BM Güvenlik Konseyi Pazartesi günü Gazze’de “derhal ateşkes” talep eden bir kararı kabul etti. ABD’nin çekimser kaldığı ve diğer 14 üyenin desteklediği kararda, Ramazan’da “kalıcı bir ateşkese yol açacak” acil ateşkes sağlanması” ve “tüm rehinelerin derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması”, “her türlü terör eyleminin kınanması” çağrısında bulunuldu. Kararda ayrıca “Gazze Şeridi’ndeki feci insani durumdan” duyulan derin de endişe dile getirildi

Güvenlik Konseyi, ABD’nin para ve silah desteği sağladığı ve tüm suçlarına tam olarak ortak olduğu Yahudi varlığının 170 günden fazla bir süredir yürüttüğü soykırım savaşından, ekin ve nesli yok etmesinden, evleri sakinlerinin üzerine yıkmasından sonra eksik ve tek gözlü bir kararı kabul etti. Bu karar, Güvenlik Konseyi’nin başarısızlığını örtbas etmeyen ya da felç olduğunu gizlemeyen bir karardır. Güvenlik Konseyi, Yahudi varlığının korkunç katliamına ve insanları aç bırakma dehşetine karşı sağır ve dilsiz kesilmiştir. Bu karar, Güvenlik Konseyi’nin Amerika’nın dilini konuşan ve çıkarları söz konusu olduğunda sessiz kalan bir aparat olduğunu kanıtlıyor.

Kararda “Ramazan ayı” boyunca ateşkes çağrısında bulunulmuştur. Ancak Ramazan ayının yarısından fazlası çoktan geçmiştir ve ölümler tek bir gün bile durmamıştır! Kararda, acil bir ateşkes öngörülmesine rağmen, kalıcı bir ateşkes öngörülmemekte, aksine “kalıcı bir ateşkes yol açacak” acil ateşkes sağlanması öngörülmektedir. Bu, mola istemek gibi bir şey. Kararda genel ifadeler yer almakta, suçlu, suçlu olarak ilan edilmemekte ya da suçu durdurmak için bir tavır alınmamaktadır. Amerika’nın alışılmadık bir şekilde karar tasarısına karşı çekimser oy kullanması, aslında karar tasarısının hiçbir işe yaramayacağı anlamına gelmektedir. Beyaz Saray Sözcüsü John Kirby’nin “oylamada çekimser oy kullanmasının ABD’nin tutumunda bir değişiklik olduğu anlamına gelmediği” yönündeki açıklaması doğrudur, zira Amerika şu ana kadar hala suç varlığının ve onun mücrim savaşının sponsorudur. Molalar gözleri boyamaktan ve anesteziden başka bir şey değildir.

Güvenlik Konseyi, karanlık geçmişe sahiptir, Amerika ve sömürgeci güçlerin çıkarlarını, savaşlarını ve kötülüklerini yönetmek için kullandıkları bir araçtır. Ondan ne bir iyilik ne de bir güvenlik beklenmez. Gafil bir kimse ancak ona gider ve aldanmış bir kimse ancak ondan bir hayır umar. Uygulanması Amerikalıların çıkarına olanlar hariç bu son karar da dahil olmak üzere Güvenlik Konseyi’nin kararları özellikle de Yahudi varlığıyla ilgili olanlar geçersiz ve değersizdir. Kirby, dünkü kararla ilgili olarak bir soru üzerine kararın “bağlayıcı olmadığını” söyledi. Yahudi varlığına gelince, liderleri her zamanki gibi küstahlıkları ve nobranlıklarıyla karara olan öfkelerini dile getirdiler. İşledikleri suçların geçici olarak bile durdurulmasını protesto etmek amacıyla Yahudi varlığı heyetinin Washington’a yapacağı ziyareti iptal ettiler.

Müslümanların yöneticilerinin alçaklıkları, korkaklıkları, utanç verici eylemsizlikleri, ajanlık ve komploları olmasaydı, aylar sonra Müslüman kanı akıtılmasını durdurma konusu Güvenlik Konseyi’nde tartışılan “bağlayıcılığı olmayan” bir karar olmazdı. Gazze’ye Güvenlik Konseyi kararı değil, ümmetin ve korkak yöneticileri devirecek, Hilafeti kuracak ve mücrim Yahudi varlığının kökünü kazımak için orduları seferber edecek bir kuvvetin alacağı karar yardımcı olacaktır.

وَالَّذِينَ إِذَا أَصَابَهُمُ الْبَغْيُ هُمْ يَنتَصِرُونَ“Bir haksızlığa uğradıkları zaman, yardımlaşırlar.” ^{[Şura 39]}