Perşembe, 19 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/21
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Lübnan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: LB–BA–2024–MB–TR–10 H. 7 Zilhicce 1445
M. Perşembe, 13 Haziran 2024

“Lût’u da (Peygamber olarak gönderdik.) Hani o, kavmine şöyle demişti: “Göz göre göre, o çirkin işi mi yapıyorsunuz?” “Siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere mi varıyorsunuz? Doğrusu siz ne yaptığını bilmez bir toplumsunuz.” Bunun üzerine kavminin cevabı ancak şöyle demek oldu: “Lût’un ailesini memleketinizden çıkarın. Çünkü onlar temiz kalmak isteyen insanlarmış(!)” [Neml 54-56]

Başta En Nehar gazetesi olmak üzere bazı kiralık köşe yazarlarına ve sosyal paylaşım sitelerine bir yanıt olarak basın açıklamamıza Allah’ın sözleriyle başlamaktan daha iyi bir başlık bulamadık. Medya çevrelerinde kendini prestijli bir gazete olarak gören En Nehar gazetesi, Hovik Habashian imzalı ve “Arap kültürünün başkenti Trablus’ta aşırılık yanlıları sinema kültürüne karşı çıkıyor” başlıklı profesyonel olmayan ve güvenilmez bir makale yayınladı.

Bu kesimler, iffeti, saflığı, dini, fıtratı ve aileyi eşcinsellik, sapıklık ve yıkıcı şeylerden üstün gören Trablus halkına karşı seslerini yükselttiler! Bunlar, Lut kavminin eşcinsellerine benziyorlar. Bu kesimlerin iffet savunucuları karşısındaki durumu, Lut Peygamber ve kavimlerine saflığı emreden mümin kimseler karşısındaki durumu gibidir. Ahlaksız kişiler, Lût ve iman edenleri köylerinden çıkarma çağrısında bulunmuşlardır. Neden? Saflığa, iffete ve sağlam fıtrata çağırdıkları için! Bu tuhaf bir benzetme değil mi? Terminolojiler ve ifadeler değişse de bugün düne ne kadar çok benziyor!

Trablus’ta Başbakan ve Azm Hareketi’ne bağlı kuruluşlardan biri, 7-9 Haziran 2024 tarihlerinde Cabriolet Film Festivali adı altında bir “film” festivali düzenleneceğini duyurdu. Film festivalinde yapılan eşcinsellik propagandası pek fark edilmedi. Zaten otorite ve devlet yoksulu bu cılız varlıkta olup biten çok şey fark edilmiyor. Başta Trablus Kültür Divanı olmak üzere şehir halkından dinin, içgüdünün, iffetin ve saflığın hamileri, eşcinsellik ve benzeri terimlerle süslenip püslenen bu filmlerdeki eşcinsellik propagandasını ifşa etmemiş olsaydı, bu olay da pek fark edilmeden geçip gidecekti. Mesele belgeler ve çürütülemez kanıtlarla ifşa edilince, bu festivallerin oportünistleri ve çeşitli kültürel isimler arkasına gizlenenler çılgına döndü!

Lübnan halkının doğasını temsil etmeyenlerin öfkeden kudurmalarına pek şaşırdık diyemeyiz. Ancak en çok En Nehar gazetesi yazarının “Trablus camileri, bu film festivalinin yasaklanması çağrısı yaptı” yazısına şaşırdık. Trablus’ta halkın çoğunluğunu temsil eden camiler, binlerce kişi önünde bu festivali reddettiğini açıkladıysa ve halk da bunu kabul ettiyse, bu sizin anlayışınıza göre şehrin sesini dile getirmek anlamına gelmez mi? Yoksa sözde ifade özgürlüğünüz sadece siz ve sizin gibiler için mi geçerli? Halk için, şehir için, kökeni için, kültürel ve entelektüel yapısı için ifade özgürlüğü yok mu?

