Pazar, 27 Safer 1446 | 2024/09/01
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Hollanda
Medya Bürosu

No: HLu2013BAu20132015u2013MBu2013TRu201302 H. 22 Rabi-ul Evve 1436
M. Salı, 13 Ocak 2015

Basın Açıklaması Avrupa İslam'ı Çağrıları, İslam'ı Sekülerleştirmenin Farklı Bir Versiyonudur

Geçen hafta Paris'te Charlie Hebdo dergisine düzenlenen saldırının ardından İslam'a yönelik saldırılar hız kesmiyor. Bazı Batılı medya yanı sıra bir takım politikacılar, geçtiğimiz günlerde İslam'ın açıkça tehdit unsuru olduğunu ifade ettiler. Dünya ülkelerinden birçok politikacı da örtülü olarak İslam'ın sorun teşkil ettiğini dile getirdiler. Hatta Yahudi varlığının başbakanı Netanyahu, İslami aşırılık ile mücadele etmek ve Batı medeniyetini korumak için uluslararası koalisyon çağrısında bulundu. Birçok Avrupa ​​hükümeti, İslam'ın yeniden biçimlendirilmesi için uzun zamandır plan ve politika yapıyor. Ya da daha doğru bir deyişle Batının liberal standart ve değerleri ile uyumlu bir İslam oluşturmaya çalışıyor. Bununla eş zamanlı olarak da Müslümanları sıkboğaz ediyorlar. Örneğin Avusturya'da Entegrasyon Bakanı, son zamanlarda hükümetin aşırılık ile mücadele önlemlerini güçlendirmek için yeni kanun hazırlığı içinde olduğunu söyledi. Belçika'da ise birçok kişi sözde Avrupa İslam'ı çağrısında bulundu. Hollanda hükümeti ise "radikalizm" ile mücadele etmek için önlemleri daha da sıkılaştırdı, önleyici ve baskıcı yeni önlemler yürürlüğe koydu. Ayrıca sözde "fritöz İslam" adı altında Hollanda modeli bir İslam tanıtıldı.

İslam'ı reforme etme yakarışları, zaten yıllardır sürmektedir. Hatta bu düşünce, uzun yıllar önce araştırma ve çalışmalara konu oldu. Ancak Batılı hükümetler tarafından pek ilgi görmedi. Çünkü Batılı hükümetler, zamanla İslam anlayışı zayıfladıktan ve İslam'a bağlılıkları dumura uğradıktan sonra Müslümanları toplumda eritme diye bilinen asimilasyon politikasını yeğliyorlardı. Ancak şimdiye kadar bu tür girişimler fiyaskoyla sonuçlandı. Belçika ve Fransa gibi bazı Avrupa ülkelerinde peçeyi yasaklamak için yoğun çaba sarf edilmesine rağmen ve zaman zaman İslami sembollere karşı sürekli savaş açılmasına rağmen Müslümanlar, İslami kimliklerinden asla vazgeçmediler. Buna rağmen Batının, Müslümanların zihinlerinde İslam'ı anlayışı yok etme, İslam'ın hükümlerine darbe vurma ve İslam'ı sekülerleştirme politikaları hız kesmeden kesintisiz devam etti. Bunun için hükümetle yakın ilişkileri olan dernekler ve İslami kuruluşlar kurdular. İmamlar yetiştirmek ya da en azından Batı düşüncesi ile uyumlu imamlar devşirmek için çalışmalar yaptılar. Politika yapıcılar, bununla da yetinmediler. Daha geniş bir sosyal yaklaşımla daha fazla Müslümana ulaşmanın yollarını aradılar. İşte Charlie Hebdo saldırısı, İslam'ı reforme etme düşüncesini gündeme getirmek için politikacılara iyi bir malzeme oldu. Politikacılar, sözde Avrupa İslam'ı oluşturmak ve Batıdaki Müslümanlara hayali alternatif İslam sunmak için çabalarını iki katına çıkardılar. İşte bu, Batının neden İslam'ı radikal ve ılımlı İslam diye ikiye bölmeye çalıştığını en iyi şekilde açıklar. Çünkü radikal İslam, Batı'nın teşvik ettiği İslam ile uyuşmuyor. Bu yüzden Batı, Müslümanların ondan uzaklaşmasını istiyor.

Bunun için hükümet, medyayı, medyanın yaydığı zehirleri, İslam'ın karalanmasını ve Müslüman topluluklara baskı yapmak için de İslamofobi kampanyalarını kullandı. Sözde Avrupa İslam'ını kabul ettirmek ve ona güvenilirlik kazandırmak için de Müslüman topluluklar arasında onu teşvik etti. Bu nedenle de hükümet, yeni İslam Şeriatı oluşturmak için imam ve vaizler gibi Müslümanlar arasında etkin olan şahsiyetlere yöneldi. Her Müslüman şunu net olarak iyi bilmelidir ki tamamıyla bu proje, Müslümanları dinlerinden saptırmaya yöneliktir. Sözde İslam'ı reforme etme düşüncesi, Kuran ayetlerinin ve hadisi şerifin her zaman ve mekâna uygun olmadığı, sadece belirli bir dönemde uygulanabilir olduğu fikrine dayalıdır. Bu, elimizdeki hükümlerin şu zamanda uygulanamaz olduğu anlamına gelir. Bu düşünce, her zaman ve mekânda İslam'ın uygulanabilir olduğunu söyleyen ve her şeyi İslam'a göre değiştirmek gerektiğini belirten İslam'ın kati nassları ile çelişir. Buradan hareketle biz, laik düşünce, Batı kültürü ve değerleri ile uyumlu olsun diye İslam'ı değiştirmek için çalışmamalıyız. Bu yüzden Avrupa İslam'ı çağrısı, İslami akide ile taban tabana zıttır. O sadece İslam'ı sekülerleştirmekten başka bir şey değildir.

Son olarak mevcut bozuk vakıaya göre İslam'ı yorumlamak yerine mevcut vakıayı İslam'a göre değiştirmek gerekir. İnsanların razı olacağı şekilde İslam'ı eğip bükmek caiz değildir. Aksine insanların yaratıcısını hoşnut etmek önemlidir. Bu nedenle Batı ülkelerinde yaşayan Müslümanlar, Batılı hükümetler tarafından sinsice planlanan ve Müslümanların asimilasyonunu amaçlayan tüm şeytani projeleri boykot etmelidir. Ayrıca onlar, özellikle bu zor şartlar altında İslami kimliklerine sımsıkı sarılmalıdırlar. Tıpkı efendimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in yaptığı gibi onurla, hikmetle ve gururla Allah'ın dinini taşımalı, ne olursa olsun zerre miktarı kadar ondan şaşmamalıdırlar. 

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Hollanda
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: +31 (0) 6 11 86 05 21
www.hizb-ut-tahrir.nl
E-Mail: Okay.pala@hizb-ut-tahrir.nl

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER