حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Kırgızistan
Medya Bürosu
No: KIu2013BAu20132014u2013MBu2013TRu201305 |
H. 23 Zilka’de 1435 M. Perşembe, 18 Eylül 2014 |
Basın Açıklaması İslam'a ve Müslümanlara Karşı Savaşta Kırgızistan, Özbekistan'ı Yakalamak Zorunda Mı?
Memorial İnsan Hakları Örgütü başkanı Vitaly Ponomarev "Kerimov, demokratik devlete muhalif güçlerden kurtulmak için İslam ideolojisini istismar etti" dedi. Ardından "Bu dönem içinde Kerimov'un, Müslümanları bastırabilmek ve güçlerini zayıflatabilmek için İslami fikirleri benimsediğini, ancak 1991 yılından sonra Müslümanlara olan kişisel düşmanlığı nedeniyle bu güne kadar büyük ölçüde savaşın yönünü değiştirdiğini" söyledi. Uzmanlar, bunun arkasındaki sebebin, o dönem Namangan kentinde çok yaygın olan ve şehirde İslam yönetimi kurmaya çalışan İslami Adalet Hareketi'nin gücü olduğuna inanıyorlar. Çünkü Namangan bölgesel yönetiminin bürolarını işgal edenler, müzakereler sırasında Kerimov'u küçük düşürmeye kalktılar. Hatta İslam Devletinin kuruluşunu ilan etmesini istediler.
Ama Kerimov, münafıklık içinde yavaş yavaş kesintisiz İslam'a ve Müslümanlara savaş açtı. Hatta Hac farizasını eda etmek için Mekke'ye bile gitti. Bu arada fani dünyanın geçici nimetleri karşılığında ahiretlerini satmak istemeyen İslam âlimlerini bir bir diskalifiye etmeye başladı. Kimilerini silah ve mühimmat, kimilerini de uyuşturucu bulunduğu gerekçesiyle hapse attı. Birçoğu ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Ama gerçek savaş, Kerimov'un Özbekistan'da rejimini pekiştirmesiyle 1999 yılında başladı. İslamcılar ve diğer muhalif güçlerin neredeyse tamamını ortadan kaldırdı.
"İslam'ı tamamen Özbek halkının hayatından silmek" projesinden hareketle Kerimov, bu amaca ulaşmak için İslami siyasi parti olan Hizb-ut Tahrir'e karşı şiddetli bir savaş başlattı. 06 Eylül 1999 yılında Özbekistan'da yerleşik İran İnsan Hakları Örgütü Başkanı Talib Yakubov, Özbekistan Radyo'suna yaptığı bir konuşmada, 8000 Hizb-ut Tahrir üyesinin listesinin var olduğunu ve bunların 4000'ni tutuklu olduğunu belirten İçişleri Bakanlığa ait delilleri sundu. O günden sonra İslam'a karşı yapılan savaş hız kazandı ve günden güne de iyice şiddetlendi. Fakat her gün yüzlerce Hizb-ut Tahrir üyesi tutuklanmasına rağmen, İslam'ı seven gençler, sürekli Hizbin saflarına katılmaya başladılar. Kerimov'un kendisi bile bu savaşın ideolojiler arasında bir çatışma olduğunu anlayamadı. O, İslam akidesi karşısında durabilecek bir akideye sahip değildir. Kerimov, İslam'ın dönüşünü geciktirmek, hızlı ve olağanüstü şekilde yayılan İslam akidesini çevrelemek amacıyla umutsuzca bir girişim projesinin kurbanı oldu. Evet, Kerimov, yaptığının sonuçlarının anlayabilecek kapasitede değildi. Anladığında da iş işten çoktan geçmişti.