Bu yüzden mi En Nehar gazetesi yazarı, eşcinsellik ve anormalliklerin propagandasını güttü, kışkırtıcılık yaptı! İffet ve saflığın savunucularını suçlamak için aşırılık ve haydutluk gibi kelimeleri geveleyip durdu! Efendiniz Amerika’nın bile ekonomisini kurtarmak için bu anormal terimleri reddettiğini veya neredeyse reddettiğini bilmiyor musunuz? Örneğin ABD’ye göre öncelik terörizm değil Çin’dir. Öyle görünüyor ki, kışkırttığınız otorite gibi siz de hala İslam’a ve Müslümanlara karşı aslan kesildiğiniz bir evrede yaşıyorsunuz! Artık çok geç. Bölgede ve dünyada yaşanan olayları iyi okuyun ey filozoflar! Aşırılığın söylediklerinizle ne ilgisi var? Bu yazı, derin mahfillerin bir kışkırtmasıdır! İffet, saflık ve değerlere sahip ve eşcinsellik propagandasını boşa çıkarmak isteyen insanlarla mücadeleyi meşrulaştırmak istiyorlar.

Bileşik cehaletin en çarpıcı göstergesi, sizin “İki siyasi parti arasında siyasi çekişme yaşanıyor” ve “Başbakan Necip Mikati ve Hizb-ut Tahrir Trablus’un yıkıntıları için çatışıyor” sözünüzdür!

Habashian, Hizb-ut Tahrir ile Başbakan Mikati arasındaki siyasi çatışmayı, milletvekilliği ve bakanlık kapma düzeyine indirgedi. Hizb-ut Tahrir’in Lübnan’da siyasi seçimlere katıldığını hiç gördünüz mü? Milletvekilleri var mı? Ya da birçoğunuz gibi bakanlık çıkardı mı? Ya da birçoğunuz gibi iktidar ve kurumlarında adamları var mı? Ya da çoğunuzun nemalandığı gibi devletten nemalanıyor mu?

كَبُرَتْ كَلِمَةً تَخْرُجُ مِنْ أَفْوَاهِهِمْ إِن يَقُولُونَ إِلَّا كَذِباً“Ağızlarından çıkan söz ne büyük iftiradır. Onlar yalnız ve yalnız yalan söylerler.” [Kehf 5]

Mevcut başbakan veya öncüllerinin veya ardıllarının liderliğindeki siyasi otoriteye veya iktidarın en tepesindekine karşı tavrımız, nettir. Biz bu otoriteye karşı siyasi mücadele içerisindeyiz. Otoritenin, ülke ve halkına komplo kuran Batı ile ilişkisini ya da halkın işleriyle ilgilenmemesini veya ülke halkının özellikle de Müslümanların değerlerine düşmanlık etmesini ifşa ediyoruz. Biz ülke halkının büyük bir bölümünü temsil ediyoruz. Biz Lübnan ve hatta tüm Müslüman dünyasında yetkililerle siyasi mücadele ediyoruz. Bu siyasi mücadelemiz nettir ve Lübnan da dahil olmak üzere Müslüman ülkelerde adalet ve rüşt devleti olan Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurana kadar da mücadelemiz devam edecektir. Müslümanlar ve gayrimüslimler binlerce yıl Hilafette huzur içinde yaşamışlar hem İslami inançlarını hem de yönetimleri altında yaşayan diğer insanların şeriatını korumuşlardır. Biz, fıtrata uygun, akla kanaat veren doğru değerleri aşılamak için çalışıyoruz. Film festivalinde teşvik edilen hayvanlarla cinsel ilişkiyi ve eşcinselliği değil.

Bu gerçekleşene kadar değerleri tahrip eden hiçbir projeye izin vermeyeceğiz. Açıkça ve meydan okurcasına karşısında duracağız. Bu konuda makaleler ve bloglar yazsanız bile asla vazgeçmeyeceğiz. Keşke Trablus halkının yoksunluğunu, yoksulluk ve sefaletini gidermek için kalem oynatsaydınız. Devleti ve yetkilileri görevlerini yapmaya çağırsaydınız, soytarıları ve sapıkları savunmak ve propagandasını yapmak yerine mazlumları savunma görevinizi yerine getirseydiniz!

