Perşembe, 19 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/21
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Kırgızistan
Medya Bürosu

No: KIu2013BAu20132014u2013MBu2013TRu201306 H. 27 Zilka’de 1435
M. Pazartesi, 22 Eylül 2014

Basın Açıklaması Müslümanlar İle Kırgızistan Hükümeti Arasındaki İlişkilerin Kötüleşmesi Kimin Yararına?

Kırgızistan'daki yetkililer, son zamanlarda Müslümanlara karşı bir dizi tehlikeli eylemlere kalkıştı. İlk başta sakal ve başörtüsüne hakaret gibi üsluplarla savaş başlatmaya çalıştı. Ancak Kırgızistan'daki yaygın İslami bilinç atmosferi, hükümete planını uygulama fırsatı vermedi. Bu nedenle yetkililer, insanlar arasındaki bu bilinçle mücadele için bir mekanizma oluşturmanın gerekli olduğu sonucuna ulaştılar. Yetkililer, çeşitli yönelimler sırasında bu mekanizmayı kurdular. Milliyetçilik temelinde faaliyetlerini yürüten Tingeresm ve Putperestlik gibi küfür hareketlerinin yayılması için elverişli koşullar yarattılar. İslami davetin ve "Tebliğ Cemaati" gibi Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in Sünnetini ihya etmek için çalışan davetçilerin kıyafetlerinin eleştirildiği özel televizyon programları düzenlediler. Ardından davet taşıyan kadın ve kızlarımızı hapsetmeye başladılar. Putperestlere özel bazı sloganlar yazılı okul üniforması belirlediler, sonra zorla bu kıyafeti giymeyi herkese mecbur ettiler. Onlar, Müslümanların bu tür giysileri giymeyi kabul etmeyeceğini bildikleri için bunun kasıtlı olduğu anlaşılıyor. Yetkililerin tüm bunlardan amacı, [onların taksimatına göre] ılımlı Müslümanlar ile radikaller arasında sonsuz tartışma ve atışmalar için uygun koşullar yaratmak olduğu görülüyor. Ancak yetkililer, İslam'ın gerçek amacını bilen zihinleri etkileyemediler. Şuana kadar hayatımıza kendi modellerini empoze edemediler.

Resmi makamlar, bu tür ve diğer girişimlerin kendilerine fayda vermeyeceği kanısına vardılar. Bu yüzden Kırgız hükümeti, bazı etkili dış güçlerin baskısıyla Rus ve Özbek rejiminin yöntemine başvurarak İslam'a ve Müslümanlara karşı çatışmaya girmeye zorlandı. Bu nedenle Dilara Comabayev'i tutuklamak için operasyon yaptı.

Dilara'nın sadece Kırgızistan'da değil, bütün Orta Asya'da bir Hizb-ut Tahrir üyesi olduğu biliniyor. Hizbin tarihinde ilk radyo istasyonu ve resmi Aung televizyonunu kuran kişidir. Birkaç ay içinde Kırgızlar ve Özbekler, hükümetin kendi halkına karşı kurduğu komployu alenen deşifre eden televizyon programları izler oldular. Hükümet, TV istasyonunun yükselen popülaritesini görünce farklı yöntemlerle baskı uygulamaya kalktı. Yavaş yavaş Dilar'ın ekranlara çıkmasını engellemeye çalıştı. Ama yine de Dilar, alternatif yeni yollar oluşturarak ümmetin çıkarlarını korumak için mücadeleye devam etti.

Örneğin erkek doktorlar, doğum hastanelerinde çalışmaya başladıklarında, buna ilk karşı çıkan Dilar olunca, kolluk kuvvetleri onu aradılar ve kocasının izni olmadan herhangi bir kadının asla erkek doktora gitmeyeceğini öne sürdüler. Bunun üzerine Dilar, sadece Allah'ın Şeriatında haram olduğu ve buna bağlanmak gerektiği için karşı çıktığını ve bu nedenle de onunla amel etmelerinin caiz olmadığını söyledi. İşte böyle de oldu.