Bazı siyasiler, spesifik olarak Kerimov'un izlediği politikanın bilincinde olan Amerikan Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, yaptığı siyasi açıklamada, Kerimov'un uyguladığı şiddetin İslam davetini taşıyanları zayıflatmaktan ziyade onların yükselişine neden olacağını söyledi. Ve onu ikna edememekten dolayı üzüntüsünü dile getirdi. Sonunda Özbekistan'ın barut fıçısına dönüşebileceğini ve zararın tüm dünyaya dokunabileceğini ifade etti. İşte bu siyasi beklentiler, bugün gerçek oldu. Doğrudur, Kerimov bazı küçük siyasi amellerle istediğine ulaştı. Ancak çoğunlukla da hezimete uğradı. Akide olarak İslam'a karşı savaşta darmadağın oldu. Onlarca yıl hapishane ya da sürgün yaşadıkları halde İslam akidesi kemale eren kahraman gençler, mücadelelerinden bir an bile olsun geri adım atmadılar. Tam tersine İslam'a olan imanları arttı ve zafere kesin olarak ulaşacaklarından emin oldular. Kerimov'a tabi olmayan ve toplumda birey oldukları için hükümet tarafından cezalandırılan Hizb-ut Tahrir üyeleri de dâhil olmak üzere cezaevlerindeki Müslümanlar arasında Allah korkusu vardı. Onların bazıları şehit düştü ve bazıları da şehitlik belgesini beklemektedir.
Aslında bu, sadece Kerimov rejimi için bir yenilgi değil, aksine İslam akidesi önünde duran dünyadaki tüm küfür akideleri için bir hezimettir. Batılı politikacılar, sanki "Sen ne yaparsan yap, şüphesiz İslam akidesi önünde mağlup olacaksın. Bununla bizi zayıflatacak, Müslümanların umutlarını diriltecek ve onları cesaretlendireceksin" diyerek defalarca onu uyardılar. Ve neticede korktukları oldu. Tüm dünyada Müslümanlar, Özbekistanlı Müslümanların azmini ve sebatını örnek alıp taklit etmeye başladılar. Hizbin kemiyet olarak artışında ve halk arasında artan popülaritesinde Özbekistanlı Hizbin gençlerinin yadsınamayacak kadar büyük payı vardır.
Bu yıl "Bağımsızlık Günü" kutlamaları sırasında Özbek Cumhurbaşkanının açılış konuşmasını dinleyen kimse, uzun uzadıya onun güvenlik konusunda çok büyük endişelerini ifade ettiğini görür. Bu konuşması sırasında Kerimov, açıkça ve besbelli demokratik Özbekistan devletini hedef alan tehdide, Ortadoğu'da "terörizm" tehdidinin genişlemesine ve tüm dünyada olaylar ve huzursuzlukların ivme kazanmasına değindi.
Komşusunun izinden gitmeye çalışan Kırgızistan Cumhurbaşkanı Atambayev Olmazibak de her gün İslam'a ve Müslümanlara karşı mücadelesini artırıyor. Olanlardan ibret almış gibi görünmüyor.
Hizb-ut Tahrir / Kırgızistan olarak biz, Cumhurbaşkanı Atambayev'e şöyle sesleniyoruz:
Biz, Kerimov'un yaptığı gibi İslam'a ve Müslümanlara karşı düşmanca bir pozisyon almamanızı öneriyoruz. Çünkü İslami hayatı geri getirmek, küfür ve onun Kırgızistan ve diğer Müslüman ülkelere karşı haksız politikaları ile İslam akidesi temelinde mücadele etmek için biz bu yola baş koyduk. Biz, hiçbir şekilde Müslümanların birbirleriyle çatışmalarını kabul etmeyiz!
Biz, senin Müslümanlara karşı düşmanca duygularının olmadığını düşünüyoruz, hatta inanıyoruz. Ama aynı zamanda da Kerimov ve Putin gibi dibine kadar çamura batanların sana uyguladıkları baskılara boyun eğdiğini de biliyoruz. Onun için biz, seni, küfür ve kâfirlerin yanında değil, İslam'ın ve Müslümanların yanında durmaya ve onları desteklemek için bir an bile olsun tereddüt etmemeye davet ediyoruz.
İslam ile küfrün savaşında Müslümanlara karşı mücrim kâfirlerin elinde bir "silah" olarak hayatını geçirmemeni tavsiye ediyoruz. Aksi takdirde biz, Kırgızistan'da Allah'ın yardımıyla sabır ve sebat edeceğiz. Tüm İslam dünyası da bunu duyacaktır. Ama biz, bu duyguların Müslümanlar ile değil, kâfirlere karşı mücadelemizde tecelli etmesini Allah'tan temenni ediyoruz.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Kırgızistan Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: http://hizb-turkiston.net |
E-Mail: webmaster@hizb-turkiston.net |