حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Malezya
Medya Bürosu
No: ML–BA–2018–MB–TR–10 |
H. 7 Şevvâl 1439 M. Perşembe, 21 Haziran 2018 |
BFM’nin ABIM Başkanı ile Yaptığı Röportaja Yanıt
12 Haziran 2018’de 89,9 frekansından yayın yapan Business FM Radyo, Malezya Müslüman Gençlik Hareketi Başkanı (ABIM) Muhammed Raimi Ab Rahim ile bir röportaj yaptı. Röportaja şu adresten erişilebilir: https://www.bfm.my/bg-zainah-anwar-mohd-raimi-abdul-rahim-islam-in-malaysia-an-evolving-conversation. Sunucu Sharaad Kuttan, ABIM Başkanına şöyle bir soru yöneltti: “Biliyorsunuz, bu ülkede Şeriatın talebiyle ilgili çok güçlü açıklamalarda bulunan Hizb-ut Tahrir gibi gruplar var… Örneğin bu gruplar, Allah’ın hükümlerinin demokratik sürece baskın geldiğini söylüyor. Size göre bugün bu söylemin hakikati var mı? Siz, Hilafet talebinde bulunan bu grupların, günümüzde güçlendiklerini düşünüyor musunuz?”
ABIM Başkanı bu soruya şöyle yanıt verdi: “Dünya genelinde Müslüman gençlik, hükümetler ve seçimlerden hayal kırıklığına uğradı. Bu sebeple Hizb-ut Tahrir gibi gruplar zuhur etti. Ülkelerindeki tiran hükümetler nedeniyle hüsrana uğrayan Müslüman gençlik, oy pusulasından kurşuna yöneldi. Demokratik seçimlere inanmaz oldu ve Suriye’ye gitme, IŞİD ve Boko Haram’a katılma gibi ütopik bir düşünceye inanmaya başladı. Zainah gibi insanlar kesimi homojen değildir. Değişim arzusundaki, kurumlar, hükümet, hatta Hilafet yoluyla dini kimliklerini gösterme eğilimindeki gençler sınıfını sisteme katmalıyız. Bu kesimle kaynaşmalıyız. Bu kesim cihat için bir yerlere gitmeye karar verdiğinde, onları kararından döndürmek artık zor. Mücadeleden başka çare yok.”
Öncelikle böyle bir soru sorduğu için Sayın Sharaad Kuttan’a teşekkür ediyoruz. Hizb-ut Tahrir hakkında açıkça endişelerini dile getiriyor. Hizb-ut Tahrir ve bu ülkede veya küresel düzeyde Hizbin faaliyetleri hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenlerin bu gibi programa bizi davet etmelerini umuyoruz. ABIM Başkanı, söz konusu soruya uygun cevap vermedi. Ancak bizi endişelendiren husus, Hizb-ut Tahrir hakkında vermiş olduğu cevaptır. Verdiği cevap oldukça yanıltıcıdır ve bu nedenle şöyle bir açıklamada bulunma ihtiyacı hissediyoruz:
-ABIM Başkanı ile bir konuda aynı görüşteyiz. Evet, hükümetler, dünya genelinde çok sayıda Müslüman gençliği hayal kırıklığına uğrattı. Fakat Hizb-ut Tahrir’in kuruluşunu, eylemlerini ve reaksiyonlarını hayal kırıklığına bağlamak doğru değil. Müslümanlara yaptığımız çağrıların motivasyonu, Müslümanların yaşadığı hayal kırıklığı değil, Allah’ın emridir. Biz, onların hükümetlerinden hüsrana uğrayıp uğramadıklarını bakmaksızın onları İslam’a davet ediyoruz. Hizb-ut Tahrir, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu emrine binaen kurulmuştur:
وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ “Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.”[Ali İmran 104] Bizim çalışmalarımız ilahî emre dayalıdır, İslam ümmetinin yaşadığı hayal kırıklığına değil, Allah’ın izniyle İslâm’a davet ile ümmetin yaşadığı bu hayal kırıklığı yok olup gidecektir.
-Zalim ve yozlaşmış hükümetlere gelince, görevimiz onlara silah doğrultmak değil, Müslümanlardan da böyle bir talepte bulunmuyoruz. Görevimiz, zalim hükümetleri hesaba çekmek, Allah’a tövbeye çağırmak, insanlara karşı uyguladıkları kötülük ve zulmü durdurmak ve sadakatle uyguladıkları insan yapımı sistemleri ortadan kaldırmaya teşvik etmektir. Allah’ın emrettiği şeyle yönetmeleri gerektiğine dair onları sıkı ve tutarlı bir şekilde hesaba çekiyoruz. Aynı zamanda tüm Müslümanlara da aynı şeyi yapmalarını öneriyoruz.
-Bunun dışında Hizb-ut Tahrir, İslam ümmetini günümüzde tanık olduğumuz şiddetli çöküntüden, kâfir güçlerin tahakküm ve nüfuzundan, düşünce, sistem ve yasalarından kurtarmak için çalışmaktadır. Ayrıca Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini yeniden kurmayı hedefliyoruz. Ki Allah’ın yönetimi yeryüzünde egemen olsun. Geçmişte olduğu gibi İslam ümmeti tek bir siyasi şemsiye altında bir araya gelsin.