Diğer bölgelerde düzenlenen festivallere gelince, belki de bölge halkları bu filmlerde teşvik edilen eşcinsellikten haberdar olmamış olabilir ya da dikkatlerinden kaçmış olabilir! Belki de sizin gibi bu şenlikleri parlak sözlerle örtbas eden yazarlar, insanların gözlerini kör ediyor, müzik, sinema, resim, edebiyat ve şiir gibi süslü ama aslında zehirli terimlerle insanların gözlerini büyülüyorlar... Bu vesileyle tüm Lübnan halkını, eşcinsellik propagandası da dahil olmak üzere bu tür festivallere karşı daha dikkatli olmaları konusunda uyarıyoruz. Yetkililerden izin alsanız bile, izinli reklamlar olsalar bile yazın gelmesiyle birlikte reklam panolarının çıplak kadınlarla dolup taştığını görmüyor musunuz? Bu reklamlar hem sizin hem de genel olarak bu ülkenin değerlerini temsil ediyor mu? Ey tüm bölgelerdeki halkımız! Dikkatli olun. Bu festivallerin propagandasını yapan gazeteler, yazarlar ve internet siteleri, tıpkı Müslüman olmadan önce Firavun’un sihirbazları gibi insanların gözlerini büyülüyorlar.

سَحَرُوا أَعْيُنَ النَّاسِ وَاسْتَرْهَبُوهُمْ وَجَاءُوا بِسِحْرٍ عَظِيمٍ“İnsanların gözlerini büyülediler ve onlara korku saldılar. Büyük bir sihir yaptılar.” [Araf 116] Allah’ın izniyle biz de bu festivallerin propagandacılarına karşı Musa’nın sihirbazlara takındığı gibi bir tavır takınacağız.

وَأَوْحَيْنَا إِلَى مُوسَى أَنْ أَلْقِ عَصَاكَ فَإِذَا هِيَ تَلْقَفُ مَا يَأْفِكُونَ * فَوَقَعَ الْحَقُّ وَبَطَلَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ“Biz de Mûsâ’ya, “Elindeki değneğini at” diye vahyettik. Bir de ne görsünler o, onların uydurduklarını yakalayıp yutuyor. Böylece hak yerini buldu ve onların yapmış oldukları şeylerin hepsi boşa çıktı.” [Araf 116-117] Hak yerini buluna ve onların yapmış oldukları şeyleri boşa çıkarana kadar düşüncemizi onlara atacağız ve uydurduklarını yutana kadar onlarla mücadele edeceğiz.

Sonuç olarak, araç ve yöntemleriyle, yozlaşmış otoriteye karşı yürüttüğü siyasi mücadelesiyle Hizb-ut Tahrir, organları, sağduyulu insanların aileyi koruma çabaları, dindir. Bu bir onur ve gurur kaynağıdır. “Kültür”, “sanat” ve festivaller adı altında zehir kusmanın ve eşcinselliği savunmanın ne şeriatta ne de dinde yeri vardır. Müslüman ve gayrimüslim tüm ülke halkına yabancı ve ithal, zihinlerinizi zehirleyen, sapıklık ve eşcinselliği savunmanızı sağlayan Batı laikliğinin son kullanma tarihi geçmiştir.

مَا لَكُمْ كَيْفَ تَحْكُمُونَ * أَفَلَا تَذَكَّرُونَ * أَمْ لَكُمْ سُلْطَانٌ مُّبِينٌ * فَأْتُوا بِكِتَابِكُمْ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ “Neyiniz var, nasıl hüküm veriyorsunuz? Hiç düşünmüyor musunuz? Yoksa sizin apaçık bir deliliniz mi var? Eğer doğru söyleyen kimseler iseniz getirin (bu delili içeren) kitabınızı!” [Saffat 154-157]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Lübnan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Road 200, Tarabulus/Tripoli – Lebanon
Telefon: 03–155103 / 03–446709
www.tahrir.info
Fax: 06–629524
E-Mail: ht@tahrir.info

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER