Hizb-ut Tahrir / Kenya önderliğinde ümmet, Kudüs’ü Yahudi varlığının başkenti olarak tanıyan, Dışişleri Bakanlığına, Tel Aviv’deki ABD Büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınması hazırlıklarına başlaması talimatı veren, mimar ve mühendisler ile işe alım sözleşmesine başlanıldığını belirten ABD Başkanı Donald Trump’ın 6 Aralık 2017 günkü açıklamasına karşı bazı büyük şehirlerde gösteriler düzenledi.

Cuma namazı sonrası Mombasa ve Kwale sahil kentlerinde cami önlerinde düzenlenen gösterilerde, İslam ümmetini, kana susamış aynı kapitalist devletin şuan ümmete verdiği acılardan daha büyük acılar içerisinde kıvranırken görmek isteyen ABD yönetiminin attığı bu aptalca ve tehlikeli adım en güçlü ifadelerle kınandı. Başkent Nairobi’de Jamia cami önünde dindar Müslümanlara Hizb-ut Tahrir tarafından yayımlanan “Trump’ın Yaptığı Açıklama, Harekete Geçmeyen Yöneticilerin Arkalarından İndirilmiş Sert Bir Yumruktur! Böylece Trump, Ayıplarını Örten Son İncir Yaprağını da Yırtmış Oldu!” başlıklı bildirisi dağıtıldı.

Hizb-ut Tahrir / Kenya, aşağıdaki noktaları vurgulamak ister:

Birincisi: Kudüs, Müslümanların ilk kıblesidir ve bu nedenle İslam akidesinden bir parçadır. Onun için Kudüs, sadece kutsal bir mekân değil, aynı zamanda dünya genelinde var olan İslam ümmetinin birliğinin bir sembolü ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in vaat ettiği gibi Raşidi Hilafetin başkentidir. Bu nedenle süper güç Amerika ve müttefikleri önderliğindeki Batının entrika ve komplosuna aldırmaksızın İslam ümmetinin velayeti altında kalacaktır.

İkincisi: Kudüs’ün şuan ki durumu, dönemin küresel gücü (İngiltere) eliyle Müslümanların kalkanı Hilafetin yıkılışının en elim sonucudur. İngilizler, o tarihten bu yana Batının ücretli elemanı gibi çalışan ajan Arap yöneticilerinin desteğiyle Hilafeti yıktıktan sonra dünyanın en kötü varlığı “İsrail”i yaratmak için Balfour Bildirisi’ni açıkladılar.

Üçüncüsü: Kudüs, acilen kurtuluş çağrısı yapıyor. Kurtuluş ancak Müslüman ordular içinden Allah’ın rızasını arayan ve cennette en yüce mertebeye erişmek için ölmeye hazır ümmetin samimi evlatlarını seferber etmekle olabilir! Onlar ki, kutsal mekânın tekrar tekrar şeytan Yahudi varlığı tarafından ihlal edilip kirletildiğini gördüklerinde sessizce gözyaşı dökerler. Onlar ki, yakında ajan yöneticilerin uyanıp ileri doğru marş emri verecekleri umuduyla sessizliklerini koruyorlar. Ümmetin bu samimi evlatları, sadece Kudüs’ü değil, bugün İslam ümmetinin rezil rüsva durumunun temel nedeni olan köhne kapitalist ideoloji ve onun laik akide zincirine vurulmuş İslam ümmetini, ajan rejimleri devirip yerine Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini ikame ederek kurtaracaktır.