حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
Medya Bürosu
No: FL-BA-2024-MB-TR-13 |
H. 12 Rabi-ul Evve 1446 M. Pazar, 15 Eylül 2024 |
Filistin Yönetimi İçişleri Bakanı Ziad Hab El Rih, Gazaba Uğrayanların Diliyle Konuşuyor
Filistin Yönetimi İçişleri Bakanı Ziyad Hab El Rih, Halil Valisi ve güvenlik birimleri müdürlerinin katılımıyla 11 Eylül 2024 Çarşamba günü El Halil’de bir toplantı düzenledi. Bu toplantı, Filistin halkının direnişine ve cihadına karşı kurnazlık ve suçla dolu bir toplantıydı. İçişleri Bakanı toplantıda, kan dökülmesini engellemek istediğini ve Gazze’de olanların tekrarlanmasına izin vermeyeceğini söyledi. Ayrıca “Bütün gücümüzle gerekçeleri ortadan kaldırmak için çalışacağız!” ifadeleri kullandı.
Peki, ortadan kaldırmak istediği bu gerekçeler nelerdir? Gazaba uğrayanlar, Gazze ve Batı Şeria’nın kuzeyinde olanları nasıl engelleyecek? Acaba cani varlık, 1948’de Filistin’i işgal edip halkını katlederken, tüm köyleri yok ederken ve sakinlerini yerlerinden ederken bir gerekçe mi bekledi, yoksa bir ihanet ve üzerinde anlaşılmış bir devir teslim mi bekledi?
1967’de Filistin’in geri kalanını işgal etmek için bir gerekçeye ihtiyaç duydu mu, yoksa bunu da ihanetler ve geri çekilmeler ortamında mı gerçekleştirdi? Şimdi otoritenin yaptığı gibi silahları topladı mı? Aynı şekilde topraklara el koyup yerleşim yerleri inşa etmeye başladığında, bir gerekçeye mi ihtiyaç duydu, yoksa Filistin’in büyük bir kısmından vazgeçen bir otoriteye mi ihtiyaç duydu?
Gerçekten de, mücrim varlık evleri yıkmaya ve kuzeyde, güneyde köyleri yakmaya başladığında bir bahaneye ihtiyaç mı duydu? Sanki bir göç planı ya da soykırım niyeti yokmuş gibi mi davrandı? Filistin Yönetiminin Filistin’in büyük bir kısmını peşkeş çekmesi, cani varlığı suç işlemekten alıkoydu mu? Oysa otorite verdiği bu tavizler, güvenlik koordinasyonu, malları, evlatları ve onurları konusunda Filistin halkına açtığı savaş karşılığında yanılsama, serap ve adamları için bazı önemsiz ayrıcalıklar dışında hiçbir şey elde etmemiştir. Düşmanın en büyük bahanesi, aramızdan çıkan bazı kişilerin onun suçlarını mazur gösterip, suçsuz kurbanı suçlayarak katilin suçuna ortak olması değil midir?
Peki, Filistin yönetiminin güvenlik aygıtları, halkı ve haklarını korumak için ne yaptı? Yoksa güvenlik aygıtlarının asıl görevi, mücahitleri takip edip tutuklamak mı?
Güvenlik aygıtları, silahlarını halkı savunmak ve korumak için kullanması gerekirken onları kaderine terk etti. Yerleşimci sürüsü halkın kanını dökerken, köylerine saldırırken, halka eziyet ederken güvenlik birimleri parmağını bile kıpırdatmadı. İnsanları korumak yerine, işgalci varlık, ordusu ve eziyetleriyle Filistin halkını yıldırmaya ve göç ettirmeye çalışan yerleşimci sürüsüyle birlikte üçlü yapının üçüncü unsuru haline geldiler!
Ey mübarek toprak halkı! Allah yolunda cihat eden mücahitleri takip etmek ve onları yıkım ve dökülen kanların sorumlusu olarak göstermek için sistematik bir kampanya yürütülüyor. Allah’a yemin olsun ki bu, apaçık bir iftiradır. Ümmeti ve ordularını zincirlere vuran bu ajan rejimler, gazaba uğrayanların işledikleri suçlara maske olmadılar mı? Mısır, Ürdün, Körfez ve Türkiye yöneticileri Yahudi varlığına yaşam sebepleri sağlamıyorlar mı? Bu ajanlar, katledilmemizin, evlerimizin yıkılmasının, kadınlarımızın, çocuklarımızın katledilmesinin suç ortağı değiller mi?
Otorite ve aygıtlarının ihanet içinde olduklarını ve Yahudilerin vaat ettiği bir serabın peşinde koştuklarını biliyoruz. Ancak bu ihanet ve suç, Filistin halkı adına yapılamaz, çünkü düşmanın safında yer alan bizden değildir. Tam tersine düşmanın safında yer alan ondan biridir. Allah Azze ve Celle doğru söylemiştir:
أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ تَوَلَّوْا قَوْمًا غَضِبَ اللهُ عَلَيْهِمْ مَا هُمْ مِنْكُمْ وَلَا مِنْهُمْ وَيَحْلِفُونَ عَلَى الْكَذِبِ وَهُمْ يَعْلَمُونَ * أَعَدَّ اللهُ لَهُمْ عَذَابًا شَدِيدًا إِنَّهُمْ سَاءَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ“Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmez misin? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Onlar bile bile yalan yere yemin ederler. Allah, onlara çetin bir azap hazırlamıştır. Gerçekten onların yaptıkları şey ne kötüdür!” [Mücadele 14-15]
Filistin, erkekleriyle, aşiretleriyle, kadınlarıyla, hatta bebekleriyle birlikte, Allah’a, Rasûlü’ne, Filistin halkına ve mücahitlerine ihanet edenlerden Allah’a sığınır. İhanet ve Yahudiler dostu utancıyla damgalanan kimse, işlediği suçtan kurtulamayacak, önce Filistin halkı ve tüm ümmetin mahkemesinde, sonra da davalıların toplandığı Allah’ın mahkemesinde hesap verecektir. O zaman, dünya ve ahirette hak ettiği utanca kavuşacaktır.
Şüphesiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in ümmeti içinde Filistin’i Selahaddin’in kurtardığı gibi kurtaracak adamlar vardır. Kurtuluşla birlikte kir, pislik ve ayak takımı yok olup gidecektir.
إِنَّ فِي ذَلِكَ لَذِكْرَى لِمَنْ كَانَ لَهُ قَلْبٌ أَوْ أَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَهِيدٌ “Şüphesiz ki bunda kalbi olan yahut hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.” [Kâf 37]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Mübarek Toprak (Filistin) Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 0598819100 www.pal-tahrir.info |
E-Mail: info@pal-tahrir.info |