حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Kenya
Medya Bürosu
No: KE-BA-2025-MB-TR-02 |
H. 23 Şa'bân 1446 M. Cumartesi, 22 Şubat 2025 |
Sudan, İslam Dünyasının Bir Başka Kanayan Yarası Haline Geldi
18 Şubat 2025’te Sudan’daki Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF), kontrol ettikleri bölgelerde bir birlik hükümeti kurma konusunu görüşmek üzere Nairobi’deki Kenyatta Uluslararası Kongre Merkezi’nde bir araya geldi. Kenya yetkilileri, konferansa katılmalarının tek amacının ‘Sudan’daki barış girişimlerine’ aracılık etmek olduğunu vurguladı. Nairobi, Sudan’daki yaptırım altındaki paramiliter güçlerle siyasi bir anlaşma yapmak üzere görüşmelere ev sahipliği yapma kararının arkasında durdu. Ancak Sudan hükümeti bu adımı, ülkenin egemenliğine müdahale ve paralel bir yönetim kurma çabası olarak görerek Kenya’yı Sudan’ın ulusal egemenliğini çiğnemek ve hasmane davranışlarda bulunmakla itham etti.
Hizb ut Tahrir / Kenya, aşağıdaki noktaları önemle altını çizmektedir:
Tüzüğün tam metni henüz kamuoyuna açıklanmamış olsa da HDK’nin yönetimsel çerçevesini, siyasi hedeflerini ve kontrol ettikleri bölgeler üzerindeki hakimiyetlerini pekiştirme stratejilerini ana hatlarıyla ortaya koyması öngörülüyor. Bu tüzük, HDK’nin kontrolündeki bölgelerde yönetim yapısını resmi hale getirmeyi amaçlıyor. Nairobi’nin, krizlere çözüm arayışı maskesi altında insan hayatına mal olan savaşları uzatmada taşeron rolü oynaması son derece üzücüdür ve kabul edilemez!
Sudan, Somali ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti (KDC) gibi diğer gelişmekte olan ülkelerin mevcut siyasi gerçekliği, Batılı büyük küresel güçlerin (ABD ve İngiltere) çıkarlarını gözeten dış güçlere karşı savunmasız olduğunu göstermektedir. Afrika ülkelerinin ve Afrika Birliği (AU) ile Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi (IGAD) gibi tüm kuruluşlarının, Batı’nın sömürgeci çıkarlarını ve nüfuzunu güçlendirmeye katkıda bulunduğuna tanık olmak ne yazık ki üzüntü verici. İki yıl önce başlayan bu çatışmadan bu yana, tüm ateşkes duyuruları, çatışmaların yeniden başlaması, müzakereler ve görüşmeler yalnızca Amerika’ya bağlı iki taraf, yani Ordu Komutanlığı ve Hızlı Destek Kuvvetleri liderliği arasında sıkışıp kalmıştır!
ABD, çatışmayı ajanları arasında sınırlandırarak ve aralarında rol paylaşımı yaparak süreci tamamen kontrol altında tutmak istemektedir. Aynı zamanda, İngiltere ve Avrupa’ya bağlı muhalefeti, çatışmanın başından beri olduğu gibi etkisiz hale getirmeye çalışmaktadır. Sudan meselesinde İngiliz yanlısı aktörler arasında özellikle Özgürlük ve Değişim Güçleri bulunmaktadır.
Afrika kıtasındaki çatışmalar ve ‘barış’ girişimleri, büyük ölçüde sömürgeci rekabetten kaynaklanmaktadır. Sudan, otuz yıl boyunca Somali’de Müslümanların birbirleriyle savaşmasına tanıklık ettikten sonra, İslam ümmetinin bir diğer kanayan yarası haline gelmiştir.
Afrika ve genel olarak dünyadaki tüm krizlerin açgözlü sömürgeci güçler ve onların vekilleri tarafından orkestra edildiği açıktır. Bu nedenle, onların belirlediği çerçeve içinde çözüme asla ulaşılamayacaktır. Bu sebeple, Afrika’nın, zengin Afrika kıtasını ham madde kaynağı ve ürünlerinin pazarı olarak gören sömürge zincirlerinden kurtulmak için yeni bir dünya düzenine, yani İslam’a ihtiyacı vardır. İslam, insanı başka bir insana kul olmaktan kurtarır, yalnızca Yüce Yaratıcısına kul olmaya sevk eder. Bu nedenle yönetim sistemi (Hilafet), tüm insanlığı hayatın her alanında özgürleştirmeye çalışacaktır. Ancak o zaman Afrika özgürleşecek, onurlu ve müreffeh bir hayat sürecektir.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Kenya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: |