Dilar'ın yaptığı dikkatli araştırma sonucunda, Kırgızistan tarafından üretilen büyük elektrik enerjisine rağmen orada insanların korkunç sıkıntı içerisinde yaşadıklarını öğrendik. Dilar, elektrik hatlarının onarımı, değişimi gibi devletin maliyetini karşılaması gerekirken insanlardan ek para tahsil etmesine karşı ciddi bir mücadele yürüttü. Bu faaliyetleri durdurması için Dilar'aya bir milyon sum değerinde rüşvet teklif edildiğinde, hem kendisi hem de ailesinin ciddi mali sıkıntı içinde olduğu bilindiği halde o, televizyon kanallarında bu rüşveti ifşa etti. Ardından devlet düzeyinde onunla mücadele başladı. Çünkü Dilar, insanların yaşadığı tüm sıkıntı ve acıların nedeninin ülkenin yaşadığı yaygın yolsuzluktan kaynaklandığını ortaya koymuştu. Onun için yetkililer, uydurma ithamlar ile ona eziyet etmeye başladılar. Çeşitli bahaneler ile ailesi iki yıl elektriksiz bırakıldı. Bununla birlikte Dilar, mücadeleye devam etti ve insanlar üzerine ek maliyetler koymadan eski elektrik dağıtım trafolarının yenileriyle değiştirilmesi görüşü üzerinde ısrar etti. Kesilen elektriği yüzünden komşuları, Dilar'a kendi özel sayaçlarından elektrik vermeye başladılar. Bunun sonucunda ciddi uyarılar aldılar. Ama komşuları gerçekten halktan biri olduğu için dönüşümlü olarak Dilar'a elektrik vermeye devam ettiler. Ardından yetkililer, Dilar'ı hapsetmek için bir neden buldular, daha doğrusu uydurdular. Buna rağmen Dilar, siyasi faaliyetlerini hapiste de sürdürdü. Kanun kapsamında cezaevlerindeki durumun gözden geçirilmesini, sağlık koşullarının oluşturulmasını ve yemeği cezaevi dışından geldiği ve yemeğe ihtiyacı olmadığı halde mahkûmlara verilen yemeklerin iyileştirilmesini istedi.

Hapisteki arkadaşlarına göre birkaç kez işkence gördüğü halde görüşünden kesinlikle vazgeçmemişti. Hapishane müdürü gelerek "İsterseniz sizin için çok güzel istisnai koşullar hazırlayabilirim" demiş ve eylemlerini durdurması için onu ikna etmeye başlamıştı. Bunun üzerine Dilar ona şu cevabı vermişti: "Bu koşulları buradaki tüm mahkûmlara sağlayabilir misiniz? Sağlayabilirseniz ancak o zaman vazgeçerim." Bu durum üzerine onu hücreye götürdüler. İğneyle onu zehirlediler. Herhangi bir tıbbi yardım almadan dört gün öylece hareketsiz kaldı. Dilar, ancak Rahman ve Rahim olan Allah'ın merhameti sayesinde hayatta kalmıştı.

Hükümetin Dilar'ı bastırmak için acımasız girişimi, bir an bile olsun onun faaliyetlerini durduramadı. Bir Müslümanı cezaevine atmak için yetkililerin her çabası, Dilar'ın muhasebesiyle karşılaştı. Asla seyirci kalmadı. Elinde taşıdığı kamera ile tüm engelleri aştı ve ister iş yerlerinde olsun isterse başka yerlerde olsun denetim esnasında kanuna aykırı tüm eylemleri titizlikle gözetledi. Yetkililere asla fırsat vermedi. Bu eylemler sayesinde nitekim yetkililer tarafından ileri sürülen sahte kanıtları tek tek ifşa etti. Evet, pek çok Müslümanı hapisten kurtardı. Sorunların çözümünde pek çoğuna yardımcı oldu. Uydurma büyük para cezaları ve kanunsuz vergiler gibi sıkıntılar, ya da gaz ve elektrik gibi diğer sorunlar nedeniyle yetkililer ile problemleri olan farklı bölgelerden insanlar ona müracaat etmeye başladılar.

