حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Irak
Medya Bürosu
No: RK–BA–2022–MB–TR–05 |
H. 17 Zilka’de 1443 M. Perşembe, 16 Haziran 2022 |
Siyasi Tıkanıklıktan Siyasi Çöküşe
7 aydan fazla süren çekişme, gerginlik ve tartışmanın ardından Sadr gurubunun lideri Mukteda es- Sadr, parlamentonun en büyüğü olan bloğundaki 73 milletvekilinin, meclisteki çıkmazı kırmak ve yeni bir hükümetin kurulması için alan oluşturmak için istifa ettiklerini duyurdu.
Sadr hareketinin siyasi organının başkanı Ahmed El Mutairi, Şafak Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, “Irak için Mukteda es Sadr’ın siyasi süreçten çekildiğini, milletvekillerinin koltuklarını diğer politikacılara bıraktığını, kendisini İsmail gibi kurban ettiğini söyledi.
Sadr, 15 Haziran Çarşamba günü Necef’te Hanana’da Sadr bloku milletvekilleriyle yaptığı toplantıda, “Yolsuzluklara hiçbir şekilde buluşmamak için siyasi süreçten çekilmeye karar verdim... Yolsuzlar yaklaşan seçimlere katılırsa, ben katılmayacağım.” dedi.
Bu kararla, Meclis Başkanı’nın milletvekillerinin istifasını kabul etmesinin ardından ülke yeni bir siyasi kaosa girdi ve spekülasyonlarla karşı karşıya. Hiç biri Iraklının çıkarına değil, tam tersine bedelini bu aciz ülke ödüyor.
Peki, yansımaları neler? Ve bu spekülasyonlar neler?
Birincisi: Sadr hareketi lideri Mukteda es-Sadr’ın kararsız olduğu biliniyor. Tarihi kararsızlıklarla dolu. 27 Mart 2016’da kabine oluşumunda El Abadi’ye baskı yapmak için Yeşil Bölge’de oturma eylemi yapacağını duyurdu. 31 Mart’ta El-Abadi, yeni kabineyi kurduğunu duyurduktan sonra es Sadr, oturma eylemini sonlandırdı. 2013’te seçimleri boykot edeceğini açıkladı, ardından geri adım attı. Yine 2021’de seçimleri boykot edeceğini açıkladıktan sonra gene bu kararından vazgeçti. Böyle kaotik, ilkesiz bir kişiliğin kararları ve kararlarına bağlılığı hakkında spekülasyonda bulunmak gerçekten zor. Bu kararından vazgeçip müzakereler ve belli kazanımlarla hoşnut edildikten sonra siyasi sürece dahil olabilir. Bu, birinci senaryo.
İkincisi: Sadr hareketi lideri, Koordinasyon Çerçevesi’nin hükümeti kuramayacağı kanaatinde. Dolayısıyla parlamentonun feshinin ardından El Kazimi hükümetiyle erken seçimlere gidildiğinde, Mukteda es-Sadr, iptal edilen üçüncü blokun koltuklarını kapmayı arzuluyor. Bu da ikinci senaryo.
Üçüncüsü: Koordinasyon Çerçevesi’nin Sadr hareketinin onayı olmadan hükümeti kurması oldukça zor. Çünkü Sadr hareketinin sokağı harekete geçirme yeteneğini, Iraklıların öfkesinin boyutunu ve bu parya biçimlerini kabul etmeyeceklerinin farkında. Bu senaryoların en tehlikelisi. Ülkeyi kaosa ve büyük bir çekişmeye sürükleyebilir. Ateşi, suçlular ve yozlaşmışlardan önce masumlara dokunabilir.
Ey Irak Müslümanları! 2003 yılında Irak’ın işgali sonrası yaşanan sıkıntı ve sorunlar, hayatın her alanına yayıldı. Ne zaman bu sorunlardan kurtulmak isteseniz, işgalci sizi yeni bir oyunuyla şaşırtmakta. Her seçim döneminde, pişmanlığınızı, üzüntülerinizi, aldatıldığınızı, artık bir daha seçimlere katılmayacağınızı açıklıyorsunuz. Ama işgalci uzattığı hilekâr bir iple sizi seçimlere sokmayı başarıyor! Mezhepçilik, milliyetçilik, en iyisi ve bağımsızlık ipi, bir tuzaktır. Amacı, seçimlerin başarılı olmasını ve işgalci ABD’nin belirlediği siyasi sürecin çökmemesini sağlamaktır. Hissettiğiniz gerçek ve gerçeklik bu. İşgalden bu yana ülkenin durumu, kötüden daha da kötüye gidiyor. Döngüsel kötü geçtiğinde, daha kötü bir döngü geliyor.
Ey Irak Müslümanları! Bilin ki, vatanseverlik, mezhepçilik veya bağımsızlık iddiasında bulunan hiçbir politikacının umurunda değilsiniz. Kişisel, partizan çıkarlar ve sömürgeci efendilerinin rızasını elde etmek öncelikleri arasında. Bugün içinde bulunduğunuz durum bunun kanıtı. Erken seçimlerinden bu yana 7 aydan fazla bir süredir tüm partiler ve kişiler çıkarlarını gerçekleştirmenin çabasında. Bütçenin onaylanması bahanesiyle halkın çıkarları askıya alınmış durumda. Bütçe, hükümet kurulduktan sonra ancak onaylanacak.
Bütün bu acılardan kurtuluş ve onurlu bir yaşama ulaşmak, Sadr, Koordinasyon Çerçevesi, partizan ve bağımsız biriyle olmaz. Bunların hepsi, işgalcinin satranç tahtasında istediği gibi hareket ettirdiği piyonudur. Hepsi bu işgalcinin belirlediği anayasaya bağlılığını açıklıyor. Oysa bu anayasa hastalığın temeli ve belanın kaynağıdır. Şeriattan uzaklaşan ümmetin doğal hali bu. Ümmet, zayıf, zenginliklerini yağmalamak için milletler üzerine üşüşüyor, içine bozguncular salınıyor, hakkında Ruveybida konuşuyor.
Yapmanız gereken şey, mevcut siyasi sistemi kökten değiştirmek, siyasi süreci ve adamlarını dipsiz bir uçuruma atmak, anayasası Allah’ın Kitabı ve Rasûl’ünün Sünnetinden türetilen, uygulanması üzere yöneticiye biat edeceğiniz ve buna göre onu hesaba çekeceğiniz bir siyasal sistem kurmaktır. O zaman Cenab-ı Hakk’ın gazabından, labirentten ve hayatın darlığından kurtulup Cenab-ı Hakk’ın rızasına, hidayete ve mutlu bir hayata erişirsiniz.
Öyleyse kararlılığınızı bileyin, adaletsizliği kaldırın, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu buyruğuna uyun:
إِنَّ النَّاسَ إِذَا رَأَوُا الظَّالِمَ فَلَمْ يَأْخُذُوا عَلَى يَدَيْهِ أَوْشَكَ أَنْ يَعُمَّهُمْ اللَّهُ بِعِقَابٍ مِنْهُ “İnsanlar bir zalimi görürler de onun zulmüne engel olmazlarsa Allah’ın onları genel bir azaba uğratması kaçınılmazdır”
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Irak Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: |
E-Mail: huti53@yahoo.com |