- ABIM Başkanının “oy pusulasından kurşuna” geçiş yaptığını söylediği hüsrana uğramış Müslüman gençlik içerisine Hizb-ut Tahrir’i dâhil etmek istemediğini umuyoruz. Dâhil ederse de bu tamamen bir uydurma ve bize karşı atılan bir iftira olur. Zira Hizb-ut Tahrir, oy ya da kurşunla değişimin olacağına inanmaz. Biz, demokrasi ve şiddetle iktidar değişimine açıkça karşıyız. Kaldı ki her ikisi de İslam’a göre haramdır. 1953 yılında kuruluşundan bu yana Hizb-ut Tahrir, hem Malezya hem de dünyada sadece politik ve entelektüel alanda faaliyet göstermektedir. Çünkü Peygamber Efendimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem siyasi partinin her türlü şiddet eylemine bulaşmasını yasaklamıştır.
-Yaşadığı hayal kırıklığı nedeniyle artık demokrasiye inanmayan ABIM Başkanının belirttiği gibi Müslüman gençliğin aksine Hizb-ut Tahrir, İslam’la büsbütün çeliştiği için demokrasiye inanmamaktadır. Hizb-ut Tahrir’e göre demokrasi Batı yapımı küfür sistemidir, Müslümanların ona çağırması, benimsemesi, uygulaması ve yayması haramdır.
-Hizb-ut Tahrir, savaşmak için Suriye’ye gidenlere de karşıdır. Ayrıca Hizb-ut Tahrir, IŞİD ya da Boko Haram’ın kurduğu İslam Devletini tanımaz. Aslında bu gruplar, bir devlet değildir. Faaliyetleri İslam’a aykırı silahlı gruplardır.
- ABIM Başkanının hayal kırıklığına uğramış Müslüman gençliğe doğru çözümü göstermek için tartışma “yapmak” önerisine katılıyoruz. İslam ve kardeşlik ruhu içerisinde ciddi bir dizi ilişkiye girmek için ABIM dâhil olmak üzere tüm Müslüman grupların bu tartışmaya dahil olmasını istiyoruz. Allah’ın dinini ikame etmek için doğru yolda hep birlikte çalışmanın yolu budur. Bu ilişki sayesinde birbirimizi anlayabilir, laik ve liberallerden gelebilecek meydan okumaları güçlü bir şekilde hep birlikte göğüsleyebiliriz.
-ABIM Başkanının cihat konusuna olumsuz yaklaştığını düşünüyoruz. Cihat, Allah’ın farz kıldığı şeri bir hükümdür ve ibadetin zirvesidir. Hizb-ut Tahrir’e göre cihadı devlet yapar, yani Müslüman ordular, İslam ve Müslümanlarla savaşan kâfirlere karşı savaşmakla yükümlüdür. Müslümanların yöneticileri, dünyanın her köşesinde Müslümanları öldüren, zulmeden, Müslümanlara karşı haksız fiillerde bulunan, İslam’a ve Peygambere hakaret eden kâfirlere karşı cihat ilan etmek zorundadır. Cihat, yüce bir ibadettir, küfrün karanlığının egemen olduğu bir ülkeyi Allah’ın nuru ile aydınlatır. Müslümanların liderleri cihat ilan etmediği için bugün kâfirler, Suriye, Afganistan, Irak, Filistin, Myanmar, Keşmir ve diğer Müslüman toprakları işgal ettiler, oralardaki kardeşlerimizi insanlık dışı bir şekilde katlediyorlar. İslam dünyasındaki liderler korkaktır ve ümmete ihanet ettiler, daha kötüsü, kâfirlerin ajanıdırlar ve efendilerine çok sadıklar. ABIM Başkanı, cihada giden Müslümanları suçlamak yerine Müslümanları savunmak için ordulara cihat seferberlik emri vermeyen Müslümanların liderlerini suçlamalıydı.
-Son olarak görünüşe göre ABIM Başkanı, “dini kimliğin Hilafette tezahür etmesi” fikrine katılmıyor. Bu durumda biz kendisinden soylu âlimler ve bilginlerimizin Hilafet hakkında söylediklerini doğru bir şekilde araştırmasını istiyoruz. Araştırması sonucunda bu bilginler ve âlimler arasında Hilafetin varlığı konusunda hiçbir ihtilafın olmadığını görecektir. Hilafet, şeri bir hükümdür. Hilafeti kurmak, mevcut tüm yollarla onu muhafaza edip korumak her Müslümana farzdır. ABIM Başkanını her zaman doğruya ulaştırması için Allah’a dua ediyoruz.
Abdul Hakîm Osman
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Malezya
Resmi Sözcüsü
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Malezya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Khilafah Center 47-1 Jalan 7/7A Seksyen 7 43650 Bandar Baru Bangi, Selangor Telefon: (+03) 89.201.614 mykhilafah.com |
Fax: (+03) 89.201.614 E-Mail: htm@mykhilafah.com |