Yahudi ordusunun Nablus’un Eski Şehir bölgesinde düzenlediği operasyonda, aralarında Arin el Esved “Aslanların İni” grubunun önde gelen liderlerinden Vedi el Havah’ın da bulunduğu beş mücahit şehit oldu, 20’den fazla kişi de yaralandı. Bunlardan beşinin durumunun kritik olduğu belirtildi. Yahudi varlığı başbakanı Yair Lapid, otoritesini istikrara kavuşturmak istiyorsa, Filistin devlet başkanının sahayı kontrol etmesi gerektiğini söyledi. Bu arada Abbas’ın sözcüsü Nabil Abu Rudeineh Filistin televizyonuna yaptığı açıklamada, Abbas’ın ofisinin ABD ile iletişim kurarak Yahudilerin operasyonunu durdurması için yardım istediğini söyledi. Filistin Kabinesi de Birleşmiş Milletler ve uluslararası insan hakları kuruluşlarını Yahudilerin Nablus’taki saldırganlığını durdurmak için müdahil olmaya çağırdı.

Nablus’ta yaşananlar, Yahudi varlığının korkaklığını ve yarı silahsız bireyler karşısında bile direnç gösteremediğini vurguluyor. Yahudi varlığı, Allah yolunda şehadeti arzulayan bir ordu ile yüzleşseydi peki nasıl olurdu? Bu korkaklar nasıl hayatı seviyorsa, o ordu da ölümü o kadar seviyordur. Yine Nablus’ta olup bitenler, Müslüman ülkelerdeki rejimlerin Yahudi varlığının suçlarına kalkan olduklarını teyit ediyor. Güvenliğini koruyup kolluyorlar, işlediği suçları görüyorlar, duyuyorlar ama parmaklarını bile kıpırdatmıyorlar. Dahası, Yahudi varlığı ile normalleşerek, kıta sahanlığını belirleyerek ve Müslümanların zenginliklerini çalmasına izin vererek daha fazla suç işlemesine yardımcı oluyorlar. Keza Nablus’ta yaşananlar, ümmetin sorumluluğunun, mübarek toprağı kurtarmak için Allah yolunda cihat etmek olduğunu, mübarek toprağı kurtarmaktan başka hiç bir çözümün olmadığını, çözümün ABD ve BM’den değil ümmetin ordularından yardım istemekle olacağını doğruluyor.

Otoritenin pozisyonu, ihanet kokuyor. İnsanları korumak ve savunmak için on binlerce ağır silahlı güvenlik unsurlarını harekete geçirebilirdi. Dünyadaki güvenlik güçlerinin görevi budur. Yoksa Filistin güvenlik güçleri, sadece Yahudi varlığını korumak ve mücahitleri takip edip tutuklamak için mi vardır? Filistin halkına yönelik saldırganlığı durdurmak için Amerika ile temasa geçme talimatı veren Filistin Yönetimi başkanının pozisyonu, ihanettir, alçaklıktır, siyasi naifliktir. Çünkü Amerika, küfrün başıdır, suçlarını işlemesi için Yahudi varlığına koruma sağlamaktadır. Filistin halkını katletmesi için para, silah ve teçhizat yardımı yapmaktadır. Filistin halkını öldürmeleri ve temiz kanları seçim kartı olarak kullanmaları için Gantz ve Lapid’e yeşil ışık yakmıştır. Yağmurdan kaçarken doluya yakalanmak akıl karı değildir. Yoksa uluslararası bir kararla yaratılan otorite, sadece Beyaz Saray ve Birleşmiş Milletler’in kapısında yüz üstü yatmayı mı iyi bilir?

İslam ümmeti ve orduları değil de, Amerika’ya, uluslararası topluma ve uluslararası kurumlara çağrıda bulunmak, büyük bir suç ve büyük bir ihanettir. Filistin davasının sahibi ümmettir ve onu sonlandırabilecek tek mercidir. Harekete geçmeleri için ümmete ve ordularına seslenmek, onları harekete geçirmenin tek yoludur. Ümmetin ve ordularının harekete geçmesi, Filistin halkının kurtuluşunun yegâne yoludur. Dolayısıyla düşmanlar ve onların araçları, Filistin sorununun pratik tek çözümü olan bu hitapla savaşmakta, medyada engellenmekte, rejimler ve hizipler tarafından dışlanmaktadır.

Ey mübarek toprak halkı! Eğer sabreder ve dininize sarılırsanız, Allah, bir zorluğun ardından mutlaka size bir kolaylık sağlayacak, sizin için Peygamberiniz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İsra’sını özgürleştirecek ve fatihlerin ilk girdiği gibi mescide girecek ordular hazırlayacaktır. O halde dininize ve ümmetinize sımsıkı sarılın, Halid ve Selahaddin’in torunlarından yardım isteyin. Sömürgecilerin projelerini terk edin. Akıbet sizin içindir. Allah sizin mevlânızdır, kâfirlerin ise mevlası yoktur.

إِن يَنصُرْكُمُ اللَّهُ فَلَا غَالِبَ لَكُمْ وَإِن يَخْذُلْكُمْ فَمَن ذَا الَّذِي يَنصُرُكُم مِّن بَعْدِهِ وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ“Allah size yardım ederse artık sizi yenecek hiçbir kimse yoktur; eğer sizi yardımsız bırakırsa O’ndan sonra size kim yardım edebilir? Müminler yalnız Allah’a güvensinler.”^{[Ali İmran 160]}