حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Kırgızistan
Medya Bürosu
No: KIu2013BAu20132015u2013MBu2013TRu201306 |
H. 24 Cumâde’s Sânî 1436 M. Pazartesi, 13 Nisan 2015 |
Basın Açıklaması Daha Önceleri Sessiz Kalan İnsan Hakları Örgütleri Ne Oldu da Şimdi Papağan Gibi Ötmeye Başladılar?
Amerikan vatandaşı Ömer Faruk, Oş polisi tarafından 25 Mart 2015 tarihinde tutuklandı. Polis, Ömer Faruk'un üzerinde Hizb-ut Tahrir üyelerine karşı açılan dosyalar ile ilgili belgelerin bir kopyasını buldu. Aynı zamanda hükümet tarafından radikalizm ve terörizm yanlısı yayınlar olarak kabul edilen İslami içerikli DVD'ler de ele geçirildi. Polis, Ömer Faruk'un yetkili makamların izni olmadan Oş bölgesinin dini durumu ile ilgili bilgiler de topladığı sonucuna vardı.
Arama sırasında Ömer Faruk, bu belgeleri Bir Duino-Kırgızistan insan hakları örgütünde avukat olarak çalışan Valerian Vakhitov'dan aldığını söyledi. Ayrıca polis, üst araması sırasında Faruk'un üzerinde insan hakları örgütünün yöneticisi Khusanbay Saliyev'in kartvizitini de ele geçirdi.
Oş Mahkemesi, yukarıda belirtilen ev ve iş yerlerinde arama yapılmasına izin verdi. Polis, arama sırasında İslami içerikli broşür, bildiri ve DVD'ler buldu. Resmi bir basın açıklaması yapan insan hakları örgütü, gizli polislerin evlerde yaptıkları aramalar sırasında dava dosyaları ile ilgili bilgilere el koyduklarını söyledi. Dosyaları el konulan kişiler şunlardır:
* Avukat Azimjan Askarov, "2010 yılında etnik çatışmaya katıldığı suçlamasıyla haksız yere ömür boyu hapis cezası aldı."
* İmam Kamalov Raşud, " Radikalizm suçlamasıyla tutuklandı."
* Burelay Bint Rahmancan "3 aylık bir bebekle birlikte tutuklandı."
* Djumabaev Dilrajon "Gizli polisler tarafından darp edildi."
* İşadamı Baybabev'in ailesi "Gizli polisler 20 bin dolarlarına el koydular."
* Abedjanov Hâkim Can ve yaşlı babası "Gizli polisler tarafından darp edildiler."
Oş Mahkemesinin kararı ile Amerikan vatandaşı Ömer Faruk, 28 Mart 2015 tarihinde yurtdışı edildi.
31 Mart 2015 tarihinde ise insan hakları örgütü, Oş kentindeki gizli polislerin yasadışı operasyonlarına karşı aşağıdaki kişilerin katılımıyla bir basın toplantısı düzenledi:
* Tolekan İsmailova - İnsan Hakları Örgütü Başkanı.
* Valerian Vakhitov - İnsan Hakları Örgütü avukatı.
* Kozanbay Saliyev - Avukat ve Oş bölgesinde organizasyon koordinatörü.
* Edward Lee - Cumhuriyet Konseyi'nde Yardımcı Doçent.
* Nurbek Toktakunov - Kamu Ortaklık Ortağı Grup Emsal yöneticisi.
İnsan Hakları Örgütü Başkanı Tolekan İsmailova, gizli polislerin Kırgızistan halkına yaptıkları baskı ile ilgili endişelerini dile getirdi ve "Bugün bile Kırgızistan'da radikalizm yanlısı yayınların içeriği hakkında net kararlar verebilecek herhangi bir resmi kurum yok. Bugün gizli polislerin hukuka aykırı olarak cezaevinde yüzlerce kişiyi tuttuklarını görüyoruz. Çoğunlukla bu kişiler dindar kişilerdir. Gizli polisler, bazı kitap ve bildiriler bulduğunda, onları aşırılık yanlısı yayınlar olarak kabul ediyor ve topluma yalan söyleyerek aşırılıkla mücadele ettiğini iddia ediyorlar." dedi.
İnsan hakları aktivistleri, hükümetin operasyonlarının hukuka aykırı olduğuna inanıyorlar. Devlet yalan söyledi ve iki Kırgız avukat Josbazev ve İsmailov tarafından Amerikan vatandaşı Ömer Faruk'un Rus yetkililerce arandığının keşfedildiğini iddia etti. Bu nedenle bu iki avukatın Oş polisine bu kişinin yasadışı eylemlerde bulunduğunu bildirdiklerini söyledi. Bu yanlış bilgilere dayanarak Oş Mahkemesi, avukatların ev ve ofislerinde arama yapılmasına izin verdi.
Mahkeme, varsayımlara dayalı olarak ilk kez arama izni vermiyor. Orta Asya bölgelerinde çok iyi tanınan Şeyh Raşud Kore Kamalov ve diğer 34 insanın evlerinde arama yapılmasına izin veren de yine aynı mahkemedir. Mahkeme, doğrulanmamış bilgilere dayanarak Şeyh Raşud'un evinde arama yapılmasına izin verdi. Mahkeme, 25 yaşındaki bir kişinin Karasu'da bir takside birine bir takım DVD'ler verdiğini söyledi. Bir başka kişi de gizli polislere bu durumu bildirdi.
