مِّنَ الْمُؤْمِنِينَ رِجَالٌ صَدَقُوا مَا عَاهَدُوا اللَّهَ عَلَيْهِ فَمِنْهُم مَّن قَضَى نَحْبَهُوَمِنْهُم مَّن يَنتَظِرُ وَمَا بَدَّلُوا تَبْدِيلاً

“Müminlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sadık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir. Bir kısmı da beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.”^{[Ahzab 23]}

Keder ve üzüntüyle İslam ümmetini kalkındırmak için bıkmadan usanmadan çalışan, hayatını bu davete adayan Sevgili kardeşimiz Aliyev Şerifullah’ın ölüm haberini duyuruyoruz.

Şerifullah, 1978’de Tacikistan’ın Hucend ilinde dünyaya geldi. 1998’de Hizb-ut Tahrir ile tanıştı. İslami hayatı başlatmak ve Nübüvvet metodu üzere ikinci Hilafeti kurmak için kararlılıkla çalışmaya başladı.

Kardeşimizin Hizb-ut Tahrir saflarındaki faaliyeti, İmamali Rahman liderliğindeki despot Tacik rejiminin gözünden kaçmadı. 2000 yılında rejim, Şerifullah’ı davet faaliyetlerini önlemek için uyduruk suçlamalarla tutukladı. Şerifullah, acımasız koşullarda hapis cezasına çarptırıldıktan sonra bile faaliyetlerine ara vermedi. Zalimlerin zulmüne ve kınayıcının kınamasına aldırış etmedi. Bu nedenle, zorba rejim, hapishaneden çıktıktan sonra onu iki kez hapse attı. Kardeşimiz, hayatının 13,5 yılını Tacik rejiminin acımasız hapishanelerinde geçirdi. Bu zulüm kardeşimizin kararlılığını asla kıramadı, aksine 2020’nin başlarında hapis cezası aldıktan sonra bile cesaretle ve kararlılıkla faaliyetlerini sürdürdü.

Ne yazık ki, Tacik hapishanelerindeki acımasız işkenceler ve sağlık hizmetlerinin eksikliği kardeşimizin sağlığını etkiledi. Şerifullah, 1 Ocak 2021’de vefat etti.

Allah, Aliyev Şerifullah kardeşimizi engin rahmetiyle kuşatsın. Onu Peygamberler, Sıddıklar, şehitler ve Salihler ile birlikte haşreylesin. Bunlar ne güzel dostturlar. Ayrıca ailesi ve yakınlarına sabır ve metanet ilham eylesin.

Her ne kadar kardeşimiz Şerifullah’ın ölümüne çok üzülsek de biz ancak Rabbimizi razı edecek sözleri söyleriz.

إِنَّا للهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُونَ “Biz şüphesiz Allah’a aitiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler.” ^{[Bakara 156]}