Son olarak 13 Eylül 2014 günü yetkililer, onu tekrar hapse atmaya karar verdiler. Bundan birkaç gün önce Dilar, evinin izlendiğini ve kontrol altında olduğunu fark etti. Rus uyruklu yabancı bazı şüphelileri yakaladı ve onları polis merkezine getirdi. Ama polis müdürü, onları serbest bıraktı. Açıkça Dilar'a "Bu işler böyle beni yanlış anlama." Dedi. Yetkililer, Dilar'ı tutuklama kampanyasının ne kadar ciddi olduğunu biliyorlardı.

13 Eylül günü erken saatlerde, yaklaşık olarak sabah saat 6'da, ulusal güvenlik görevlileri tarafından evi kuşatıldı. Maskeli ve otomatik silahlı komandolar, kapıdan içeri girdiler. Dilar, ailesinin giyinmesi için zaman istediği halde onlar zorla eve girmeye başladılar. Dilar, böyle yasadışı eylemlerden eşini korumak için koştu, ama bundan dolayı acımasız dayak ve işkenceye maruz kaldı.

Kopan gürültü nedeniyle Dilar'ı korumak için camiye gelen erkeklerle birlikte bölge muhtarı da geldi. Özel Kuvvetler, taşıdıkları makineli silahların dipçikleriyle onları itmeye başladılar. Onları evin dışına atıp içerden kapıyı kilitlediler ve böylece insanların yaklaşmasını önlemiş oldular. O zaman insanlar toplanmaya başladı. Özel Kuvvetler, durumun ciddiyetini anladıklarında, evin etrafındaki kordonu sağlamlaştırmak için polis merkezinden ek kuvvet takviyesi istediler.

Dilar'ın evinde arama ve denetim yaklaşık altı saat sürdü. Bu sırada insanlar, polis kordonunun arkasında evin dışında bekliyorlar, sözlerle Dilar'ı savunuyorlardı. Gitgide sayıları daha da artmıştı.

Ey Kırgızistan'daki Müslümanlar! Soyuluyorsunuz! Sessizce hortumlanıyorsunuz. Halkınızın serveti peşkeş çekiliyor. Çocuklarınız ucuz işgücüne dönüşüyor. Yetkililer, sizin çıkarlarınızı koruyan Dilar gibi önlerinde duran engelleri birer birer kaldırmak istiyorlar. Onlar, bunu yapmak için çeşitli adlar altında Müslümanları bölmek amacıyla hain dini liderleri ve imamları kullanarak Özbekistan'ın peşinden gidiyorlar. Özbekistan'da Kerimov hükümeti de bunun aynısını yapmıştı. Müslümanları suçlamak için de 16 Şubat olaylarını tezgâhlamıştı. Ama onlar şunu bilmeliler ki Kırgızistan'da Müslümanlar tarafından halka yönelik herhangi bir tehdit söz konusu değildir. Eğer halka yönelik böyle bir tehdit söz konusu olursa, hiç şüphe yok ki bizzat kâfirler onun arkasında duruyor demektir.

Bu yüzden güvenliğimiz ve dayanışmamız için ülkede olup bitenlere etki etmek amacıyla nüfuzunuzu kullanmaya teşvik ediyoruz. Bu ise samimiyeti ve hükümetin manipülasyonunun arkasından sürüklenmemeyi gerektirir. Ayrıca size, temeli helal ve haram olan iman atmosferini korumaya da çağırıyoruz.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Kırgızistan
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 
http://hizb-turkiston.net
E-Mail: webmaster@hizb-turkiston.net

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER