki ajanları da, ümmeti Hizb-ut Tahrir ve Hilafet fikrinden uzaklaştırmak için Batının peşinden gidiyor.

Dünya çapında Hizb-ut Tahrir’e karşı atılan alçak iftiralar ve uyduruk hikâyeler, Hizb-ut Tahrir’in fikirleri ve davetine yapılan saldırının entelektüel yolsuzluğunu ortaya koyuyor. Kötü komploları, iftiraları ve suçlamalarının, Hizb-ut Tahrir’in çağrısını durduracağını sanıyorlarsa yanılıyorlar. Kâfir Kureyş de Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e aynısını yapmıştı. Ama bir gerçeği unutuyorlar... Doğru yolda yürüyen bir çağrı asla durdurulamaz. Aksine hayal edemeyecekleri kadar büyümeye devam edecek, sonunda Allah Subhânehu ve Teâlâ, dava taşıyıcılarını zafere eriştirecektir.