Ya Adalet Bakanlığı, yanlış yolda yürüyor ya da gizli polisler, Adalet Bakanlığı'nı tamamen kontrol altında tutuyorlar. Bu durumun hükümetin bilgisi dâhilinde olma ihtimali var. Hükümet, George Orwell mantığına göre devletin tüm organlarını tek bir yaklaşım üzerinde yürümeye zorlamış da olabilir? Ya da gizli polisler ve Adalet Bakanlığı bağımsız bir şekilde ülkedeki durumu yönetmek için devlet tarafından kontrol edilemez büyük bir güce sahip de olabilirler?
Kırgızistan'da yüzlerce kişinin tutuklanması ve evlerinde arama yapılması, yukarıda da belirtildiği gibi tamamen yasadışıdır. Genel olarak sıradan bir insan, haklarının neler olduğunu bilmez. Genellikle bu hakları sadece avukatlar bilir. İnsan hakları örgütleri, avukatları savunduğu gibi sıradan Müslümanları da savunmak zorundadır.
Devletin avukatlara yönelik operasyon yaptığını fark eden insan hakları örgütleri, geçmiş yıllarda devletin Hizb-ut Tahrir gençlerine yönelik benzer operasyonlar yaptığını da çok iyi biliyorlar. Ama hiçbir insan hakları örgütü, Hizb-ut Tahrir gençlerini ya da herhangi bir Müslümanı savunmak için bir basın toplantısı düzenlemedi. Ama birden şimdi - Suphanallah- bu insan hakları örgütü, bu operasyonların insan haklarına aykırı olduğunu keşfetti!
Bu konunun siyasi yönü şudur:
Gizli polisler, Amerika'ya karşı çeşitli operasyonlar yürüttüler. Atambayev, Avrupa Birliği ülkelerine ziyareti sırasında Putin'in talimatlarına göre hareket etti ve Kırgızistan'da bu ülkelerin projelerini hayata geçirdi. Bu durum, ülkedeki Amerikan hegemonyasına ve çıkarlarına aykırıdır. Çünkü Amerikan hegemonyasının Rusya ve Avrupa Birliği üzerinde birçok negatif etkisi vardır. Bu projeye göre Kırgızistan, Rusya'ya karşı uygulanan yaptırımları bypass etmek için Avrupa mallarının Rusya'ya ihracatında bir geçiş noktasıdır. Tabii ki bu durum, hem Kırgızistan hem Rusya hem de Avrupa Birliği için çok iyidir. Ama Amerika bu projeye karşı homurdanmaya başladı. Bunun en büyük etkisi de doğrudan Kırgızistan'a olacaktır. Bu durumda Rusya'nın Kırgızistan'a yardım etmesi mümkün değildir. Bu yüzden Rusya, insan hakları örgütünün iki avukatı olayında olduğu gibi Kırgızistan'daki gizli polisi istismar etmeye başladı. Bu, Rusya'nın doğrudan Kırgızistan'ın iç işlerine müdahale anlamına gelir.
Buna karşılık Amerika, Kırgızistan'a baskı uyguladı. Amerika "İslami terörizm" teması kapsamında gizli polisi İslam'a ve Müslümanlara karşı yönlendirdi. Onlar da Hizb-ut Tahrir'den nefret eder oldular. Bu, Amerika'nın desteklediği radyo Aztek tarafından gönderilen mesajlar ve insan hakları örgütlerinin sessizliğinden açıkça anlaşılıyor. Bu arada Amerika, sömürgeci ülkeler ve onların ajanları, Hizb-ut Tahrir'in askeri faaliyetlerde bulunmadığını çok iyi biliyorlar.
Radyo Aztek, İslami tehdide yönelik gerçeklik ile hiçbir ilgisi olmayan korku fitilini ateşledi. Bu korku ateşi de Kırgız yetkilileri, İslam'a ve Müslümanlara karşı adımlar atmaya sevk etti. Sivil toplum örgütleri, Müslümanları savunmadılar. Bişkek'te düzenlenen basın toplantısının ardından Müslümanlara karşı pek çok insan hakları ihlallerinin olduğu görüldü.
Bu, Amerika'nın Kırgızistan hükümetini Müslümanlara karşı kışkırtmasıyla Müslümanların ne gibi tepki vereceğini beklediği anlamına gelir. Amerika, Müslümanların protesto eylemleri düzenlemelerini istiyor. Amerika bu eylemler sayesinde Amerikan planlarını deşifre etmek için çalışan Hizb-ut Tahrir'in iki üyesi Şeyh Raşud Kore Kamalov ve Şeyh Muhammed Sadık Muhammed Yusuf gibi Müslümanların saygın liderlerini ya öldürdü ya da tecrit etti. Amerika'nın İslam'a ve Müslümanlar karşı çeşitli operasyonlar yürüttüğünü söyleyebiliriz.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Kırgızistan Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: http://hizb-turkiston.net |
E-Mail: webmaster@hizb-turkiston.net |